Anı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Anı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Haziran 2018 Cumartesi

Japonya Günlükleri

0 yorum
Richard Brautigan kitabı. Japonya seyahati esnasında hissettiklerini yazdığı anı-şiir kitabı. Bir anda bitiveriyor.Bittiğini bile anlayamadan kitap bitiyor. Ruhunuzun yalnız sokaklarında kendinizi arıyorsunuz.

Kitabın arka kapağında da zaten;
Yalnız uyuyacağım yağmurlu Tokyo gecesinde
diye alıntılanıyor Brautigan'dan.
Japonya'ya olan ilgisini çok ilginç bir şekilde anlatıyor. Edward Amcası'nın ölümüne Japonların sebep olduğunu anlatıyor kitabın girişinde.

Şiirlerinin başlıkları aşağıdadır:
Japon Haiku Şairi Issa'ya Saygı
Gibi Düşler
Çilek Haikusu
Son Moda Dashiell Hammett'in Gizemli Bir Öyküsü
Yok Oluş Üzerine Kısa Bir Çalışma
12.000.000
Ayakkabılar, Bisiklet
Yollarda Bir Çalışma
Yüzen Şamdanlar
Japon Kadınlar
Japonaya'da Gece Güneş Gözlüğü Takmak
Gelecek
Elektrikli Testere
Gece İçin Gündüz
Alpler
Kurbağasız Japonya
Pahalı Ve Oldukça Lüks Bir Kokteyl Salonunda Büyük Bir Piyano Çalan Genç Bir Japon Kadın
Kimsenin Kimseyle Sevişmediği Yağmurlu Bir Tokyo Gecesinde Kendi Kendine Orji
Tokyo'dan Osaka'ya Otobanda Yolculuk
Fragman #1
Ebedi Uçak Tutması
Nagara, Yellowstone
Kamusal Alanda, Kafelerde Barlarda... vs Şiir Yazmak
Tokyo/11 Haziran 1976
Başlangıç
Nereden Gelip Geçer
Dilin Sessizliği
Kalkma Vakti
Yatağıma Bakarken / 03.00
Taksici
Tokyo/24 Haziran 1976
Gerçekliği Gerçek Yapan
Karşılıksız Aşk
Geçmiş Geri Getirilemez
Fragman #3
Fragman #4
Taş (gerçek

Benim en sevdiğim şiiri Gece İçin Gündüz oldu. Yalnızlığı belki de en hazin hali bu.

Yukarıda arka kapağa alıntılanan mısra ise Kimsenin Kimseyle Sevişmediği Yağmurlu Bir Tokyo Gecesinde Kendi Kendine Orji şiirinden.

Bendeki Kitap Altıkırkbeş Yayın'dan Melis Oflas çevirisiyle ilk baskısı.

14 Ağustos 2015 Cuma

Kömürün Karası Alnımın Akı

0 yorum
Hayri Sarı kitabı. Hayri Sarı Kocaeli'de bir edebiyat öğretmeni. Hiç beklemediğim bir anda kitabını gördüm. Ben yokken alınıp raflarıma bırakılmış. Hayri Sarı Öğretmenim, benim Kocaeli'de lise hayatıma başlamamda büyük bir etkisi olan öğretmenimdir. İşte bu yüzden bu kitabın da yeri bende başkadır. Hiç beklenmedik anlarda çıkan kitaplar kadar güzel ne olabilir ki?

Geçmişe, Kocaeli'ye ilk geliş yıllarımıza kadar dönmüş bir şekilde kitabı elime aldım. Kapağı, ayrıca güzel... Zonguldak'ın kömürtozlu havasını solumuş herkes gri tonlamalı havanın tadını bilir. Kitabın Soma'ya adanmış olması da ayrıca duygusaldır.

Kitap aslında Hayri Sarı Öğretmenimin hayatının şiirsel anlatısıdır. Kendi hayatını anlatmış ama o dönemi yaşamış herkesin hayatıdır bu. Yokluklar, varlıklar, göçler, siyasi kavgaların ortasında, öğretmenlik yolunda giden bir gencin damlaları bu kelimeler.

Maden şehitlerimizin ruhları şâd olsun!

