1 Ocak 2012 Pazar

Güneşi Uyandıralım

0 yorum
Her sayfasından hüzün akan bir şaheser! Brezilya'da geçse de bizden, ta içimizden. Duyguların ırk,renk, din barındırmadığının en güzel kanıtlarından! Neyse, geçeceğim sosyal mesaj kısmını.

Zeze yüreğimi titretti, gözlerimi nemlendirdi. Her şey Adam'la tanışmasıyla başlıyor! Bir Cururu Kurbağası. Zeze'nin yüreğine yerleşiyor.

Bluğ çağının başlangıcında bir çocuk, evlatlığı olduğu yeni bir aile. Natal'da. Ailesiyle anlaşmazlığı tırmanıyor. Zeze daha da içine kapanıyor. Yalnız değil, Adam yanında! Babasının sözleriyle yaralanıyor. Sinemada oyunculuğunu gördüğü Maurice Chevalier'i babalığı seçiyor! Düşlerinde...

Adam geliyor! Zeze'nin güneşi uyandırmasını istiyor. Görevi tamamlandığında gideceğini belirtiyor. Maurice geliyor, Zeze'nin aşkı öğrenmesini istiyor. Görevi tamamlandığında gideceğini söylüyor! Okulda dostu, Peder Fayolle, dert ortağı, dostu.

"Maurice: 'Şu bademciklerini en kısa zamanda aldırmalıyız.'
Yarı umutsuz ağlaştım:
'Maurice, şeytandan sonra en çok korktuğum şey bu.'
'Geçecektir. Hem sen yüreklisin.Korkusunu yenmeyi bilen küçük bir adamsın. Kurbağalardan ödün koptuğunu bana söylememiş miydin?'
'Evet, doğru.'
'Oysa, en büyük danışmanın yüreğinde yaşayan bir kurbağa.' " (sf. 80)
 Zeze büyüyor. Zor bir çocuk... Özlüyor, arıyor, düşünüyor... Aşık oluyor, kızın adı Dolares.

"Hayale kapıldığım yoktu. Dolares geri dönmeyecekti. Yüreğim bu gerçeği bana söylüyordu. Geminin yerinde yıldızlarla dolu karanlık geceden, kapkara ve sessiz denizden başka şey kalmamıştı şimdi. Köpekyıldızı gökyüzüne egemendi. Ya ay? Ay yoktu. Yalnızca pişmanlıklar. Au olsaydı bunu söylemezdi bana. Sevgiden söz etmek neden? Sevgi, pek az tanıdığım bir şey." (sf. 229)
Zeze, sorguluyor, hayatı tanıyor:
"Neden hayatta her şeyin geçip gitmesi gerekiyordu? Yalnızca ,Zeze, doğmak, yola çıkmak olduğundan. İlk dakikadan yola çıkmak. Soluk almaya başladığın andan. Ve hayatın katı gerçeği ile savaşamazsın." (sf. 237)
Zeze, öğrenimi tamamlar, mezun olur. Sorumluluk ile karşı karşıya kalır. Mesleği ne olacak? Ablaların yanına dönmek gerçeği de bir yanındadır.Oysa alışmıştır Natal'e, annesine... Korkuları, anıları, çocukluğuyla birlikte...

Hüzün hep böylesine bir hüzün değil! Zeze'nin zıpçıktılıkları, haşerilikleri ve hareketliliği güldürüyor. Nasıl güldürmesin ki!

Kitabın sonunda Zeze karşımıza 40'ında bir adam olarak çıkıyor. Mesleği de tam ona göre! Kitabın son bölümü ayrıca güzel!
"İyi ya Adam. Büyükler güneşi uyandırmayı bilmezler. Öyleyse Tanrı'nın iyiliği, yarın, olur da, güneşi uyandırıverir. Tüm dingin sonsuzluk için yaptığı gibi.

