Sayı 4 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sayı 4 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Mart 2014 Pazartesi

Keşke Dergisi Sayı 4

1 yorum

Bir bahar günün en güzel etkinliklerinden biri kitapçıları dolaşmaktır. Neyin ne zaman karşınıza çıkacağı belli olmaz. Keşke Dergisi'yle böyle karşılaştım. İzmit'te satışı yok. İzmit'in insanlara olan tuhaf uzaklığı...

Bendeki Mart - Nisan 2014 sayıları.

İki aylık düşünce ve edebiyat dergisi, dördüncü sayılarına denk geldiğime göre 8 ay öncesine uzanıyor ilk sayıları. Bu sayının kapağını beğendim. Derginin künyesi için tıklayınız. Bildirileri için tıklayınız.

İçindekiler
Keşkenin Esrarı - Serhat Uzman
Siyah Sekiz - Münir Ersan Tuna
Mart1 - Cihan Deniz
Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesi - Emin Hekimoğlu
K'ayıp - A. Nur Mergen
gölgedeki gizli öz'Ne - Memet Çınar Devrim
Gözler - İzzet Gökçe
Seyyare Düşleri - Oğuzhan Gülcemal
Mektup - Ahmed Münib
Tozlu Satırlar: Kemal Tahir - M. Fatih Cinoğlu
Kirpikleri Bir Ömrü Saklıyor - Engin Hamamcı
Beş Yaş - Uğuz Ünal Gençtürk
Yabana Kalmışlık - Ercan Dansuk
Yâd - Seda Ketum
Şehir ve Biz - Nurullah Deveci
İşsizlik Lobisi - Elif Sude
Serhat Uzman'ın Keşkenin Esrarı'yla bu sayı aralanıyor.
Cebren ve hile ile, keşkeyi gebe bıraktım bir belkiye.
Keşke Dergisi'ni anlatmış bize. Keşkelerle, belkilerle. Lakin
Evet, pişmanız bu dergiyi çıkardığımıza. Ama pişmanlıkta bizdendir. 
İşte burada dahi anlamındaki de gözden kaçmış. İki aylık bir dergi olunca, ister istemez takıldım buna. Serhat Uzman simgesel bir üslup kullanmış yazısı için. "Acaba," dedim, "pişmanlık anında, zamanında dergiyi sahiplenmeyi mi kastediyor."
Sahi, neydi keşke..?
Münir Ersan Tuna, siyah sekiz şiirine;
nasıl da yanarım bilsen
tebessümünün en güzel anında 
 dizeleriyle başlıyor.

Cihan Deniz Mart1 şiirine
gökyüzüne ekmek attım
bir martı kaptı
dizeleriyle başlıyor.

Emin Hekimoğlu, Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesi'ni bizlere anlatıyor.
Kütüphane, her gün binlerce kişinin ziyaret ettiği Gülhane Parkı'nın içerisinde olmasına rağmen ziyaretçi sayısı çok az, hakiki okuyucu sayısı çok çok az. 
A. Nur Mergen, K'ayıp şiirine;
...
Bazen şüphelerim artıyor
korkuyorum. 
dizeleriyle başlıyor.

Memet Çınar Devrim gölgedeki gizli öz'Ne şiirine;
Yalnız değilsin
Çünkü ben varım 
dizeleriyle başlıyor.

İzzet Gökçe, gözler şiirine;
gözlerim gözlerini arıyor köşe bucak
gizli kapaklı bazen, bazen aleni
dizeleriyle başlıyor.

Oğuzhan Gülcemal Seyyare Düşleri'nde bize bir hurdacı, bir martı ve bir deniz sunuyor. Paslı düşler arasında bir zamandan kesit sunuyor.
Adam ve martı uzun uzun birbirlerini süzdüler. İkisi de yalnız, ikisi de avare...

Ahmed Münib Mektup'ta bize bir mektubun okunma anını anlatıyor. Geçmişten gelen, kalan bir mektup...
Çok zaman önceydi diye düşündü, bir sigara yakarak.
M. Fatih Cinoğlu, Tozlu Satırlar Kemal Tahir: II. Hace-i Evvel'de Kemal Tahir'i anlatıyor.

Engin Hamamcı Kirpiklerin Bir Ömrü Saklıyor şiirine;
kirpiklerin bir ömrü saklıyor
omzun puhu kuşları
dizeleriyle başlıyor.

