Sayı 3 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sayı 3 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Kasım 2013 Salı

Marşandiz Fanzin Sayı 3

0 yorum

Gerçeklerle arası iyi olmayan fanzin. İlk sayfada "Marşandiz"in altındaki bizi karşılıyor ve kendileri hakkında büyük bir bilgi veriyor. Elime geçen bu sayıları üçüncü sayıları. İki ayda bir yayımlanan derginin Ekim-Kasım 2013 sayısı olmuş oluyor.

Sayfalarda ilerledikçe; gerçeklerden kopukluğa, kimi zaman sistematik, kimi zaman kaotik sembolik bir dünyaya doğru adım attıkça Marşandiz bir yaşamın içine götürülüyorsunuz. Aslında çoktan marşandize binmişsiniz!

"Marşandiz"i ilk sayfada sağ altta tanımlıyorlar: Marşandiz: Fr. marchandise 1. Yük treni 2. Çufçuf dansı!

Raylar üzerinde giderken, balonların taşıdığı yıldızların el salladığını gördüğünüzde şaşırmayın. Gökten bir parça peynir düşerse de korkmayınız.

İçindekiler.
Şiir:
Güzel Avrat Otunun Keşfi - Zıvan Eyleyen.
Yok İnsaf Yok İnsaf - Can Karatek
Asılmışlar İçin Rakenrol - Rahman Yıldız
Müge Asan'a - Özgür Asan
Kavvali - Kaan Koç
Çizgi Öykü:
Güzel Rory - Onur Sekmen
Öykü:
Rutin -A. Orçun Can
Duvara mı Karşı, Duvar mı Bize Karşı? - Onur Altan
Gedikli Girdapları Kokusuz Plaklarla Besledim - Onur Selamet
Cadı Kazanında İyi İnsanlar - Özgürcan  Uzunyaşa

Çizgi-öyküde çirkin kız Rory'nin başından geçenler şiirle birlikte çizgilerle anlatılmış!

Rutin A. Orçun Can, bize bir kişinin günlük rutinini aktarıyor. Ancak bu kişi pek de mutlu bir kişi değil ve rutini de oldukça karamsar.

Duvara mı Karşı, Duvar mı Bize Karşı'da Onur Altan, Memleket Meselesi adlı kişi kişinin köyünde başından geçenleri okuyoruz. Köyün nüfusu 6 kişi. Bunlardan dördünü kendisi dahil ailesi oluşturmaktadır. Eşi Gönül Meselesi, kızları Hayat Meselesi, oğulları Memat Meselesi. Bir de imamla beş eder, Basri'yle 6.

Gedikli Girdapları Korkusuz Plaklarla Besledim Onur Selamet'in, fanzin kapağına da yansıyan öyküsü. Bir kişinin Peynir tutmak istemesiyle başlıyor olaylar. Kokusuz Plaklar ise yemleri!

Cadı Kazanında İyi İnsanlar'da Özgürcan Uzunyaşa bir çocuğun mistik bir dünyadan kaçışını ve olayların mistik dünya ile bağlantısını anlatıyor.

Kapak resmi Onur Sekman'a ait olup iç çizimler Emre Öksüz'den.

Böylece bir istasyona gelip yeni marşandizi beklemeye başlıyoruz.


E-Posta: marsandizfanzin@gmail.com
İnternet: www.marsandizfanzin.com
Facebook: facebook.com/marsandizfanzin
Twitter: twitter.com/MarsandizFanzin

8 Kasım 2013 Cuma

Uç Nokta Fanzin Mayıs 2013

0 yorum

Üç Nokta Fanzin olarak başladıkları yayım hayatlarına Uç Nokta Fanzin olarak isimlerini değiştirmişler. Hem de elimdeki sayıdan sonra. O yüzdendir ki ben de bu yeni isimlerini kullandım. Aslında benim bahsedeceğim sayıları Üç Nokta Fanzin Mayıs 2013 sayısı. Elime geçti ve hiç kaçırmadım! Fanzin'in eskisi yoktur!

İlk dikkatimi çeken "ü" harfinin üzerindeki üç nokta olmuştu. Hemen aldım. Bir bakışla karşılıyor. Kapağı açtıktan sonra "İçindekiler" kısmı var ve "Biz, Kısaca." yazmışlar ve altta da şu alıntı var:
"Resim sessiz bir şiir, şiir konuşan bir resimdir. -Simonides-"
Üç Noktayı Mayıs 2013 kısaca yazaym hemen;
Hiçbir Yer Sessiz Değil - Ali C. Yoksuz / Öykü
Tan Yeri Ağrıları - Nur An / Öykü
Geç Kalmak - Ufkum Ç. / Öykü
Bir Azıcık Sus - Bay Pisuar / Şiir
110 - Gabriel / Şiir
Sakil Mukavemet - Gabriel / Şiir
İşte başlıklarla böyle bir sayı! Sayfalar arasında gezerken her an karşınıza bir resim çıkabilir!

Hiçbir Yer Sessiz Değil'de Ali C. Yoksuz "Başımdan aşağı boşalan kavramlar beynimi eritiyordu." diyen bir insanın öyküsünü anlatıyor. Üç gün önce intihar etmeye çalışmış bir insan... Yazım bakımından alışık olmadığımız bir son da bizleri bekliyor!

Tan Yeri Ağrıları'nda Nur An bir otobüs yolculuğundaki bir insanı anlatıyor. Bu insana yolculukta eşlik edense Şems!

Geç Kalmak'ta Ufkum Ç. "Çekingenlik ve özgüven eksikliği ile O'na bile geç kalmıştım." insanını anlatıyor! Yakın arkadaşlar ne kadar yakındır...

