11 Temmuz 2013 Perşembe

Hep O Şarkı

0 yorum

Yakup Kadri Karaosmanoğlu'dan hissî bir roman! Hislerin kör ettiği ölçüde de o döneme ve o dönemdeki aşklara bir bakış! Münire Hanım, bir konakta yaşamaktadır. Komşu konakta Cemil Bey ile büyümüşlerdir. Lakin bir sünnet töreni zamanı Cemil Bey Münire Hanım'a ithafen bir şarkı okumuştur ve duyguların tanımlanması o zamana dayanmaktadır! O zamanki aşklar bir başkaymış ve kâh vuslatı olan kâh ayrılığa düşen bir aşk sergüzeşti.

Kullandığım kelimelerden de telakki olunacağı üzere dil eski. Ancak kelimelerin karşılığı parantez içinde de verilmesiyle okuyuş kolaylaşıyor ve cümle kaçırma durumu olmuyor. Cemil Bey'le aşkları büyüdükçe büyür, Cemil Bey'in babası, Münire Hanım'ı babasından ister lakin baba bu izdivaça karşıdır! Böylece ayrılık başlar. Derken Münire Hanım bir mollanın oğluna verilir! Aradan bir kaç zaman geçer ve haber alınamayan Cemil Bey'den Münire Hanım'a bohçacı kadın yoluyla bir mektup ulaştırılır! Münire Hanım bu zamana kadar Cemil Beyli hayellerden çıkar ve gerçek Cemil Bey'e kavuşma arzusuna düşer. Şansı dönmüş gibi görünmektedir! İlk mektubun gelişinden bir kaç zaman sonra Münire Hanım'ın kocasının hizmetçi kızı hamile bıraktığı haberi duyulur! Bunun üzerine Münire Hanım'ın babası kızını dünürlerin konağına göndermez. Münire Hanım talihinin döndüğüne iyice inanmaktadır. Hele ki Münire Hanım'ın halası, kendi evini bu aşıklara buluşmaları için açmasıyla onlardan daha mutlu insanlar yoktur! Mutluluklarını sonlandıran Cemil Bey'in taşraya sürülmesidir. Vuslat tekrar ayrılığa dönüşür! İkinci bir vuslat olacak mı olmayacak mı sizi merakta bırakmak adına burada söylemiyorum.

Basit bir raslantının büyük sonuçlarını okuyoruz. O olmasaydı pek çok şey başka olabilirdi? Bundan ziyade bir kadının ne kadar derinden sevdiğinin ve belki de biraz daha hülyalı sevdiğinin romanıdır bu. Anlatıcı da Münire Hanım'dır zaten.

Hep o şarkının esiridir Münire Hanım ve ona o şarkı yarattığı dünya yaşama gücü vermektedir.

" 'Ha değişmiş ha değişmemiş! Bana ne?' diyordum. Koy, mehtap âlemleri yine o mehtap âlemleri, zevk ve sefalar yine o zevk ve sefalar olsun. Benim şarkım söylenip bittikten sonra bütün bunların ne hükmü var?" (sayfa 142)

Bendeki kitap İletişim Yayınları'ndan 2009 basılmış 16. baskısıdır. Ayrıca kitabın sonunda Yakup Kadri'nin hayatınını anlatan bir bölüm ile biblografya da bulunmaktadır.

Kitap;
İletişim Yayınları
Kitapyurdu.com
İdefix.com


10 Temmuz 2013 Çarşamba

Yeni Dünya

0 yorum

Sabahattin Ali eseri! Bir öykü kitabı! Her öyküde insanın olduğu öykülerinde insan olduğu gibi anlatılmış!
Öyküleri;

Asfalt
Hanende Melek
Çaydanlık
Ayran
Isıtmak İçin
Uyku
Selam
Bir Mesleğin Başlangıcı
Bir Konferans
Yeni Dünya
İki Kadın
Sulfata
Hasanboğuldu
Asfalt'ta bir köy öğretmeninin köye ilk görevi için köye geldiği yolun sıkıntısı ve öğretmenin elinden geldiğince yol için çalışması anlatılmış. Sanki bazı şeyler o zamandan bu zamana hiç değişmemiş! Bu kitaptan sonra Anadolu insanının genetiği çözümleniyor hissine kapılmamak elde değil! Bu öykünün bir özelliği de şudur ki bir köy öğretmeninin notlarından derlenmiştir.

Hanende Melek  şarkı söyleyerek hayatını kazanan bir kadın. Hüseyin Avni Melek'e abayı yakmış eski Hukuk Mahkemesi azalarından imiş. Lakin sarhoşluğu yüzünden işten çıkarılmış. Evde karısı ve çocukları beklerken eline geçirdiği bir kaç parayı da alkole vermeye devam ediyormuş. Derken bir akşam Hüseyin Avni'nin sabrı tükenip Melek'le konuşur ve Melek o gece Hüseyin Avni'nin ailesi ile karşılaşacaktır!