Uğur Ünal Gençtürk Beş Yaş şiirine;
Yaş beş, başladı oyun
Çamurdan bilyeler oldu ilk oyuncaklarım 
dizeleriyle başlıyor.

Ercan Dansuk, Yabana Kalmışlık: Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Yaban'ı Üzerine Düşünceler'de bahsi geçen eserin incelemesini sunuyor.

Seda Ketum eksikliği sunuyor...
-gözlerini kapattığında nerdesin?
+kaplumbağa kabuğu
Nurullah Deveci, Şehir ve Biz şiirine;
şehrin iki yakasında,
dünden kalan ayak izlerinde... 
dizeleriyle başlıyor.

Serhat Yusuf Koşal Keman Yarası şiirine;
kemanın tam ortasında duran yara
şarkılarımıza acı
dizeleriyle başlıyor.

Elif Sude bize İşsizlik Lobisi'nden gizli bilgiler sunuyor.
Ev beni sevmiyor. Ne yalan söyleyeyim ben de onu sevmiyorum. Aramız uzun süredir limoni. yatağında uyuyorum ama konuşmuyoruz. Ben onu her gece sarıldığım yastıkla aldatıyorum. O da bana rahat vermiyor, yatağın altına bir kara büyü koyduğundan şüpheleniyorum. Ahdim olsun boşayacağım bu evi. Daha güzeli, daha cilvelisini alacağım.
İçindekiler böylece bitmiş oluyor. İki ay sonra belki onları İzmit'te de görürüz!


İnternet sitesi: http://www.keskedergisi.com/
Twitter'da: https://twitter.com/keskedergisi
Facebook'ta: https://www.facebook.com/keskedergisi

2 Ekim 2013 Çarşamba

Alfabe Fanzin Sayı 4

0 yorum

Ekim ayının ilk günleri, Sonbahar'ın hissedildiği bu günlerde Alfabe Fanzin'in dördüncü sayısı çıktı! Yine mükemmel bir kapakla karşımızda! Önkapak Catrin Arno'nun imzasını taşıyor. İç kapakta bir sürpriz var! Bu sürpriz Raquel Aparicio imzasını taşıyor. Sonbahar'ın imgeselliğiyle, sayfalar parmaklarımın arasında gezinirken, gözlerim sayfalara eşlik ediyor. Raquel Aparicio ve onun çok güzel illüstrasyonları sayfalarda beni yalnız bırakmıyor!

"Muhteviyat"ı şöyle:
Sunuş; Hep Yeni, Hep Yenisi - Ömer Kaçar
Düzyazı; Ölüsüne Bir Bardak Çay Borcum Kalmıştı Ödedim - Fırat Akova
Öykü;
Yarın Yok Ki... - Berceste Sanem İl
Oyunbozan - Burak Aslan
Konsol - Yahya Macaroğlu
Homeopati - Canset Er
Sesini Duyuramayan Kadınların Direnişi - Eyüp Tekin
Kutsal ve Santa Clara - Ömer Faruk Güler
Kaç! - Samet Yangın
Kibrit Kutusu Büyüklüğünde Seviyorum Seni - Umut Tugay Temel
Şiir;
Karınca ve Göl'gesi - Burak Çıkırıkçı
Geceyi Öldürdüm, Pişmanım - Mert Öztürk
Kırık Kemer Kokusu - Emre Gürkan Kanmaz
Sesinde Yaşamak - Umut Tugay Temel
Yaşlandık - Samet Yangın
Kitap; Ben Buradayım, Sen Neredesin Acaba? - Hilal Yıldırım
Film; Kırık Çember ( The Broken Circle Breakdown) - Ömer Faruk Güler
Hep Yeni, Hep Yenisi'nde Ömer Kaçar, içerikten söz ediyor. Bunun yanında Sonbahar için de bir kaç sözü var: Neden bilmiyorum ama bu mevsim, gözyaşı dökmek için başlı başına bir neden. 

