Galaksi İmparatorluğu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Galaksi İmparatorluğu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Haziran 2019 Perşembe

Uğursuz Gezegen Galaktika

0 yorum
Asimov bu kitabında zaman çizgisini de ele alıyor. İnsanların yaşadığı tek gezegen olan Dünya zamanlarından çok gezegenli bir zamana geçiş yapan basit bir terzinin bir kumpasın içine nasıl adım adım gittiğini okuyoruz.

Galaksi İmparatorluğu serisinin üçüncü kitabı:
Asi Gezegen Tyrran
Tanrılar Ve İmparatorlar
Uğursuz Gezegen Galaktika

Bir adımla dilini bile bilmediği bir zamana geçiş yapıyor Terzi Josepg Schwartz. Tabi önce ne olduğunu anlayamıyor. Bir adım önceki mevsim ile bir adım sonraki mevsim arasındaki fark bile insanı çıldırtabilir düşüncesindeyim. Bir göz kırpması süresinde her şeyin değişmiş olması insanın sınırlarını çok zorlayacaktır. Kendimden düşünüyorum. Adımımla birlikte her şeyin değişmesi halusinatif bir algıdan başka bir şey değildir diye yorumlar idim. Haliyle akıl sağlığı ile ilgili şüpheler oluşabilir...

Terzi yardım istediği, sığındığı bir evde, terziye ne yapılacağı ile ilgili düşünülürken okudukları bir haber ile bu yabancıyı -terziyi- gönüllü olarak bu deneysel tedavi çalışmaları için götürülür. Gönüllü olan yerli ailedir aslında. Terzinin durumdan haberi yoktur ve yerli aile terziyi çalıştırarak kota doldurmalarında kolaylık oluşacaktır.

Tedavinin yan etkilerinden birisi terzinin algıları çok gelişmiştir. Bütünleşme olarak ifade etmektedir. Yerel dili de çok kısa sürede öğrenmiştir. Kişilerin düşüncelerini okuyacak kadar...

Asimov bu kitabında denemelerde bulunmuş gibi duruyor. Haliyle seri halde okuduğum kitaplardan biraz daha farklı kurgu yöntemleri hemen fark ediliyor. Temelde kullandığı verilerde ise bir değişiklik yok. Haliyle işlediği konulardan birisi de uzaydaki yalnızlık.

Kitabı okurken bir konuşma özellikle dikkatimi çekti ve o halini algıladığım şekilde not etmiştim. Terzi geldiği çağlarda insanların sadece Dünya'da yaşadığını ifade ediyor. Buna karşılık gelen yorum ise çok daha güzel. İnsanlar o çağlarda uzaya yolculuk edebiliyor muydu? Edemiyorsa nasıl oluyorsa tüm evrende sadece sizlerin yaşadığını bilebiliyorsunuz? Haliyle ne kadar yalnızız?

Tüm evrende yaşamın bulunması veya evrene yaşamın yayılması insanı özünden kopartamıyor. Asimov bunu incelikle işliyor. Galactica tüm evrende hüküm sürmektedir. İnsalık bu hükümranlığa başkaldırmaya hazırlanmaktadır. Peki bu hükümranlık aşkının kaynağı nedir?
Kine kn duygusu galiba evrensel bir felaket. Dünyalılar gerçekten karşılıklı eşitlik ve hoşgörü istiyorlar mı? Hayır! Büyük çoğunluğu sadece dorukta olmanın peşinde. (Sayfa 165)

5 Haziran 2019 Çarşamba

Tanrılar Ve İmparatorlar

0 yorum
Asimov Galaksi İmparatorluğu serisi kitabı.

Asi Gezegen Tyrran
Tanrılar Ve İmparatorlar
Uğursuz Gezegen Galaktika

Rik, hatırlamamaktadır. Kendi adını bile. Ancak zamanla anılar canlanmaya başlar. Haliyle aslında biliyordur. Yani hatırlamaya başlar. Bu hatırladıkları birilerini çok rahatsız etmeye başlar. Bir kovalamacadır başlar.

Bir Uzay analisti kaybolmuştur ve iletişime geçtiği bilinen son gezegen Florina'dır. Ancak Florina üst katta yaşayan Efendiler tarafından yönetilir. Bu Efendiler Sarklıdır ve sadece Florina'da yetişen kirt üretimini ve gelirlerini ellerinde tutmaktadırlar.

Bu noktada Asimov'un Sarklıların yönetim yapılanmasını muhteşem bir şekilde gözler önüne sunmaktadır. Bu yapılanmayı özetleyen bir deyime sahibiz Türkçemizde: Kraldan çok kralcı olmak. Bu yapılanmada Sarklılar Florina yerlilerinden parlak gençleri seçerler Sark'ta eğitirler ve kentli sınıfı olarak Florina'ya gönderler. İşçilerin yönetimini bu arkadaşlara bırakırlar.

Florina gezegeninde kula kulluk etmeyi çok iyi anlatmıştır Asimov. Efendilerin ise tek dertleri vardır. Bu hırsları pek tabii ki paradır. İnsanlık arzdan galaksiye yayıldığını unutmuştur, hatta Arz'ın varlığını bile unutmuştur. Ancak para hırsını unutmamıştır. Para tabi ki hep bir imge durumunda ve bu imgenin satınaldıkları asıl hırsı oluşturuyor da diyebiliriz belki de.