Bendeki kitap Sertan Yayınları'ndan Haziran 2014 tarihli baskısı.

Kitap:
İdefix.com
Kitapyurdu.com
Babil.com
Dr.com.tr

27 Ekim 2014 Pazartesi

Bir Zamanlar İzmit

0 yorum
Emekli Orgeneral Hikmet Bayar'ın askerlik öncesi İzmit anılarını derlediği kitap. Kitaptan beklentim daha çok İzmit'in '30'lu '40'lı yıllarının bir betimlemesiydi. Elbette ki o dönemin İzmit'i mevcut. Bu mevcudiyet anılarla bezenmiş durumda. Bunun yanı sıra, 2000'li yıllara da gelinerek dönem karşılaştırılması ve İzmit için çeşitli öneriler mevcut.

Birazcık ismine aldandığımdan olsa gerek anıdan çok bir tarih kitabı beklentisiyle okumaya başladım. İlk sayfalarda da o hissiyatı vermişti. sayfalar ilerledikçe anılar arttı. Anıların da şöyle bir güzelliği var ki o dönemde yaşamış İzmitlileri görmek mümkün!

Orgeneralimizden de beklendiği üzere nizami bir üslup ve kurgu mevcut. Tasniflemeler net çizgilerle belirli. Ama yine de duygular öne çıkıp kendilerini gösteriyorlar.

Anılar, İzmit'le iç içe bir şekilde, ev yaşamından tatil zamanlarındaki gezmelere kadar tüm bir hayatı kapsıyor. Benim en çok içimi burkan ise Körfez'in sularında rahatlıkla yüzüldüğü zamanlardır... Şimdiki durumu maalesef malumunuz...

Bu kitabın bir diğer özelliği de Hikmet Bayar'ın iki ciltlik çalışmasının ilk cildini oluşturması. Kitaba başlamadan hemen önce bunu belirtiyor ve ikinci cildin, askerlik anıları olduğunu anlatıyor.

Bendeki kitap Kastaş Yayınevi'nden Şubat 2002 tarihli ilk baskısı.

Kitap:
Kitapyurdu.com
İdefix.com
Dr.com.tr
Babil.com
Pandora.com.tr

21 Mayıs 2011 Cumartesi

Eşref Saat

0 yorum
Şevket Rado'nun kaleminden çıkan mükemmel bir eser.Önsözünde üstat, şu şekilde belirtiyor:
Senelerdir İstanbul Radyosunda sadece hayatı sevmeyi, çalışmayı, daha iyiyi aramayı, iyiliğe ve doğruluğa kıymet vermeyi telkin ederek vatandaşlarıma faydalı olmak maksadıyla hazırladığım konuşmalardan bir kısmını şimdi bir araya toplarken bu küçük kitabın terbiyeye hizmet edeceğine inanıyorum.
Yemeklere lezzeti veren de o terbiye değil mi ki? İnsana lezzet veren de o terbiye... İşte o terbiyeye çok şey katıyor. Koltukta oturan bir dedeyi, dizinin dibine oturup dinlermişçesine okunuyor kitap. Anılarıyla birlikte biz de gidiyoruz zaman zaman yaşadıklarının yanına. Bazen de o anılarıyla kendimizi karşılaştırıyoruz.

Eşref Saat neymiş onu öğreniyoruz önce büyüğümüzden. Dinlemek için eşref saatimiz geliyor başlıyoruz hayat yolculuğuna... Dostluktan düşmanlığa, çocukluktan ihtiyarlığa...

Üstadın kalemi kuvvetli malumunuz, hiç sıkmıyor, boğmuyor. Dedim ya!O anltıyor, biz dinliyoruz. Eşref saatimiz ne zaman uygun olursa... Okudukça iç ferahlatıyor, "hayatı pembe bir gözlük arkasından seyrettiriyor"*. Nikbin üstadımız...Kendi terbiyeme çok şey katmıştır.

Öyle bir üslup ki kullandığı üslup, insanın beşeriliğini olduğu gibi içine alıyor, her fikre katılma zorunluluğu olmadığını da kibarca bize hissettiriyor.

