21 Mayıs 2013 Salı

Yeraltından Notlar

0 yorum
Dostoyevski'nin muhteşem eseri! Onun zihin labirentinde inanılmaz bir yolculuk! Yeraltından Notlar, bir yazarın kendi yeraltında yaşarken hissettikleriyle başlıyor. Çevreyi algılaması ve çevreye tepkisi çok tanıdık olan lakin bizler gibi uyum sağlayamamış ve kendisiyle çelişmeyen bir kişiliğin hezeyanlarını okumak bambaşka! Elbette ki kitapta notları aktarılan yazar, Dostoyevski'nin kendisi değil. Ancak Dostoyevski'den izler taşımadığını söylemek de çok saçma olur! Defalarca okunması gereken kitaplar arasında!

Notları okurken yavaş yavaş notlarını aktaran yazarın bir anısına doğru sürükleniyoruz. Belki de yazarın ilk ve son defa aşkla karşılaştığının anısı! Bu karşılaşmaya yaklaştıkça çevrenin yazara nasıl davrandığını ve Yeraltından Notlar bölümünde aktardığı kişiliğinin nasıl oluştuğunu da anlıyoruz. Çevreyle daima bir iç çekişmeye sahip yazarın bu çekişmelerini adım adım görüyoruz.
"Öfkeden ağzım köpükler saçarken, yüzüme azıcık gülünüp bir fincan şekerli çay verildiğinde gevşer ve duygulanırdım. " (sayfa 8) 
Böyle bir mizaca sahip olarak yaşayışını sürdüren, memurluğu sırf geçimini sağlamak için yapan bir kişinin notları bunlar!

Bu kitap üzerine daha nice kitaplar yazılır! Kitabı okurken neredeyse her kelimede bambaşka ufuklara açılıyorsunuz. Bu nedenle bu kitap defalarca okunmalı!

Bendeki kitap Kum Saati Yayınları'ndan Bahadır Koçak çevirisiyle 2012 yılı baskılı. Baskı ve imla hatası bu kitapta var mıydı hatırlamıyorum. Varsa da göze batmayacak kadar demektir.

Genç Werther'in Acıları

0 yorum

Goethe'nin eseri! Genç Werther'i tanımaya mektuplarından başlıyoruz. Çoğunlukta Wilhelm'e olan bu mektupların arasında Werther'in acılarının kaynağı olan Lotte'ye de mektuplar mevcut. Mektuplardan sonra da mektupların derleyicisi bize olayların sonunu aktarıyor!

Werther kendi halinde iken bir akşam Lotte ile tanışır ve hayatının akışı değişir! Lotte Werther'in meleği haline gelir. Lakin Lotte, Albert ile nişanlıdır! Lotte ile Werther tanıştıkları dönemde Albert, iş için gitmiştir. Geri dönüşüyle Werther'in mutluluğu yerini sonunda ölüme gidecek olan acılara bırakır.

Werther'in ruhundaki değişimi; renk tablosunda renk geçişi gibi görüyoruz! Çevreyi algısı, çevreye tepkisi ve hayatının merkezinde Lotte!