Sarklılar ise korkmaktadır. Bu korkuyu yenmenin ise tek yolu vardır, sindirme. Florina sindirilimiştir. Ancak bir gerçek vardır ki Florinalıların içlerinde bir yerlerde hala bir bağımsızlık ateşi kor haldedir. Alev almayı beklemektedir. Bu alevin kaynağının Arz'dan gelmesi ise Asimov'un kurduğu evrende ayrı bir güzelliktir. Prometheus, sanat ve ateşi tanrılardan çalmış Arz'daki insalara vermiştir. Bu insanlık evrene yayılmış ve nereden geldiğini bile unutmuştur. Ancak içinde yatan ateşi alevlendirme üzere yine bir Arzlı çıkıp gelmiştir.

Sark'ın dört efendisi vardır. Bunlar Florina'da üretilen kirti çeşitli olaranlarda bölüşmüşlerdir. Aslında topraklar bölüşülmüştür, olağan dengesi halinde günler geçer. Arzlının gelmesi dengeleri değiştirecektir.

Bir insan...


19 Mayıs 2019 Pazar

Asi Gezegen Tyrran

0 yorum
Asimov'un Galaksi İmparatorluğu Serisi kitabı. Robot serisiden ayrı bir yapı sunuyor. Olaylar her ne kadar galaksinin köşelerinde gerçekleşse de insanlığın hep aynı yönde gerilediğinin göstergesidir. Şu güzel 19 Mayıs'a bu kitabın denk gelmesi de ayrı güzel oldu.

Seri:
Asi Gezegen Tyrran
Tanrılar Ve İmparatorlar
Uğursuz Gezegen Galaktika

Farrill Arz'da eğitiminin sonuna gelmiş birisidir. Bir gece yarasını vizifondan gelen sesle uyanır. Bir kumpasın içinde olduğu ve canına kastedildiğini çok geçmeden anlar. Babası Widemos Ranger'idir ve bu olayların babasıyla bağlantılı olduğunu söyleyen de arkadaşı Jonti'dir Arz'dan kaçması konusunda da yardımcı olacaktır.

İşte olaylar böyle başlar.

Bu güzel, güneşli 19 Mayıs'ta, bağımsızlık ateşinin 100. yaşında sürpriz kaçıran içerikle ilerleyeceğim.

Tyrran galaksiyi egemenliği altında tutmaktadır. Bunu da alışılagelmiş savaş taktiklerini değiştirerek başarmış insanlığa kendilerini kabul ettirmiştir. Korku tohumlarını da ekmiş zamanla herkes bunu kabullenmiştir.

Ancak bunu kabullenmeyenler de vardır. Tyrran her yerde bu grupları bulup sahneden indirmekle uğraşmaktadır. Yukarıdakilerin her zaman aşağıya düşme korkusu vardır. Haliyle Widemos Ranger'i peşindedir.

Asimov'un kurduğu evren aslında bizden hiç uzakta değil, tam dibimizdedir. Aktörler kah gezegenlerdir kah insanlar kah ülkeler kah organizasyonlar... Aktörlerin isimleri değişir ancak hedefler hep benzerdir. Gücü elinde tutmak isteyen bir güç, muhalif görünerek gücü eline geçirmeye çalışan bir başka akım, güce tapanlar, gücün insanın kendisinde olduğuna inananlar... Akımlar değişir, bu akımların aktörleri de hep sahnede yer alır.

Tyrran egemenliğinden kurtulmak isteyenler gizli bir şekilde çalışır hatta bunların saklandığı bir gezegenin varlığından şüphe duyulmaya başlanır. Bu gezegen fellik fellik aranır.

İnsan hiç masum değildir. Bundandır ki tarih tekerrürden ibaret hale gelmiştir. Gelecek aslında geçmiştir ve bu yüzden geçmiş hep unutturulur. O yüzdendir ki Galaksi İmparatorlukları'nda insanlığın Arz'dan galaksiye yayıldığı sadece bir efsane haline getirilmiştir ve insanlar buna inanmaz. Bunda şaşırılacak hiçbir şey yok! Yüzümüzüş şu andaki zamanımıza 2019 yılının Mayıs ayının 19. gününe çevirelim. Buraya gelinceye kadarki olaylar akışını inceleyelim.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 1919 yılında attığı ilk adımdan bu yüzyıllık zamana bakalım ve unuttuklarımıza bakalım. İşte bu çok daha şaşırtıcıdır. Bu kadar kısa sürede nereden geldiğimizi ve yönümüzün ne olduğunu unutup şaşkın şaşkın ortalıkta gezer olduk. Dünya'nın bizlere değil insanlığın geleceğine ait olduğunu unuttuk. Haliyle yurdumuza sahip çıkarken ödediğimiz bedelleri unuttuk. Kula kulluk eder hale geldik yine.

Unutmamak için yazı keşfedildi. Kalemin kılıçtan keskin olduğu defalarca ispatlandı. Yazdıklarından dolayı yazarlar öldürüldü bu dünyada.

Bu unutkanlık halinde küçük uyanışlar, küçük patlamalar muhteşem sonuçlar yaratmıyor ancak iyiye doğru biraz daha yaklaşıyoruz. Lakin Asimov'un distopyalarında bu iyileşmenin yüzbinlerce yıl alacağını görüyoruz. Öyle ki insanlık iyiye ulaşacak ve işte o zaman evrenin sonu gelecek sanırım. Ne olursa olsun sevgi kazanacak.

Umudun tükendiği anlarda Farrill umut buldu. Her şeyin çok güzel olacağına inandı.

19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal Atatürk bağımsızlık ateşiyle, korkusuzca her şeyin güzel olacağını bilerek, milletle yola çıktı. Unutmuyoruz bağımsızlığı!

 
Copyright © Kitaplık
S.Y.