Benim en çok hoşuma giden noktalardan birisi de şudur: Konu içinde o kadar güzel, o kadar yerinde anılar, minik öyküler, anektotlar aktarıyor ki onlar zihne yerleşiyor. Yol gösterici tabela gibi oluyor.

Kitap üzerine çok konuşabilirim. Ancak çok fazla sizi tutup Şevket Rado'nun sohbetinden mahrum bırakamam.
Kitap:
KitapYurdu.Com


Bendeki baskı Elips Kitap'tan.Okunuşu kolay. Kağıdı göz yormuyor Harfleri de iri. Zira kitap MEB'in ilköğretimler için 100 temel eserinden birisi.

Şevket Rado'yu saygıyla anıyorum.

*s. 130.

20 Mayıs 2011 Cuma

Ömrümden Uzun İdeallerim Var!

0 yorum
Suna Kıraç'ın eseridir. Koç Ailesi'ne kızları Suna'dan bakış.Film seyrediyormuşçasına kitap okunuyor. Kitap Suna ve İnan Kıraç Vakfi'ndan çıkmıştır. Tüm gelirleri de Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı'na bağışlanmıştır. Ben bu kitabı bir TEGV gönüllüsü olarak okudum. TEGV'i kendim kuruyormuş gibi oldum bir ara, o zorluklarla ben karşılaşmışım gibi... Peşinden gelen o mutlulukları kitabı okurken ben de yaşadım.

Kitap bir biyogrofi, bir otobiyografi ve aynı zamanda iş yaşamının anlatıldığı bir kitap.Kitabı yayına Rıdvan Akar hazırlamıştır.

Kitabın adından da anlaşılacağı üzere bir sosyal sorumluluk içermektedir. Bu konuda yaptıkları anlatılmaktadır.

Kitapta TEGV kurulmasından başka olarak Vehbi Koç ve aile içinde mektuplaşmalar çok dikkatimi çekmişti. Resmi metin şeklinde olup her şeyin yazılı olmasını  istiyordu.

Kitabın dili gayet rahat. Hatta konuşma dili bile denebilir.Ancak öyle de hafife alınmamalıdır, zira bu dil Suna Kıraç'ın birikmişlerini de gayet güzel bir şekilde ve ustacadır.

Kitap zamanının da şartlarının gerekli kadarını bizlere anımsatmaktadır. Zaten bu anımsatma zamanın geri kalanını tamamlamamıza da yetiyor.

"Çalışmaya başladığım ilk günden itibaren, bu topluluğun profesyonelleşmesi için büyük çaba sarfettim. Sağlığım müsaade ettiği ölçüde de bunu yapmaya devam edeceğim.

Bugüne kadar birlikte çalıştığım her kademedeki arkadaşımdan sevgi, saygı ve ciddiyen gördüm.Bunun için mutluyum. Zaman zaman çalıştığıma pişman olduğum anlar oldu, ama geriye dönüp baktığımda dolu dolu bir hayat ve hatıratımı yazacak kadar güzel ve heyacanlı anı var."
Kitabın arka kapağına Suna Kıraç böyle not düşmüş.

Son sayfalar fotoğraflarla süslenmiş.Bu da ayrı bir tat vermiş.

Bir de kitabın 207. sayfasında Eğitim Gönüllüleri'nin temellerini atışını paylaşmak isterim:
"Ne olacak bu memleketin hali demekle memleketi yönetenleri kıyasıya eleştirmekle bir yere varamayız.Mutlaka bu sorunun çözümünün bir parçası olmak durumundayız. Bu da ancak bir örgütsel hareketle oluşabilir. Eğitim noksanlığı! Yaşanılan tüm olumsuzlukların kökeninde hemen hemen başlıca neden budur. Bunun için eğitim devlete bırakılmayacak kadar önemli bir konudur. Eğitim yalnız özel sektör kuruluşlarının halledeceği bir konu da değildir. Genel eğitim alanında en büyük bir sivil toplum hareketini başlatalım ve devletin özellikle 7-16 yaş grubundakilere verdiği eğitime destek bir program oluşuralım ve nesillerin daha iyi yetiştirilmelerini sağlayalım."

Kitap:
KitapYurdu.Com
 
Copyright © Kitaplık
S.Y.