10 Kasım 2013 Pazar

Cesur Yeni Dünya

0 yorum

Aldous Huxley'den distopik bir roman! Ford'tan sonra (F.S.) 632 yılında geçen bir bilim-kurgu! Bir solukta okunan, okudukça içine daha da çok çeken bir kitap!

Ford, "Lord(tanrı)" göndermesine sahip olmakla birlikte, Henry Ford kastedilmektedir. Ford cemaatinde kutsal işaret T'dir. Bu da Henry Ford'un seri üretimle piyasaya sürdüğü T Modeli otomobillere atıftır. Bu söylediklerim, kitabın sonundaki "Ek"te zaten mevcut. Bu ek kitabı ayrıca güzel kılmıştır!

Uygar toplumda insanlar Epsilon Eksi Yarı Moronlar'ından Alfa Çift Artı insanlarına kadar sınıflandırılmıştır. Bu kast sisteminde her kastın kendine ait görevleri vardır ve her kast kıyafetleriyle birbirinden ayrılır. Bu topluma hizmet eden / bu toplumdan hizmet alan şirket-devletin sloganı "Cemaat, Özdeşlik, İstikrar"dır. Bu düzen içerisinde tüm kastlar hipnopedya (uykuda eğitim) yöntemiyle şartlandırılmaktadır. Bu Yeni Pavlovcu Şartlandırma'yla kastlar üzerine düşenler dışına çıkamamaktadır. Bir şekilde şartlandırmaları aşacak gibi olduklarında da kendilerini kötü hissetmeye ve Soma almaya şartlandırılmışlardır. Bu insan düzeni içerisine Londra Merkez Kuluçka ve Şartlandırma Merkezi'nde dahil alıyoruz. Bu merkez yıllar önce biten doğum yerine "insan" üretme tesisidir ve burada insanlar yapay rahimden doğarlar. Şişe'de ilk döllendikleri andan kastları belirlenmiştir! Bir grup öğrenciyle birlikte bu merkezi biz de tanıyoruz ve bize merkezi tanıtan KŞM müdürü.Kuluçka merkezleri sayesinde tek bir yumurtadan yüze yakın ikiz -yani yüzüz- kardeş üretilebiliyor ki bunlar Bakonovski Grubu adını alıyor.

Böyle bir dünyada, Bernard Marx, kendini dışlanmış hissediyor, kabul görmemiş olmanın oluşturduğu yalnızlaşmayla birlikte uygarlığın ulaşmadığı ve uygarlıktan elektrikli tellerle ayrılmış olan New Mexico Ayrıbölge'sine ziyarete gider. Bu ziyaretten sonra hayatı değişecektir! Vahşi'yi yani John'u uygarlığa getirecektir!

John ve dünya üzerindeki 10 denetçiden birisi olan Mustafa Mond üzerinden ana çatışma işlemektedir: Vahşi Dünya - Uygar Dünya... 16. ve 17. Bölümlerde bu karşılaşma mükemmel bir diyalog sahnesi sunmaktadır! Bunun yanı sıra Helmholtz Watson ile Bernard Marx üzerinden de uyum sorunları, uyumsuzluk üzerine karşılaştırmalı bir bakış sağlanabiliyor! Bernard, sisteme kabul edilmeyişinin kırgınlığını, eksikliğini yaşamaktadır. Oysa Helmholtz sistem saygın bir yere sahiptir ancak sistemde kendini eksik hisseder! İçgüdüsel bir sorgulayış peşindedir!

Kitabın felsefi derinliği başlı başına bir okyanus oluşturmaktadır! Bunun yanında mükemmel kurgusuyla bilim-kurgu ziyafeti sunmaktadır! Karamsar çatı altında toplanan bu unsurlar, üzerine çokça konuşulması gereken bir kitap sunmaktadır!
"Kekeledi.'Hey Cesur Yeni Dünya,' diye başladı, sonra aniden duraksadı, kan yanaklarından çekildi; beti benzi sarardı." (sayfa 188) 
Vahşi çok ilk defa böyle dillendiriyor Cesur Yeni Dünya'yı!

Kütüphanede mutlaka bulunması gereken, üzerine düşünülmesi gereken bir eser! Kesinlikle not düşmek gerekir ki kitaptaki tüm isimler gerçekte yaşamamış insanların isimlerine atıftır. Mustafa Mond; Mustafa Kemal Atatürk ile Sir, Alfred Mond'a atıftır!