Önemi yok, kendim için şarkı söylmeyi sürdüreceğim, çünkü ne mutlu bana ki hala pişmanlık sözcüğünün ne anlama geldiğini bilmiyorum."
Bendeki, 10. baskı, Aydın Emeç çevirisiyle Can Yayınları'ndan 1993 yılında basılmış.

Kitap:
Can Yayınları
Kitapyurdu.Com

30 Aralık 2011 Cuma

Yazlık

0 yorum
Gülse Birsel'in Haziran 2011 çıkışlı kitabı. Samimi mizahçının cümleleri muhabet havasında. Onun eserlerini değerli kılanlardan birisi de bu ya...

Yazlık'ın içindekilerini açınca;
 "İyi bir yaz için"
cümlesiyle karşılaşıyoruz. Düşündüm, iyi bir yaz geçirdim mi? Daha da fazla derinlere dalmadan içindekilere göz gezdirdim.

"Evle İlgili Sorumlulukardan Kurtulun!
Temizlik gününün diktatörü!
Çocukları erken yatırmayın! Ateşle oynamayın!
Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözzlerinden!
Kurbağaların sessizliği!
Şehrin Cilvelerinden Uzaklaşın!
Kendinden 3D İstanbul!
Tophaneli arkadaşlara transfer çağrısı!
Alışveriş, ruhu kaç saat mutlu eder?
Kahraman Kurukahveci Starbucks'a karşı!
Protest bir yazı!
Yeryüzünün son "pacman"leri!
İşi Gücü Bir Yana Bırakın!
Ofis halk için midir, sanat için mi?
Üşenme, erteleme, vazgeçme
Davetsiz mesajcılara veda mektubum!
Zenginin vergisi, züğürdün çenesi
Siyasete Bulaşmayın!
Nükleer santrale ilişkin soru yörüngem!
Ebeveyn İzleme Kurulu potansiyel üyelerine!
Sanatçı açılımını açıyorum!
Trajedi ve komedi
Silah varsa, patlar!
Eeeeeh, yetti be!
Güzelliği, Şıklığı Boş Verin, Kendinizi Salın!
Yatak giysilerinde bir devrim!
Bronlaş ey insanoğlu!
Gençlik ve güzelliğin sırrını veriyorum bak!
UGG: Uymasa da giyer gezinirim
Modanın sokağa pörtlediği bir gece!
Sporunuu Yapın, Sağlığnıa Dikkat Edin!
Büyükdere geçilmez!
Saten sabahlıklı prima donna
Beden eğitimi müfredatın temel taşıdır!
Doktor benim neyim var?
Vitanime inanma, vitaminsiz de kalma!
İyi Bir Tatil Planı Yapın!
Issız adaya, düşşeniz, yanınıza alacağınız en lezzetli üç arkadaşınız kimlerdir?!
Yazlıkçı kimdir, tatilci kime denir
Nerelisin? 'Tatil köylü!'
'Karşı konulmaz Türk erkeği' dünya televizyonlarında!
Geceleri Yatıp Yıldızları Seyredin!
Alpha Centauri Türkçe Olimpiyatları'nda!
Uzaylılar geliyor, paçam tutuştu!"
İşte içindekiler! Gülse Birsel'in olayları kendi fikir tenceresinde pişirmesiyle özel bir lezzet oluşturuyor. Tadı damağınızda kalıyor.
"Tişörtler malumunuz ikiye ayrılır: Dışarıda giyilen fıstık gibi, parlak, çıtır tişörtlr ve evde giyilen, yumuşacık, ipeksi, yıllar tarafından yıpratılarak ikinci bir teen haline gelmiş, emekli tişörtler."(sf. 106)
Gülse Birsel her zamanki yerinde tespitlerini kalemiyle çok güzel anlatmış.

 Turkuvaz Kitap'tan çıkmış keyifle okunacak bir kitap!

Turkuvaz Kitap Çevrimiçi Alışveriş
KitapYurdu.Com
 
Copyright © Kitaplık
S.Y.