Sonrasında şiirler!

Bu sayıya aşağıdaki adresten ulaşabilirsiniz:
http://issuu.com/ucnoktafanzin/docs/ucnoktafanzinmayissayisi
Tüm sayılar için aşağıdaki adresi kullanabilirsiniz:
http://issuu.com/ucnoktafanzin

Diğer sayılarını da en kısa zamanda okumayı ümit ediyorum. Upuzun bir yayım hayatı diliyorum.
Uç Nokta Fanzin
İnternet:  ucnoktafanzin.blogspot.com
E-Posta: ucnoktafanzin@gmail.com

5 Eylül 2013 Perşembe

Alfabe Fanzin Sayı 3

0 yorum

Muhteviyatı bolca olan bir sayı! Sonbaharın bu ilk günlerinde, çayınıza/kahvenize eşlik eden çok güzel bir sayı. Ben okurken bir yandan da Blues dinliyordum. Bir mevsim bu kadar mı güzel olabilir? Diğer taraftan, her sayfayı çevirişte başka bir dünyanın kapısına ulaşılıyor. Başlıkla kapının kolu çevriliyor ve bir başka yol daha sizi kendi dünyasına götürüyor. 

Ön kapak, Alvaro Tapia Hidalgo'dan ve arka kapak da Safwat Saleem'den.

Ömer Kaçar Sunuş'ta dergi muhteviyatından şöyle bahsediyor:
İlk sayfada Canset Er’in bir öyküsü var: “Dediler Ki:” Bu öyküsünde yazar, “Ölüm acıydı ama Nermin Teyze için huzurdu. Ne de olsa beklenen gelmiş, bekleyiş bitmişti,” diyerek ölmeyi bekleyen yaşlı bir kadının içinde kopan fırtınaları etkili bir dille anlatıyor. “Rostam’ın Ağacı” adlı öyküsüyle Umut Tugay Temel, “Dolunay, Şiraz Ovası’nın üzerinde tüm egemenliğini ilan etmiş, bir Pers im¬paratoru edasıyla gecenin tahtına oturmuş, karanlığı bir küfür gibi arsızca yarıyordu,” diyerek Rostam’ın Şiraz Ovası civarlarında yaşadığı çarpıcı bir olayı okuyucusuyla buluşturuyor. Yeni kalemlerden Fırat Akova, “Av Dokunuşu” adlı öyküsünde “Dokunuşların doğuruyor seni bana,” diye başlayarak, aslında dile getirmeye hiç cesaret edemediğimiz bir konuyu –cinselliği– av ile avcı benzetmeleriyle konu ediyor. Fanzinin sürekli yazan kalemlerinden Merve Tursun da “Oğlum Müfit…” adlı öyküsüyle “Sizin uğrak olmayan gölgelerinizde serinlerdim. İsmim Müfit,” diyerek okuyucunun kafasında gizemli bir dünya yaratmayı başarıyor. Önceki sayıda “Apo’nun Kanlı Elleri Kanıyordu” adlı öyküsünü yarım bırakan, devamını bu sayıda bizlerle paylaşan Faruk Demirbilek ise merakla beklenen sonu açığa vuruyor. “Hayatımda belki de ilk kez ne için olduğunu bilerek ama elimde olmadan ağlamıştım,” diyor yazar. Yeni yazarlardan Birce Altın da “Oluruna…” adlı minimal öyküsüyle ‘ıslık çalan’ bir bank arkadaşıyla derin bir diyalog içinde buluyor kendini ve fanzinin orta sayfalarındaki yerini alıyor. Hilal Yıldırım, kendi iç çekişmelerine yer verdiği, “Yara Kabukları” adlı öyküyü bizlerle paylaşıyor. Samet Yangın, “Memur” adlı öyküsünde monoton bir yaşam sürecini bir memurun üzerinden anlatıyor. Bu sayıda yeni öyküsüyle fanzine katkı sunan yazarlardan Eyüp Tekin de “Vicdanın Nefesi” adlı öyküsünde bir adam ile bir kadın arasındaki vicdan muhasebesini konu ediyor. Yazdığı anılarından birini paylaşan Nesrin Er, “Bilinmeyen ve Uzak” adlı yazısıyla akıllarda yer edici yaşanmış bir olayı anlatıyor.
Şiirlerden ilkin Ömer Kaçar, “Vesaireler” adlı şiir denemesiyle karşımıza çıkıyor. Farklı bir yazım biçimiyle yaşamın anlamı sorgulanıyor bu şiirde. Sena Türkmen “Çıkmaz” ve Burak Çıkırıkçı “İki Ölüm Haberi Üzerine Gelen Bahar” adlı şiirleriyle, şiirdeki imgelemde yeni alanlar oluşturuyor.
Emre Gürkan Kanmaz, “Her şeyi sahici sanmak, belki ölmek için iyi bir nedendir!” diye başlıyor yazdığı denemeye. Hemen ardından “Günümüzde Tragedya Yazılabilir Mi?” adlı tiyatro yazısıyla günümüz ve tragedya yapıtları arasındaki ilişki irdeleniyor. Yine bir kitap ve film tanıtımı var. Hilal Yıldırım, “Kuytumda” adlı şiir kitabının tanıtımını yapıyor. Her sayıda oluşturulan Mantar Pano’nun ardından Alfabe’nin dolu dolu üçüncü sayısı sona eriyor.
 Yine çok güzel bir sayı olmuş ve böylece bir sonraki sayı için bekleyiş başlıyor!

E-Posta:       alfabefanzin@gmail.com
 
Copyright © Kitaplık
S.Y.