Kitaptaki tüm karakterlerin gerek duyusal gerek kurgusal tahlili kitabın derinliği hakkında bir fikir vermektedir! Bunun yanı sıra, toplum yaşamı, ekonomik yapılanma, toplumda kişi psikolojisi, bireysel psikoloji ve din üzerine birçok unsur barındırmaktadır! Auldous Huxley, Cesur Yeni Dünya; bir şaheser!
"'Öyleyse Tanrı'nın olmadığına mı inanıyorsunuz?'
'Hayır, büyük olasılıkla bir tane var.'
'Öyleyse niye...?'
Vahşi'nin sözünü kesti. 'Fakat insanlara farklı gösteriyor kendini. Modernlik öncesi çağlarda kendini, bu kitaplarda tarif edilen biçimde gösteriyordu. Şimdi ise...'
'Şimdi nasıl gösteriyor kendini?' dedi Vahşi.
'Kendini yokluk şeklinde gösteriyor; sanki hiç yokmuş gibi.' " (sayfa 302)

Bendeki kitap Kocaeli Üniversitesi Merkez Kütüphanesi'ne ait İthaki Yayınları'ndan Ümit Tosun çevirisiyle Mayıs 2011 tarihli 7. baskısı.

Kitap:
İthaki Yayınları
Kitapyurdu.com
İdefix.com





8 Kasım 2013 Cuma

Uç Nokta Fanzin Mayıs 2013

0 yorum

Üç Nokta Fanzin olarak başladıkları yayım hayatlarına Uç Nokta Fanzin olarak isimlerini değiştirmişler. Hem de elimdeki sayıdan sonra. O yüzdendir ki ben de bu yeni isimlerini kullandım. Aslında benim bahsedeceğim sayıları Üç Nokta Fanzin Mayıs 2013 sayısı. Elime geçti ve hiç kaçırmadım! Fanzin'in eskisi yoktur!

İlk dikkatimi çeken "ü" harfinin üzerindeki üç nokta olmuştu. Hemen aldım. Bir bakışla karşılıyor. Kapağı açtıktan sonra "İçindekiler" kısmı var ve "Biz, Kısaca." yazmışlar ve altta da şu alıntı var:
"Resim sessiz bir şiir, şiir konuşan bir resimdir. -Simonides-"
Üç Noktayı Mayıs 2013 kısaca yazaym hemen;
Hiçbir Yer Sessiz Değil - Ali C. Yoksuz / Öykü
Tan Yeri Ağrıları - Nur An / Öykü
Geç Kalmak - Ufkum Ç. / Öykü
Bir Azıcık Sus - Bay Pisuar / Şiir
110 - Gabriel / Şiir
Sakil Mukavemet - Gabriel / Şiir
İşte başlıklarla böyle bir sayı! Sayfalar arasında gezerken her an karşınıza bir resim çıkabilir!

Hiçbir Yer Sessiz Değil'de Ali C. Yoksuz "Başımdan aşağı boşalan kavramlar beynimi eritiyordu." diyen bir insanın öyküsünü anlatıyor. Üç gün önce intihar etmeye çalışmış bir insan... Yazım bakımından alışık olmadığımız bir son da bizleri bekliyor!

Tan Yeri Ağrıları'nda Nur An bir otobüs yolculuğundaki bir insanı anlatıyor. Bu insana yolculukta eşlik edense Şems!

Geç Kalmak'ta Ufkum Ç. "Çekingenlik ve özgüven eksikliği ile O'na bile geç kalmıştım." insanını anlatıyor! Yakın arkadaşlar ne kadar yakındır...

Sonrasında şiirler!

Bu sayıya aşağıdaki adresten ulaşabilirsiniz:
http://issuu.com/ucnoktafanzin/docs/ucnoktafanzinmayissayisi
Tüm sayılar için aşağıdaki adresi kullanabilirsiniz:
http://issuu.com/ucnoktafanzin

Diğer sayılarını da en kısa zamanda okumayı ümit ediyorum. Upuzun bir yayım hayatı diliyorum.
Uç Nokta Fanzin
İnternet:  ucnoktafanzin.blogspot.com
E-Posta: ucnoktafanzin@gmail.com
 
Copyright © Kitaplık
S.Y.