3 Ekim 2013 Perşembe

Sherlock Holmes Aklın Şüphesi Suçun Gerçeğidir

0 yorum

Sherlock Holmes serisinin Martı Yayınlarındaki beşinci ve son kitabı!

1. Kitap: Akıl Oyunlarının Gölgesinde
2. Kitap: Suç Detayda Saklıdır
3. Kitap: Şüphe Asla Uyumaz
4. Kitap: Gerçekler Kanıt İster

Bir serinin bitmiş olması her zaman buruk bir tattır. Tekrar okumak elbette ki çok güzeldir lakin bu ilk bitirişin heyecanı bambaşkadır. Diğer okumalar da aynı tadı hatta bazen çok daha leziz tatlar verir! Ancak bu bitin hüznü bakidir. Sherlock Holmes ile zaman ötesi bir yolculuk ile bizleri kendi zamanına çekiyor. Gerek Dr. Watson gerekse Sherlock Holmes bizim bir parçamız. Bu bütünlük içerisinde hep Dr. Watson'dan -bir kaç öykü dışında- dinledik öyküleri. Bu kitapta Sherlock Holmes'ün ağzından iki öykü okumak insanı o kadar çok heyecanlandırıyor ki! Ses birden değişiyor! Holmes'ün hareketlerini hep Watson'dan dinlerken birden bire Sherlock Holmes'le beraber adım atmak bambaşka bir tat!

Bu kitapta bir de Sir Arthur Conan Doyle'un önsözü var. O da bambaşka bir hüzün...

Bu kitaptaki öyküler şöyle:
Şanslı Müşteri
Beyaz Asker
Mazarin Taşı
Üçgen Çatılar
Sussex Vampiri
Üç Garrideb
Thor Köprüsü
Sürünen Adam
Aslan Yelesi
Peçeli Kiracı
Shoscobe Prensi
Emekli Boyacı

Şanslı Müşteri ismi saklı olmakla beraber bir aracı ile Sherlock Holmes'e başvurmuştur. Bir generalin kızı, bir "kadın koleksiyoncusunun" kanlı pençelerine düşer. Kız bu adama sırılsıklam aşıktır ve gerçekleri görmek istemez. Sherlock Holmes bu adamın kötülüğünün ispatını üstlenir.

Beyaz Asker Sherlock Holmes'ün bizzat kendisi tarafından ele alınmış bir öyküdür! Bay James Dodd askerlik arkadaşından haber alamamaktadır. Arkadaşının babasıyla iletişim kursa da tatmin edici bir cevap alamamıştır. Onların evini ziyaret etmiştir. Kaldığı o akşamda arkadaşını bembeyaz bir yüzle camında görmüştür. Evin etrafını biraz daha araştırmaya yeltenmiştir. Bunun sonucunda arkadaşının babası onu evden kovmuştur. Bu arkadaşa ne olduğunu çözmek Sherlock Holmes'ün görevidir!

Mazarin Taşı kraliyet hazinesina ait bir elmastır ve çalınmıştır! Bulmak Sherlock Holmes'ün görevidir!

Üçgen Çatılar'da Mary Maberley yaşamaktadır! Bir gün evine çok ilginç bir alıcı çıkar. Evi ve evin içindeki tüm ama bütün eşyaları satın almak isteyen bir alıcı! İşin içinde hangi işin olduğunu öğrenmek Sherlock Holmes'ün görevidir!

Sussex Vampiri'nde bir anne bebeğinin üzerine eğilmiştir ağzı kanlı bir şekilde yakalanmıştır! Gerçeği öğrenmek görevi Sherlock Holmes'tedir.

Üç Garrideb'te soyismi Garrideb olan bir zengin bir adamın soyismi Garrideb olan birine yüklü miktarda miras bırakmıştır. Ancak bir şartı vardır. Bu adam soyismi Garrideb olan iki kişi daha bulacaktır! Sherlock Holmes kalan iki kişiyi bulmak görevindedir. Gerçekler Garridebler şaşırtıcı olacaktır!