Ölüsüne Bir Bardak Çay Borcum Kalmıştı Ödedim düzyazısıyla Fırat Akova karşımızda. İmgesel anlatımı şiirsel üslubu dikkat çekiyor. Sembollerin arasında "ölüm"ü tartışıyor.
"Ölümü çok konuşmamıştık. Ölümü çok konuşmadan öldü. 'Ölümü çok konuşmadan ölmek iyi midir?' diye eğildim ölüsüne, sordum."
Yarın Yok Ki ile Berceste Sanem İl, bir sabahı, bir günü anlatıyor. Belki "yaşıyormuş gibi yapmadan yaşanan bir yaşamı" anlatıyor. Her sabah bir parkı iki farklı bankta paylaşan iki kişi birbirine ne kadar yabancı olabilir ve bu iki kişi birbirine ne kadar yakın olabilir?
"Mutluymuş gibi yapmadan, gerçekten mutlu olarak ve kimi zaman çokça hüzünlü bir kısır döngüyü, yaşıyormuş gibi yapmadan gerçekten yaşıyorum." 
Oyunbozan'da Burak Aslan, küçüklüğün oyunlarını büyüklüğün sistemlerini çocukluğunu unutmayan bir büyük tarafından anlatıyor! Yaşam kuralları içinde mızıkçılık yapmaya kalkmak pek zordur!
"Kimse üç kornerin bir penaltı olmasını sorgulamaz. Bunu sorgulatmayan aslında o kurallar bütünüdür. Evinde tek başına arabacılık oynarken oyunun kurallarını senin doğruların belirler. Evcilik oynarken ise herkesten ortak bir akıl çıkar. Bilgisayar oyunları ise iğrençtir. Esasında mahalle maçları ile bilgisayar oyunları birbirine benzer sistem açısından. İkisinde de sorgulayamazsın." 

Konsol'da Yahya Macaroğlu uzamsal bir araştırma içinde. Eylemin hızı, birim zamanda alınan yolu ifade ederken zaman ve mekan göreceliliğini de bu tartışmaya dahil ediyor. Her nesnenin katettiği yolun kendine özgü olması yüzünden mutsuz bir nesnenin eyleme olan kızgınlığı ve nesnelerin zamana yayılışını okuyoruz.
" 'Ben adımlarımı çok yavaş sen ise çok hızlı atıyorsun,' demişti. 'Buluşacak yerimizin olmaması ne acı.' "
 Homeopati'de Canset Er, yeni bir tedavi yöntemini-Homeopatiyi- distopik bir üslupla anlatıyor. Duyguları alan bir tedavi yöntemi. İnsanlar, bu ilaçlar olmadan evvel bu kadar hisle nasıl başediyordu? diye sorgulayan bir hastanın hayatı bağımlılık derecesine ulaşıyor. Tedavisinin sonuçlarıysa "duyguların varlık sebebini" sorguluyor.
"O adamın beni bırakacağını biliyordum. Doktor bana seyreltilmiş ve oldukça pasif 'terk edilmişlik' enjekte etti. "
Sesini Duyuramayan Kadınların Direnişi'nde Eyüp Tekin kadına şiddet konusu üzerine eğiliyor ve şiddetin sadece fiziksel olmadığının bir kere altını çiziyor. Bir kadının, umarsızca fikirlerini öldürüyorlardı. Ancak bir başka kadın imdada yetişiyor ve direnişi destekliyordu.
"Ortam, bulunduğum yer açısından sakinken, balkona geçip sigaramı tellendirmeye başladım. Hem tedirgindim, çünkü yakalanabilirdim. Hem huzursuzdum çünkü olay, anneme karşı şiddete dönüşebilirdi."
Kutsal ve Santa Clara'da Ömer Faruk Güler, bir nevi, iki ideolojinin karşı karşıya gelişinin hayata aksedişini anlatıyor.
"Apartmandan dışarı çıktığı sırada yoğun bir hava nefes almasını zorlaştırıyor. Cadde üzerinden gidebilmek için soluna döndüğünde iki apartman arasında bembeyaz bir gül görüyor."  
Sıradaki muhteviyat benim imzamı taşıyor.Ömer Kaçar: "Kaç!" adlı öyküsü ile her zamanki konulardan farklı bir konu seçerek Samet Yangın, bir cinayet anının heyecanını paylaşıyor. Bu güzel oluşumun içinde bulunmak çok ayrı bir tat! Diğer taraftan basımla ilgili işin ceremesini çeken teknik ekibe de ayrıca teşekkürü borç bilirim!

Kibrit Kutusu Büyüklüğünde Seviyorum Seni'de Umut Tugay Temel, bizleri bir aşk hikayesi içine çekiyor! Devamı gelecek sayıda olan bu öykü gizlerini bir kibrit kutusu içinde taşıyor.
"Paketi alıp balkona çıkmaya karar verdi, kırlangıç esrikliğindeki o tekli koltuğa tüm tekliyiğle oturmaya."
Sıradaki muhteviyatlar şiirler. Her birbiri kişiyi alıp kendi dünyalarına götürmekle görevli şiirler.
Karınca ve Göl'gesi'ne  Burak Çıkırıkçı
"ne güzelmiş acının bu kıyısı
karanfil gölgesinde dinlenir karınca"
dizleriyle başlıyor.

