6 Nisan 2014 Pazar

Bir Ses Böler Geceyi

0 yorum
Ahmet Ümit'in kitabı. Başkomser Nevzat yok; Süha ile İsmayil var!

Süha, yağmurlu bir gece hocasını almak için tek başına yola çıkar. Yağmurun şiddeti ve görüşün kısıtlı olması yüzünden Süha kaza geçirir. Yardım çağırmak için yakındaki köye gider. Ancak köydeki evlerde kimseyi bulamaz. Derken, köy halkının bir evde toplandığını keşfeder. Kapıyı çalmadan önce içeriyi biraz dinler. Bunun sonucunda buranın bir cemevi olduğunu anlar.

Süha ile İsmayil birbirini hiç tanımamış iki kişidir. Ancak benzerlikler ve ayrılıklar konusunda sanki tek insan gibidirler. Ahmet Ümit, yerinde çatışmalarla çok hoş bir eser ortaya koymuş. Alevilik ve solculuk üzerine olan bu kitapta Aleviler ve solcuların yakınlığı bir yana, insanlar anlatılıyor! İnsanların tipik gerçekleri hiç değişmiyor! Gerek Süha'nın gerek İsmayil'in hakikat peşinde yolculuğu, Süha'da ise "kendini İsmayil görmeye" kadar gidiyor...

İncelikli bir noktaya Ahmet Ümit'ten incelikli bir roman! Rahat anlatımıyla hızlıca bitiveren bir kitap. Okunması gereken bir kitap. Mistik bir tatta olması da ayrıca güzel! Ahmet Ümit yergiden de kendini alıkoymamış, gayet yerinde çözümlemeler sunmuş!

İnsanlardaki bu önyargıların varlığını anlamak için sanırım bi' kırk fırında daha kitap okumam lazım! Ki onun bile yeteceğini tahmin etmiyorum... Ahmet Ümit ceviz kokulu, mis gibi bir kitaba imza atmış.

Bendeki kitap Kocaeli Üniversitesi Merkez Kütüphanesi'ne ait Everest Yayınları'nın Eylül 2012 tarihli 19. baskısıdır.

Kitap:
Everest Yayınları
İdefix.com
Kitapyurdu.com
Dr.com.tr

4 Nisan 2014 Cuma

Arsen Lüpen Herlock Sholmes'e Karşı

0 yorum
 Arsen Lüpen serisinin Güncel Yayıncılık'ın hazırladığı üçüncü kitabı. Arsen Lüpen serisi içinde merakla beklediğim kitap buydu aslında. Sherlock Holmes ve Arsen Lüpen çekişmesinin yıllardır olagelmesi hep ilgimi çekmiştir.

Serinin kitapları:
Herlock Sholmes'e Karşı
Oyun İğnenin Esrarı
Kontes Cagliostro
Saat Sekizi Çaldı

Arsen Lüpen ile Sherlock Holmes karşılaşması aynı zamanda bir İngiliz ve Fransız karşılaşması niteliğinde. Maurice Leblanc Sherlock Holmes ve Dr. Watson'ı yermekten kendini alı koymamış. Ancak Sherlock Holmes'ün büyüklüğüne karşı da saygısı olduğunu hissettirmeye çalışmış. Devamlı olarak bir berabere durumu yansıtılmış.

Arsen Lüpen, Herlock Sholmes ile karşılaşır. Bu karşılaşma bulunamayan bir elmas yüzükten dolayı olur.

Herlock Sholmes ve Dr. Wilson tuhaf bir şekilde köpeklere benzetilir. Herlock Sholmes bir avcı köpeği gibidir. Dr. Wilson da sadık bir köpek gibidir. Bu benzetme rahatsız edici olsa da zamanında çok sevilmiş. Tuhaftır... Ayrıca Dr. Wilson tamamen bir etkisiz eleman durumundadır. Aptalca bir insandır. Herlock Sholmes tam bir bencildir. Dr. Wilson'a da hiç önem vermez. Tek derdi, kendi zihnindekileri anlatmaktır.

Bu görüşe katılan olur katılmayan olur. Ancak şu da bir gerçek ki kimileri tarafından Dr. Watson ile Sherlock Holmes ilişkisi böyle görülüyormuş. Bunu yadsımak olmaz. Şahsi fikrim, ben bu görüşe katılmıyorum.
Herlock Sholmes karşımızdaydı işte; zeki, ileri görüşlü, gözlemci, içgüdülerini kullanmasını bilen bir fenomen! Doğa, sanki eğlenmek istercesine, hayal gücümüzü zorlayan, dünyanın en ünlü kriminalistleri sayılan Edgar Allen Poe'nun Dupin'iyle Gaboriau'nun Lecoq'undan da olağanüstü, daha yetenkli birini okuduktan sonra insanın kendine "Acaba şu Herlock Holmes bir efsane mi, bir kahraman mı, yoksa örneğin Conan Doyle gibi bir romancının uydurduğu bir tip mi?" diye sorası geliyor. (sayfa 65-66)
Maurice Leblanc'un Herlock Sholmes'ü, Conan Doyle'un Sherlock Holmes'ünden farklı. Herlock Sholmes, çok abartılı davranışlar sergiliyor. Sherlock Holmes, soğukkanlılığıyla tanınırken, Herlock Sholmes, duygularına devamlı yenilmektedir. Bununla birlikte, yukarıdaki metinde olduğu gibi doğrudan incelemelerde gayet saygındır Herlock Sholmes, ama tuhaf davranışlar sergiler. Lüpen'in inceliğinden yoksundur.

Maurice Leblanc'un Dr. Watson'a acımasız davranışı ise ayrı bir konudur. Sherlock Holmes'ü okurken Dr. Watson'ın dan okuyoruz. Arsen Lüpen'in de bir hikaye anlatıcısı olmasına rağmen, çok nadir karşımıza çıkıyor ve sonra kayboluyor. Bunun dışında bu anlatıcı, kişileri takip etmese de kişilerin ruh çözümlemesine kadar işi götürüyor. Bu da Arsen Lüpen serisi için benim gözümde büyük bir eksikliktir. Oysa Dr. Watson sadece gördüklerini yazıyor. Örneğin Sherlock Holmes Kızıl Saçlılar Kulübü davasında, dükkanın önünde asasını yere vurur, Dr. Watson bunu yazıya geçer ancak büyük bir olay olacağını düşünmez. Zira, arada karşılaşılabilecek bir davranıştır. Ancak Sherlock Holmes'ün bu hareketinin altında bir araştırma yatmaktadır. Leblanc'un anlatımı bu incelikli anlatımdan yoksundur. Ayrıca Leblanc, Lüpen'i sınırsız güce sahipmiş gibi anlatır. Bi' şeyleri bi' anda yapar sonra da çok basit olduğunu anlatır ve bizden buna itimat etmemizi bekler.

Bendeki kitap Güncel Yayıncılık'tan Saffet Günersel çevirisiyle Şubat 2004 baskısı.

Kitap:


 
Copyright © Kitaplık
S.Y.