Thor Köprüsü'nde Neil Gibson'ın eşi ölü bulunmuştur. Tüm deliller evdeki mürebbiyeyi işaret etmektedir. Ancak Neil Gibson onun masum olduğuna inanmaktadır ve bunu kanıtlaması için Sherlock Holmes'ten yardım ister.

Sürünen Adam aslında hatırı sayılır bir profesördür. Ancak mizacında olmayan çok tuhaf ve agresif hareketler sergilemesiyle, profesörün kızı ile kızın nişanlası profesöre n'olduğunu anlamalarına yardım etmesi için Sherlock Holmes'ten yardım ister.

Aslan Yelesi Sherlock Holmes'ün kendi ağzından bir başka hikaye! Sherlock Holmes emekliliğinin tadını çıkartırken bir vaka onu bulur. Muhitindeki okulda çalışan bir öğretmen vücudunda çok tuhaf izlerle birlikte, deniz kıyısında ölü bulunur. Bu tuhaf izlerin esrarını çözmek Sherlock Holmes'e düşer!

Peçeli Kiracı odasının kirasını peşin vermiştir. Ancak son zamanlarda çok tuhaf davranmaya başlamıştır. Peçeli Kiracı ev sahibine olanları artık içinde tutumayacağını söyler. Ev sahibinin son önerisi Sherlock Holmes'tür ve Peçeli Kiracı ev sahibi aracılığıyla Sherlock Holmes'ten yardım ister.

Shoscobe Prensi bir yarış atının adıdır. Ev sahibesinin erkek kardeşi bu atla ilgilenir. Ancak son zamanlarda -borçlarının çok sıkışmasıyla ve bu adamın tüm malvarlığını bu yarışatına bahis oynamasıyla- çok tuhaf davranmaya başlamıştır. Kız kardeşiyle de araları iyice bozulmuştur! Bunun üzerine Sherlock Holmes'ten yardım istenir. Tuhaf davranan bu adamın esrarını çözmek Sherlock Holmes'ün görevidir.

Emekli Boyacı karısının, komşuyla kaçtığı ve yanında yüklü miktar para da çaldığı için Sherlock Holmes'ten yardım ister! Ancak gerçekler çok şaşırtıcıdır!
"Evet sevgili okur, Sherlock Holmes'a veda etmenin zamanı geldi artık. Geçmişte gösterdiğin sadakat için sana teşekkür ederim, umarım endişelerinden kaçarak, sadece edebiyatın büyülü krallıklarında bulabileceğin o heyecan verici düşlere geri dönmende biraz olsun katkım olmuştur.
Arthur Conan Doyle"(sayfa 9) 
Bendeki kitap Martı Yayınları'ndan Cumhur Mısırlıoğlu çevirisiyle Mart 2013 tarihli baskıdır.

Martı Yayınları
Kitapyurdu.com
İdefix.com




2 Ekim 2013 Çarşamba

Alfabe Fanzin Sayı 4

0 yorum

Ekim ayının ilk günleri, Sonbahar'ın hissedildiği bu günlerde Alfabe Fanzin'in dördüncü sayısı çıktı! Yine mükemmel bir kapakla karşımızda! Önkapak Catrin Arno'nun imzasını taşıyor. İç kapakta bir sürpriz var! Bu sürpriz Raquel Aparicio imzasını taşıyor. Sonbahar'ın imgeselliğiyle, sayfalar parmaklarımın arasında gezinirken, gözlerim sayfalara eşlik ediyor. Raquel Aparicio ve onun çok güzel illüstrasyonları sayfalarda beni yalnız bırakmıyor!