Geceyi Öldürdüm, Pişmanım'a Mert Öztürk
Toprağa gömdüm uysal bedenimi
Kelimelerim, hikayem çürüyor.
dizeleriyle başlıyor.

Kırık Kemer Kokusun'na Emre Gürkan Korkmaz
"Elimden geleni bu şimdi gölge eksiğine yaşamak
Sustuğumda kuşların bir potaya sıcak dökülmüş hâli" 
dizeleriyle başlıyor.

Sesinde Yaşamak'a Umut Tugay Temel
"Suluboyasını düşleriyle ıslatan bir çocuk gibi
Kırmızıya boyamak istiyorum bugün seni" 
dizeleriyle başlıyor.

 Yaşlandık'a ben
"Buruşuk eller..."
dizesiyle başlıyorum. Şiirlerin dünyalar arası oluşturduğu yolun sonu Hilal Yıldırım'ın kitap tanıtımı muhteviyatına çıkıyor.
"İki yazar: Birbirini hiç görmemiş, konuşmamış... Ama hep yan yanalar, biliyorum."
Kitabın ardında Ömer Faruk Güler'in film tanıtımı muhteviyatı yerini alıyor.
"Konuşmayı seven romantik ateist bir adam, sürekli dinleyen dindar realist bir kadın..." 
Sonda Mantar Pano yerini almış durumda! Bu da demektir ki bir sayı daha bitti. Sayı Dört, bu güzel mevsime böyle eşlik ediyor!

Twitter'da:    www.twitter.com/alfabefanzin
E-Posta:       alfabefanzin@gmail.com

9 Ağustos 2013 Cuma

Velvele Mecmua Sayı 4

1 yorum

Elime yeni geçen bir dergi! Halbuki onlar çoktan 4. sayılarını basmışlar. Öğrenci işi "Geyik Tabanlı Gerçeksel" bir mecmua. Kapağı açtıktan sonra karşımızda "Kucaklama Kınama" bölümü var. Güldüm onlara. Girizgâhla başlıyorlar. Sonrasında Yeraltından Notlar geliyor ki patatesleri anlatıyor. Gerçekten patates nedir, türleri nelerdir. Bu yazıyı "haber niteliği taşımıyor bahanesiyle" basın kartı vermeyen Başbakalın Basın, Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'ne ithaf etmişler. Sonraki ise Kalorifer Petekleriyle Röportaj. Daha sonra ise Bikini Diyetleri Derneği'nin ilk ve son basın bildirisini okuyoruz.

Kitaplara Açılan Pimapen bölümünde ise, Turgut Özakman'ın Şu Çılgın Türkler kitabı ile Friedrich Nietzsche'nin Deccal - Hristiyanlığa Lanet kitabını ele almışlar.

Düğün ve Direniş'i okuduktan sonra Hiç Gerek Yoktu'yu okuyorsunuz. Yanında ise bir sinek öldürmelik vermişler. Hedef de koymuşlar, o hedefte sineği öldürüp resmini onlara gönderenlere bira ya da dürüm ayran hediyeymiş.

11 Adımda Direnişçi olma yönergesinden sonra bir Çamaşır Makinesi hikayesi mevcut. Otomatik Metaforlar sonrasındaysa Justin Bieber Marksizmi üzerine bir yazı bulunuyor. Sonrasına Tavşan ile Kaplumbağa var. Çin'in Büyük Nüfus Komplosu adlı yazı sonrasında Stencil Atölyesi'de duvar boyama kalıbı vermişler. Küçük Kırmızı Beneklerim'deyse bir başka hikaye bizleri karşılıyor. Fill In The Blanks sınavını da geçtikten sonra Ölü Sihirbaz'ın Evine konuk oluyoruz. Tanımsız Kalmışlar İçin Post Yapısal Bir Tanım: Lolo'dan sonra bizi son olarak Neden bölümü karşılıyor.

www.velvelemecmua.com 
velvelemecmua@mynet.com
velvelemecmua@gmail.com

Facebook'ta: www.facebook.com/mecmuavelvele
Twitter'da:    www.twitter.com/velvelemecmua

 
Copyright © Kitaplık
S.Y.