4 Kasım 2013 Pazartesi

Afrikalı Leo

0 yorum

Amin Maalouf eseri! Yazarın ilk kitabı olma özelliğini de taşıyor! Endülüs'ten Afrika'ya; Avrupa'ya ve Osmanlı'ya açılan bir kapı. Granadalı Muhammed oğlu Hasan'ın bu yolculuğuna eşlik ediyoruz! Babası, Hasan adı veriyor. Ancak yolculukta bir çok isime sahiplik etmeye başlıyor!

Hasan küçükken Granada Hristiyanların eline geçiyor ve ülkeden ayrılmak zorunda kalıyorlar. Olay örgüsü böylece başlıyor! Bu örgü içinde bazı rastlantılar beklenmedik, bazılarıysa "yok artık" dedirtecek şekilde karşınıza çıkıyor!

Kitabın ilk cümlesi:
"Ben,Hasan tartıcıbaşı Muhammed’in oğlu, ben, Giovanni Leone de Medici; bir berberin sünnet ettiği, bir papanın vaftiz ettiği ben." (sayfa 11)
İşte isimler böyle tanıtıyor kendini Hasan! Daha ilk sayfadan Medici adını nasıl aldığını merak etmeye başlamıştım. Bu yüzden belki de benzerliği yok-artık-dedirtecek diye niteledim.

"Benim Arapça, Türkçe, Kastilya dili, Berberi dili, İbranice, Latince, sokak İtalyanca’sı konuştuğumu duyacaksınız; çünkü bütün diller ve dualar benim dillerim ve benim dualarım, fakat ben hiçbirine ait değilim. Ben yalnızca Tanrıya ve dünyaya aidim; ve yakında bir gün yine onlara döneceğim." (sayfa 11)
Bu paragraf...

Daha ilk sayfadan vuran bir kitap! Yolculuk uzun. Dört bölümden oluşuyor.
I. Granada Kitabı
II. Fas Kitabı
III.Kahire Kitabı
IV. Roma Kitabı

Bir durak haritası aslında bölümler. Ancak bunlar durmak ile duraklamak arasında. Biz Hasan'ı takip ederken Leo büyüyor! Bir solukta okunuyor. Savaşlar hiç bitmiyor sanki. Leo da sorguluyor bunu.

Yavuz Sultan Selim döneminden itibaren işler daha da ilginç oluyor. Özellikle de bizim için. Zira biz hep Anadolu tarafından baktık, baktırıldık. Ancak bu pencerenin bir de karşı tarafı var! Türklerden bahsederken Büyük Türk olarak bahsedilmesi de ayrıca ilginç.

Dinler, diller, milletler, savaşlar, yollar arası bir ilişki! Bir seyahatname! Hasan 1488'den 1527'ye kadar oğlu için bir anı kitabı oluşturuyor aslında. Biz de bunu okuyoruz. Yollar arasına sıkışmış hayatların özgürlüğüne bakıyoruz. Yollar akıyor, insanlar akıyor, kanlar akıyor, hayat akıyor. Bu akıma karşı ne yapılabilir?

Afrikalı Leo, bir Amin Maalouf şaheseri.

Bendeki kitap Kocaeli Üniversitesi Merkez Kütüphanesi'ne ait Yapı Kredi Yayınları'ndan Sevim Raşa çevirisiyle Ekim 2012 tarihli 28. baskısı.

Kitap:
Yapı Kredi Yayınları
Kitapyurdu.com
İdefix.com

30 Ekim 2013 Çarşamba

Eylembilim

0 yorum

Oğuz Atay'ın tamamlanmamış romanı! Eksik kalmış bu hali bile o kadar çarpıcı ki! Tamamlanmış olmasını ne kadar çok isterim oysa! Yetmedi, tadı damağımda kaldı.

Oğuz Atay'la ilgili olarak şunları da söylemem gerekir, ülkemizdeki öğretim görevlilerin mutlaka ama mutlaka okuması gereken bir eser! Oğuz Atay'ın analitik zihnini tanımak gereklidir!

Eylembilim'de bir üniversitede "akademisyen" olan Server Gözbudak'ın gözünden öğrenci hareketine bir bakış! Server Gözbudak'ın zihinsel çatışmaları uzun bir uykudan sonra uyanır. Fakültesinde ise öğrenci hareketi mevcuttur! Bu hayatın tam ortasında Server Hoca'nın yarım kalmış arayışının başlangıcına eşlik ediyoruz.

"Adnan Targa, kendisi değildi ki; Adnan Targa bir dekandı ve 'statüko'nun her ne pahasına olursa olsun savunmasını yapmak durumundaydı. Bu nedenle ek ödenek alıyordu, bu yüzden ayrı bir çalışma odası, bu nedenle sekreteri vardı." (sayfa 49)
"Öldürülen gencin hikâyesi, 'görgü tanıkları' tarafından bir türlü anlatılıyordu, morg raporlarında başka türlü yazıyorlardı. Mecliste 'muhalefet mensupları' kürsüden başka türlü dile getiriyorlardı. Sonra bir akşam, çıplak bekâr odasında 'merhumun yakınları' olayı, daha önce anlatılanlardan çok başka bir biçimde, olağanüstü bir havada arkadaşlarına yansıtıyorlardı. Bence insanlar bu yüzden anlaşamıyorlardı: Herkes başka dili konuşuyordu." (sayfa 51)
Oğuz Atay kendine has üslubuyla yine alıp götürüyor bir bütünlüğün içinde! 'Olay'ların varlığı kaçınılmaz bir gerçekken günümüze o kadar uzak olmayan durumların bugünlerde de tezahür ettiği gerçeği de yadsınamaz! Bu romanın bugünlerde daha başka bir önemi de işte budur. İyi okunması, iyi tahlil edilmesi gerekmektedir. Server Gözbudak'ın yarım kalan yaşamının devamı konusu ise tahayyülümüze kalmıştır.

Bendeki kitap Kocaeli Üniversitesi Merkez Kütüphanesi'ne ait olup İletişim Yayınları'ndan 2011 yılında basılmış 13. baskısıdır.

Kitap:

İletişim Yayınları
Kitapyurdu.com
İdefix.com
 
Copyright © Kitaplık
S.Y.