" 30 Kasım
...
Vadinin üstünde koyu yağmur bulutları toplanıyordu. Uzaktan yeşil renkte ceketli birisini gördüm. Kayaların arasında dolaşıyor, yerden ot topluyordu. Yanına yaklaştım. Ayak seslerini duyunca bana doğru döndü. Pek ilgi çekici bir yüz ifadesi vardı. Asıl dikkati çeken de bu ifadedeki sessiz keder haliydi. Ama bu, onun yüzüne  bir tatlılık veriyordu. Siyah saçları ikiye ayrılıp iğnelerle tutturulmuş geri kalan kısmı da kalı bir örgü halinde omuzlarından aşağı sarkmıştı. Kıyafetinden fakir bir kimse olduğunu anladığım için, yaptığı işle ilgilenmemi hoş göreceğini düşünerek ne aradığını sordum. Derin bir ah çekerek, 'Çiçek arıyorum ama,' diye cevap verdi, 'bir tane bile bulamıyorum.' Gülümseyerek, 'Şimdi çiçek mevsimi değil ki,' dedim. Bana doğru yürüyerek, ' Şimdi çiçekten bol bir şey yok, ' dedi. 'Bizim bahçede güller ve iki çeşit hanımeli var. Birini bana babam verdi. Ayrıkotu gibi çoğalıyorlar. İki gündür çiçek arıyorum, ama bulamıyorum. Aramadığınız zaman ayağınıza dolaşırlar Sarısı ayrı, mavisi, kırmızısı ayrı. Kantar otunun güzel çiçeği olur mesela. Ama şimdi hiçbirini bulamıyorum.' Halinde bir tuhaflık sezdim ve bir yolunu bulup sordum: Ne yapacaksınız bu çiçekleri? Acayip ve titrek bir gülümseme yüz çizgilerini değiştirdi. Parmağını dudaklarının üstüne koyup 'Kimse duymasın ama.' dedi, 'sevgilime bunlardan bir buket vereceğimi söyledim.' 'Bak bu güzel,' dedim. 'Oo,' diye devam etti, 'onun başka hiçbir şeye ihtiyacı yok, çok zengin.' 'Öyleyse bukete sevinecek,' dedim. 'Onun mücevherleri ve bir de tacı var. Hükümet, bana alacaklarımı ödeseydi, başka türlü bir insan olurdum. Zamanında benim de halim vaktim iyiydi. Şimdi ne elde kaldı ne avuçta. Ben artık...' Gökyüzüne çevirdiği ılsak gözleriyle her şeyi anlatıyordu. 'O zamanlar mutluydunuz demek öyle mi?' diye sordum. 'Ah, o günleri çok arıyorum,' dedi. 'Öyle mutlu, öyle kaygısız, sudaki balık gibi tasasızdım.' " (sayfa 91-92)

Werther'in karşılaştığı bu meczubun hikayesini ilerleyen sayfalarda

Bendeki kitap Kum Saati Yayınları'ndan, Tolga Akdeniz çevirisiyle 2012 baskısı. Zaman zaman karşılaşacağınız imla ve baskı hataları mevcut.





14 Mayıs 2013 Salı

Boş Koltuk

0 yorum

J. K. Rowling'in Harry Potter serisinden bağımsız yazdığı ilk kitap. Bu kitabı bir  Harry Potter hayranı olarak okudum. J. K. Rowling bu kitabında, Harry Potter serisinde olmadığı kadar cüretkâr ve cesur kelimeler seçmiş. Bu alışılagelmişliğin dışında olduğu için beni biraz şaşırttı. Bir kaç koldan ve Harry Potter serisindenki gibi çok sayıda kişi üzerinden öyküyü anlatmaktadır. Kitabın ortalarına doğru nasıl bağlayacak diye düşünüyordum. Aslında bilindik bir son gibi olmuş.

Boş koltuk, Yarvil'e bağlı Pagford kasabasının belediye meclisi üyelerinden Barry Fairbrother'ın ölümüyle başlayan bir eser. Fields denilen bir varoş sitenin, Pagford'tan bağlantısının kesilmesini; Yarvil'e bağlanmasını ve Bellchapel Bağımlı Kliği'nin kapanmasını isteyen Howard Mollison; Barry Fairbrother'ın ölümüne sevinmiştir, ancak bunu belli etmez. Zira Fairbrother, Fields'ın Yarvil'e bağlı kalması gerektiğini savunmaktadır. Bellchapel'in korunması konusunda en büyük savunucu da Barry Fairbrother'dır.

Çok karakterli, çok öykülü bu küçük kasaba büyük bir roman Pagford'ın derinliklerinde, Fields'ta yaşamanın ne demek olduğunu Krystal Weedon, onun kardeşi ve annesi üzerinden okumaktayız.

