27 Temmuz 2011 Çarşamba

Aylak Adam

0 yorum
Mutlaka okunması gereken bir kitap; şaheser! Yusuf Atılgan'ın kaleminden, Yapı Kredi Yayınları'ndan...

C. hayata tutunamaya çalışan, onun tabiriyle, çalıntı para yiyen bir kişi. Doğru kadını arıyor. Onu istiyor.

C. hayata kimi zaman iyimser kimi zaman kötümser yaklaşıyor . Mesleğine gelince "Aylakım ben, çalıntı para yerim!" der. İnsanlığa karşı içinde kabaran öfke şarap kadehinden taşıyor. Doğru kadını arama yolunda yanlış kadınlarla geçirdiği zamanlar ve C.nin babasıyla çatışması onun hayatını kalıplara sokuyor. Oysaki C. kalıpları, alışkanlıkları sevmez.

"Bir yerleri olması kötüydü.Sonra insan kendinin değil, o yerin isteğine uygun yaşamaya başlardı."

Tek başına yaşadığı evinde tek dostu kitaplarıydı. Bir de evi toparlamaya gelen kadın var. Ama sadece var.
Aylaklığı aşmak için kendine çeşitli işler de bulur aslında ama çabuk sıkılır. Sokak isimleri toplamak insanın sıkıntısı kaç zaman alır ki?

C.nin en sevdiği işlerden birisi -farkında olmasa da- insanları izlemek.Hepsini izler... İnsanların içinde keşfettiklerinden sadece ikisi:

"Çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği, kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor.Sinemadan çıkmış insan. Gördüğü film ona birşeyler yapmış. Salt çıkarını düşünen kişi değil. İnsanlarla barışık. Onun büyük işler yapacağı umulur. Ama beş-on dakikada ölüyor.Sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu; asık yüzleri, kayıtsızlıkları, sinsi yürüyüşleriyle onu aralarına arıyorlar, eritiyorlar."

"Sokakta kendi kendine sesli gülünmeyeceğini bilmeyen yoktu."
Bu başyapıtın son cümlesini ayrı bir güzel.
"Biliyordu, anlamazlardı."
Kitap:

YKY Çevrimiçi alışveriş
KitapYurdu.Com

3 Temmuz 2011 Pazar

Şato

0 yorum
Uzun bir bütünleme sınavları arasından sonra yine burada, bir başka kitap... Kaç zamandır elimdeydi, araya giren işler yüzünden ona fazla vakit ayıramamıştım.Bugün onun günü.


Franz Kafka'nın Şato'su. Ama sakın ha Alter Yayıncılık'tan çıkanını almayın. Yayıneviyle kişisel bir husumetim yok. Zaten bu kitap sayesinde onlarla tanıştım. Buruk bir tanışma oldu. Kitapta cümle düşükleri, basım hataları istemediğin kadar... İsimlerin yanlış yazımından söz etmiyorum bile. Elimdeki eser Hasan İlhan tarafından çevrilmiş. Bu kitabın neden bu durumda basıldığı konusunda bir fikrim yok. Yayınevi umarım bu tür eleştirilerle daha da ileriye gidecektir. Bir eksikleri de -bunu onlara da bildirdim- internet sitelerinde bu kitaba ulaşamıyor olmamız. Sanki hiç yokmuş gibi...

Kitabın kapağını beğendim. Kafka'nın o ilginç dünyasına bir başka yaklaşım. Birbirinin aynı insanlar... Bu sizi yanıltmasın Şato'ya özel bir kapak değil. Bu kapak Alter Yayıncılık'tan çıkan Kafka'nın tüm kitaplarına uygulanıyor.

Kafka bu eserinde bir yabancıyı anlatıyor. Acaba kendini mi anlatıyor diye çok düşündüm. Bu düşüncemin sebepleri arasında en belirgin olanı Kadastrocu K.nın "yersiz, yurtsuz" olmasıydı.

Bay K. bir fırtınalı kış gecesi köye geliyor. Bu köyün tüm yönetiminden sorumlu olan Şato'dur ki bu şato ve çalışanları halkın gözünde mutlak mükemmeldir.Beyler diye anlatılan Şato çalışanları hata yapmazlar, çok çalışırlar ve her hareketleri yasalara uygundur.Kadastrocu Bey'in gerçekten kadastrocu olup olmadığı ise bir muallaktır. Kafka bize kadastrocu olarak tanıtmaktadır bu kişiyi. Ancak eser boyunca K.nın Şato'ya ulaşma çabası bulunmaktadır. Bu uğraşları esnasında Köy'den kesitleri, Köy'de yaşamın nasıl olduğunu da görüyoruz.

Kadastrocu Bey'in başına da iki tane yardımcı musallat edilmiştir. "Musallat edilmiştir" diyorum çünkü Bay K. da durumu bu şekilde görmektedir. K.nın Şato'ya girme çabaları esnasında Haberci Barnabas ve ailesinin durumu da inceleniyor. Kitabın en belirgin özelliklerinden birisi de uzun monologlardır. Bu konuşmalar günlük hayatta gerçekleşmesi zor gibi de olsa içinde derin fikirler ve olaylara bakış barındırmaktadır.

Şato, yaklaşık bir haftalık bir süre içinde olan olayları anlatsa da aslında bir hayat boyu insanların bu ve buna benzer şekilde yaşadığını da anlatmıştır. Bay K.nın bakış açısı bu gibi çoğu noktada çakıştığı için Kadastrocu K. kendisi mi diye düşünmemek elimden gelmiyor.

Bay K.nın Friede ile olan aşkı da entrikalar üzerine gibidir. Şato'da dikkat çekici noktalardan birisi de budur; entrikalar. Her zaman her yerde... İnsanlar birbirinden devamlı olarak şüphelenmektedir ve "dedikodu"larını etmektedir. Böyle bir toplumun içinde K. kendine yer arıyor.

Eserde dikkatimi çeken bir şey daha var ki K.nın bazı konular üzerine yalan söylemesi. Belki de yalan değildir bu. K.nın konuşmaları üzerinden kişiliği hakkında çözümleme yapılabilir. Ancak K.nın kişiliğinin "sezdirdikleri" daha başkadır. Bu "sezdirme" işi K.ye özel değil. Kafka eserindeki tüm kişilerinde bunu kullanmış.İnsani duygular ve söylenenler, olaylara başka insanların gözünden bakılması ve hepsinin ortasında Kadastrocu K.

Bay K. hayatımıza fırtınalı bir köyle beraber giriyor ve fırtınalı bir gecede çıkıveriyor. Geride sorularla, sorgularla bırakıyor insanı.

Kitap:
KitapYurdu.Com
 
Copyright © Kitaplık
S.Y.