Çaydanlık ise çok başka bir noktaya parmak basmış bir öykü. Hastahanede yatan mahkumların beş kişilik bir odayı paylaşması ve bir çaydanlık etrafında hayatı paylaşmalarını konu almaktadır. Çaydanlık mahkumlardan birine aittir...

Ayran'da evini geçindirmek için ayran satan bir küçüğün hayatına misafir oluyor! Ama bu misafirlik pek tatlı değil...

Isıtmak İçin adlı öyküde, evini geçindirmek için çamaşırcılık yapan bir kadın ve onun hasta kızı; tek odalı bir pansiyonda kalan bir adamın gözünden anlatılmış.

Uyku'da iki arkadaşın otostopla yola koyulması üzerine bir kamyona denk gelirler ve şoför uykusuzdur! Varacakları yere kadar şoför ile yaşananlar anlatılmıştır.

Selam'da kumpanyada çalışan bir kadın ile geldikleri kasabada yaşayan bir berberin yarenliği anlatılmaktadır. Kumpanya kasabadan ayrılmıştır, bir zaman sonra kadının berbere selamı gelmiştir ve berber her şeyini bırakarak bu selamın peşine düşmüştür.

Bir Mesleğin Başlangıcı mahallenin eski kabadayılarından Koca Recep'in şimdiki mesleğine nasıl başladığını anlatmaktadır.

Bir Konferans'ta açılacak yeni okulun daha açılmadan köylülere kooperatif hakkında bilgi vermesi ve toplantının hemen sonrasında yaşananlar anlatılmaktadır.

Yeni Dünya, bir kadının adı. dansözlük ile para kazanıyor. Bir düğünde iş almıştır. Lakin pek beğenilmemiş, üzerine rakibi Deli Emine çağrılmıştır. Buna içerlenen Yeni Dünya tüm hünerini ortaya koymuş, beğeni toplamıştır. Ertesi gün gelin almaya dokuz saatlik yola gidilecektir. Yeni Dünya da kafile yola çıkmıştır. Dönüş yolundaysa bir düğün konvoyu gelinden başka ne taşıyabilir ki?

İki Kadın, bir kocaya tabi ve o adamın da ruhunu teslim edeceği gece gelmiştir. Bu iki kadının konuşmaları tüm hayatlarını özetlemektedir!

Sulfata, askere gitmeden evlenmiş bir delikanlı asker dönüşünde babasının gelinine kötü davrandığını öğrenir ve eşini de alıp dağa çıkar. Orada bir kulübe inşa edip yavaştan düzenlerini bile kurmuşlarken kadını vuran sıtma hastalığı her şeyi değiştirir!

Hasanboğuldu, bir göl adıdır. Adını bir aşk hikayesinden alır!

"Emine'yi yaslı eden
Kerem olup Aslı eden
Dağı taşı sesli eden
Hasanım ardından geldim." (sayfa 124 - Hasanboğuldu öyküsünden.)
" 'Bende sahiden akıl yok...' diyordum. 'Uzaktan erimiş kurşun gibi parladığını gördüğüm su beni yolumdan alıkoyuyor. Düşünmüyorum ki, su, ancak uzaktan güzeldir. Onunla yakından temas etmek, bir sürü küçük, fakat yekûnu büyük münasebetsizliklere katlanmaya mecbur olmak demektir. Yaşım otuzu geçti. Bu manasız heveslere oyuncak olmanın bir macera telakki edileceği yaş değildir. Küçük şeyler için büyük fedakârlıklarda bulunmayı kabadayılık telakki edecek değilim ya?' " (sayfa 60 - Selam öyküsünden.)
" Uyandığımız zaman güneş perdelere vurmuştu. Derhal pencereye koştum. Gecenin karanlığında girip kirli yatağında yattığım bu Anadolu otel odalarının penceresinden baktığım zaman tesadüf edeceğim meçhul manzaranın merakını daha yatmadan duymaya başlarım. Önümde bazan kavak ve erik ağaçlarıyla dolu bir bahçe, bazan yıkılmak üzere bulunan kerpiç bir duvarla çevrilmiş mezbele, bazan da heykelli ve minimini ağaçlı bir hükümet meydanı çıkar. " (sayfa 69 - Bir Mesleğin Başlangıcı öyküsünden.)
Bendeki kitap Yapı Kredi Yayınları'ndan Şubat 2013 tarihli 11. baskısı.  Her öykü bambaşka insanlara kapı açmasına rağmen bu insanlar arasındaki gizli bağı hissetmemek imkansız!
Yapı Kredi Yayınları
Kitapyurdu.com
İdefix.com
 
Copyright © Kitaplık
S.Y.