"Muhteviyat"ı şöyle:
Sunuş; Hep Yeni, Hep Yenisi - Ömer Kaçar
Düzyazı; Ölüsüne Bir Bardak Çay Borcum Kalmıştı Ödedim - Fırat Akova
Öykü;
Yarın Yok Ki... - Berceste Sanem İl
Oyunbozan - Burak Aslan
Konsol - Yahya Macaroğlu
Homeopati - Canset Er
Sesini Duyuramayan Kadınların Direnişi - Eyüp Tekin
Kutsal ve Santa Clara - Ömer Faruk Güler
Kaç! - Samet Yangın
Kibrit Kutusu Büyüklüğünde Seviyorum Seni - Umut Tugay Temel
Şiir;
Karınca ve Göl'gesi - Burak Çıkırıkçı
Geceyi Öldürdüm, Pişmanım - Mert Öztürk
Kırık Kemer Kokusu - Emre Gürkan Kanmaz
Sesinde Yaşamak - Umut Tugay Temel
Yaşlandık - Samet Yangın
Kitap; Ben Buradayım, Sen Neredesin Acaba? - Hilal Yıldırım
Film; Kırık Çember ( The Broken Circle Breakdown) - Ömer Faruk Güler
Hep Yeni, Hep Yenisi'nde Ömer Kaçar, içerikten söz ediyor. Bunun yanında Sonbahar için de bir kaç sözü var: Neden bilmiyorum ama bu mevsim, gözyaşı dökmek için başlı başına bir neden. 

Ölüsüne Bir Bardak Çay Borcum Kalmıştı Ödedim düzyazısıyla Fırat Akova karşımızda. İmgesel anlatımı şiirsel üslubu dikkat çekiyor. Sembollerin arasında "ölüm"ü tartışıyor.
"Ölümü çok konuşmamıştık. Ölümü çok konuşmadan öldü. 'Ölümü çok konuşmadan ölmek iyi midir?' diye eğildim ölüsüne, sordum."
Yarın Yok Ki ile Berceste Sanem İl, bir sabahı, bir günü anlatıyor. Belki "yaşıyormuş gibi yapmadan yaşanan bir yaşamı" anlatıyor. Her sabah bir parkı iki farklı bankta paylaşan iki kişi birbirine ne kadar yabancı olabilir ve bu iki kişi birbirine ne kadar yakın olabilir?
"Mutluymuş gibi yapmadan, gerçekten mutlu olarak ve kimi zaman çokça hüzünlü bir kısır döngüyü, yaşıyormuş gibi yapmadan gerçekten yaşıyorum." 
Oyunbozan'da Burak Aslan, küçüklüğün oyunlarını büyüklüğün sistemlerini çocukluğunu unutmayan bir büyük tarafından anlatıyor! Yaşam kuralları içinde mızıkçılık yapmaya kalkmak pek zordur!
"Kimse üç kornerin bir penaltı olmasını sorgulamaz. Bunu sorgulatmayan aslında o kurallar bütünüdür. Evinde tek başına arabacılık oynarken oyunun kurallarını senin doğruların belirler. Evcilik oynarken ise herkesten ortak bir akıl çıkar. Bilgisayar oyunları ise iğrençtir. Esasında mahalle maçları ile bilgisayar oyunları birbirine benzer sistem açısından. İkisinde de sorgulayamazsın." 