Kitap yedi bölümdem oluşuyor. J. K. Rowling, gün parafları da atmış lakin, pek bir etkisini göremedim. Anlatmaya çalıştığı o kadar kısa süre içinde dönen entrikaydı diye düşünüyorum.

J. K. Rowling hayranları Harry Potter kadar hareketli bir kitap beklentisine düşmemeliler. Ancak şunu belirtmeden geçemeyeceğim, Harry Potter serisi ve Boş Koltuk, başka türdeler ve her ikisi kendi içinde macera dolu!

J. K. Rowling, Fields ve Pagford üzerinden günümüz yozlaşmışlığını ve iki yüzlülüğünü çok net bir şekilde gözler önüne sermektedir.

Kitap Doğan Kitap'tan Dost Körpe çevirisiyle Mart 2013'te baskısını yapmıştır. Orijinal adı The Casual Vacancy'dir. (Kapak resimleri internetten alınmıştır.)

Kitap:
Doğan Kitap
Kitapyurdu.com
İdefix.com

10 Mayıs 2013 Cuma

Büyük Yazarların Gizli Hayatları

0 yorum

Robert Schnakenberg eseri. Okuması eğlenceli, bazen inanması güç olgularla karşılaştığımız bir eser. Robert Schnakenberg önce yazarın bir künyesini veriyor, daha sonra yazarın kısa özgeçmişini anlatıyor ve daha sonrasında yazarın ilginç özelliklerini kısa kısa sıralıyor. Ayrıca bol bol illüstrasyon mevcut. Okurken yazar hakkında soru işaretleri de oluşturup yazarın kendisini araştırmaya da iten bir kitap. Ayrıca künye sayfasında yazarın "mottosu" olan bir cümleye de yer vermiş. Daha sonra da yazarın bir özelliği tam sayfa illüstre edilmiş.

Kitap içindeki yazar;
William Shakespeare
Lord Byron
Honeré De Balzac
Edgar Ellan Poe
Charles Dickens
Bronte Kardeşler (Charlotte Bronte, Emily Bronte, Anne Bronte)
Henry David Thoreau
Walt Whitman
Leo Tolstoy
Emily Dickinson
Lewis Carrol
Louisa May Alcott
Mark Twain
Oscar Wilde
Arthur Conan Doyle
W. B. Yeats
H. G. Wells
Gertrude Stein
Jack London
Virginia Woolf
James Joyce
Franz Kafka
T. S. Eliot
Agatha Cristie
J. R. R. Tolkien
F. Scott Fitzgerald
William Faulkner
Ernest Hemingway
Ayn Rand
Jean-Paul Sartre
Richard Wright
William Burroughs
Carson Mccullers
J. D. Salinger
Jack Kerouac
Kurt Vonnegut
Toni Morrison
Sylvia Plath
Thomas Pynchon
Bazı yazarları hiç duymadığımı itiraf etmeliyim, bazılarınıysa daha okumadım.

Şömine başında ayakta ölünebileceğini ispatlamaya çalışmak olsun, her zaman muhalifliğini korumaya çalışmak olsun; kimilerini bildiğimiz kimilerini bilmediğimiz, toplum tarafından "ilginç" olarak nitelendirilen bir çok olaya tanık olacaksınız.

Ayrıca belirtmeliyim ki, bu kitap yazarların hayatlarını detaylıca incelemiyor. Öyle bir yanılgıya düşmemek gereklidir. Robert Schnakenberg kısa kısa yazarlardan ve onların ilginç özelliklerinden bahsetmiştir.

Robert Schnakenberg, kimi zaman yazarların çağdaşlarıyla olan ilişkilerine değinmesi, nedendir bilmem, hoşuma gitti.

Kitap; Domingo Yayınevi'nden, Duygu Akın çevirisiyle Eylül 2010'da basılmıştır.

Domingo Yayınevi
Kitapyurdu.com
İdefix.com
 
Copyright © Kitaplık
S.Y.