Konsol'da Yahya Macaroğlu uzamsal bir araştırma içinde. Eylemin hızı, birim zamanda alınan yolu ifade ederken zaman ve mekan göreceliliğini de bu tartışmaya dahil ediyor. Her nesnenin katettiği yolun kendine özgü olması yüzünden mutsuz bir nesnenin eyleme olan kızgınlığı ve nesnelerin zamana yayılışını okuyoruz.
" 'Ben adımlarımı çok yavaş sen ise çok hızlı atıyorsun,' demişti. 'Buluşacak yerimizin olmaması ne acı.' "
 Homeopati'de Canset Er, yeni bir tedavi yöntemini-Homeopatiyi- distopik bir üslupla anlatıyor. Duyguları alan bir tedavi yöntemi. İnsanlar, bu ilaçlar olmadan evvel bu kadar hisle nasıl başediyordu? diye sorgulayan bir hastanın hayatı bağımlılık derecesine ulaşıyor. Tedavisinin sonuçlarıysa "duyguların varlık sebebini" sorguluyor.
"O adamın beni bırakacağını biliyordum. Doktor bana seyreltilmiş ve oldukça pasif 'terk edilmişlik' enjekte etti. "
Sesini Duyuramayan Kadınların Direnişi'nde Eyüp Tekin kadına şiddet konusu üzerine eğiliyor ve şiddetin sadece fiziksel olmadığının bir kere altını çiziyor. Bir kadının, umarsızca fikirlerini öldürüyorlardı. Ancak bir başka kadın imdada yetişiyor ve direnişi destekliyordu.
"Ortam, bulunduğum yer açısından sakinken, balkona geçip sigaramı tellendirmeye başladım. Hem tedirgindim, çünkü yakalanabilirdim. Hem huzursuzdum çünkü olay, anneme karşı şiddete dönüşebilirdi."
Kutsal ve Santa Clara'da Ömer Faruk Güler, bir nevi, iki ideolojinin karşı karşıya gelişinin hayata aksedişini anlatıyor.
"Apartmandan dışarı çıktığı sırada yoğun bir hava nefes almasını zorlaştırıyor. Cadde üzerinden gidebilmek için soluna döndüğünde iki apartman arasında bembeyaz bir gül görüyor."  
Sıradaki muhteviyat benim imzamı taşıyor.Ömer Kaçar: "Kaç!" adlı öyküsü ile her zamanki konulardan farklı bir konu seçerek Samet Yangın, bir cinayet anının heyecanını paylaşıyor. Bu güzel oluşumun içinde bulunmak çok ayrı bir tat! Diğer taraftan basımla ilgili işin ceremesini çeken teknik ekibe de ayrıca teşekkürü borç bilirim!

Kibrit Kutusu Büyüklüğünde Seviyorum Seni'de Umut Tugay Temel, bizleri bir aşk hikayesi içine çekiyor! Devamı gelecek sayıda olan bu öykü gizlerini bir kibrit kutusu içinde taşıyor.
"Paketi alıp balkona çıkmaya karar verdi, kırlangıç esrikliğindeki o tekli koltuğa tüm tekliyiğle oturmaya."
Sıradaki muhteviyatlar şiirler. Her birbiri kişiyi alıp kendi dünyalarına götürmekle görevli şiirler.
Karınca ve Göl'gesi'ne  Burak Çıkırıkçı
"ne güzelmiş acının bu kıyısı
karanfil gölgesinde dinlenir karınca"
dizleriyle başlıyor.

Geceyi Öldürdüm, Pişmanım'a Mert Öztürk
Toprağa gömdüm uysal bedenimi
Kelimelerim, hikayem çürüyor.
dizeleriyle başlıyor.

Kırık Kemer Kokusun'na Emre Gürkan Korkmaz
"Elimden geleni bu şimdi gölge eksiğine yaşamak
Sustuğumda kuşların bir potaya sıcak dökülmüş hâli" 
dizeleriyle başlıyor.

Sesinde Yaşamak'a Umut Tugay Temel
"Suluboyasını düşleriyle ıslatan bir çocuk gibi
Kırmızıya boyamak istiyorum bugün seni" 
dizeleriyle başlıyor.

 Yaşlandık'a ben
"Buruşuk eller..."
dizesiyle başlıyorum. Şiirlerin dünyalar arası oluşturduğu yolun sonu Hilal Yıldırım'ın kitap tanıtımı muhteviyatına çıkıyor.
"İki yazar: Birbirini hiç görmemiş, konuşmamış... Ama hep yan yanalar, biliyorum."
Kitabın ardında Ömer Faruk Güler'in film tanıtımı muhteviyatı yerini alıyor.
"Konuşmayı seven romantik ateist bir adam, sürekli dinleyen dindar realist bir kadın..." 
Sonda Mantar Pano yerini almış durumda! Bu da demektir ki bir sayı daha bitti. Sayı Dört, bu güzel mevsime böyle eşlik ediyor!

Twitter'da:    www.twitter.com/alfabefanzin
E-Posta:       alfabefanzin@gmail.com
 
Copyright © Kitaplık
S.Y.