Vakıf Serisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Vakıf Serisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Kasım 2019 Perşembe

Vakıf Ve Dünya

0 yorum
Vakıf serisinin son kitabı. Seriyi oluşturmak bir bilmece halini almıştı... Kitapları okumak ayrı bir güzel, okuma sırasını tartışmak ayrı: yazım sırasına göre mi okumalı yoksa örgü sırasına göre mi?

Ben örgü sırasını tercih ettim. Sebebi de Asimov'un insanlığın gelişimini ele alışını görmek istedim. Böylece insanın, Galaksi'ye de yayılsa Arz'da sıkışıp da kalsa benzer bir bir tavır sergilemesinin tuhaflığına tanık oldum. Haliyle yavaş yavaş Hari Seldon'ın Psikotarih bilimin de temellerinin nasıl atıldığını görmüş oldum. Yazım sırasına göre okuduğumuzda ileri gidip daha sonra aradaki boşlukları doldurmanın, "ha öyle miymiş" demenin keyfi ise ayrı.

Vakıf Serisi
İmparatorluk Kurulurken
Erişilmez İmparatorluk
İmparatorluk
Altın Galaksi
Gizli Tanrılar
Galaksi Çöküyor-Vakfın Sınırı
Vakıf Ve Dünya

Golan Trevize Galaksiya'yı tercih etti. Ancak bu karara nasıl vardığından emin değildir bunun için cevap aramaktadır. Aradığı cevabın Arz'da olacağını düşünmektedir. Ancak Arz gerçekten var mıdır varsa nerededir? Pelorat'ın anlattığı mitlerden yola çıkarak kendilerine rota çizecektir. Bu yolcukta Bliss / Gaia bu yolculuğa eşlik edecektir.

Bu yolculuk aynı zamanda arkeolojik bir kazı tadındadır. Kitap bir arkeolojik kazı gibi ilerliyor. Tek farkı tüm bu zamana tanıklık etmiş olmamız. Hatta bu zamandan fazlasına da tanıklık ettik.

Seri boyunca tekrar tekrar sorduğum insan geçmişini nasıl unutur sorusunu bu sefer Trevize soruyor, Dom / Gaia'ya:
"Galaksi halkı dünyaya dünyaya müdahale ettikten beri binlerce belki de yirmi bin yıl geçti, gezegenimizin kökenini tamamen unutmuş olmamız nasıl mümkün olabilir?" (sayfa 13)
Cevap ise biraz daha acıdır ama benim için tek cevap bu değil!
"Yirmi bin yıllık belgeler mi? Her şey dayanaksızlık ve savaş yüzünden çürür, yok olur." (sayfa 13)
Bunun için yüzbinlerce yıla gerek yok. Bu cümle belki de insan kanununlarının birisidir. İnsan güvensizdir, insan çatışmacıdır, birlikte iken bile birlikte değiliz. Bu bir yaradılış getirisi/götürüsü mü yoksa insanlığın kendi seçimi mi?
"Hür toplumlarda bir düzensizlik unsuru olduğunu inkar etmiyorum ama bu da insanların yenilik ve değişiklik yetenekleri için ödedikleri bir bedel oluyor. Genelde mantıki bir bedeldir bu." (sayfa 75)
Trevize'nin hürden kastı tabi ki dayanaksızlık ve savaş tercihi değil. Trevize Gaia'daki gibi ortak bilincin özgürlüğü kısıtladığını kişilerin kendine ait bilgilerinin olması gerektiğinin savunucusu durumunda. Bliss / Gaia cevabı ise bir noktada insan kanununlarının yıkılması gerekliliğine işaret ediyor.
"O zaman her hırsız ve katil insanlığa hizmet ettğini iddia edebilir." 
Dayanaksızlık burada hırsız oldu ve katil de savaş oldu... Güvenemiyoruz çünkü biz varız ve var olduğumuz için de savaşıyoruz. Yenilik ve değişiklik için buna ihtiyacımı var mı sorusu kendiliğinden doğuyor. Eldekileri yitirmeden veya yok etmeden yenileri için çaba sarf edilir mi? Boşluğun oluşması için bu bedelin ödenmesi gerekiyor sonucu ortaya çıkıyor. Ancak bedel sonuç değil yenilik ve değişiklik için bir başlangıç haline dönüşmüş oluyor. Bu silsileyle hırsız ve katilin yenilik ve değişiklik için var olması gerekmektedir yargısını ortaya koyabiliyoruz.

Başka bir yol mümkün değil mi?! Gaia ortak zihinde, benlikte, varlıkta yenilik ve değişikliğe ihtiyaç duymuyor mu; yoksa bu yenilenme ve değişiklik için dayanaksızlık ve savaşa (hırsızlık ve cinayete) ihtiyaç duymadan yenilik ve değişikliği gereçek kılıyor? Tabi ki ikinci seçenek kendini ortaya koyuyor. Çünkü Gaia -insan hürriyetini de ele aldığımızda- daha özgür: Saklanması, gizlenmesi gereken bir ihtiyaci yok. Ne lazımsa Gaia biliyor!

Bliss / Gaia ekliyor:
"Gaia tecrüve ve fikirle öğrenir ve bu yüzden ne zaman gerekli olrsa o zaman değişir." (sayfa 76)
Gaia'nın bu gerekliliğe nasıl karar verdiğini işlemeyeceğim ancak kısaca istenilen sonuca kullanılan yönteme ulaşamadığında ya istediğin sonucu değiştireceksin -veya sonucu kabulleneceksin ki zaten başka bir sona gitmek istiyorsun- ya da yöntemi değiştireceksin.

Binlerce yıldır sadece dünya üzerinde çeşitli şekillerde savaşıyor. Bu savaşın bir yansıması olan ve savaş için icat edilen aletleri görüyoruz. Ya savaş hiç olmasaydı?
"Ama savaş olmadığı zaman, bir insana ateş edebilir miydi? Hangi insanoğlu bir silaha ve onu kullanma isteğine sahip olabilirdi? Yalnızca böyle bir gezegende insanlığın yok oluşuyla patolojik olarak..." (sayfa 184)
Savaşın icadı nereye dayanıyor? Hatırlıyor mu benliğimiz yahut genlerimiz? Savaşı hangi atamız icat etti? Tüm seri boyunca defalarca ve farklı şekillerde sorduğum geçmişi nasıl unutabiliyoruz... Nasıl oldu da tüm dünya tarihinin çeşitli safhalarına kan ile yazılan sonuçların atası, savaşın icadını nasıl unuttuk?

Pelorat "Ama dostum," diye protesto etti. "Bir dili değiştirmemek dejenerasyonun belirtisi değildir. Avantajlar vardır. Yüzyıllar, binyıllar boyun korunan belgeler, anlamlarını muhafaze ederler, tarihsel kayıtlara süreklilik ve yetki kazandırırlar. Galaksinin geriye kalan bölümünde Hari Seldon dönemindeki İmparatorluk emirlerinin dili antika olarak kabu edilmeye başlandı. (sayfa 211)

Dil değişirse insan geçmişini de unutur. Çünkü kelimelerin anlamı, ifade ettikleri, kelimelere yüklenen duygular değişir. O kelimenin ifade ettiği birikmişlik de değişir, çünkü kelimeyi duyanlar değişir. Bir müzik birisinin tüyleri diken diken ederken aynı müzik bir başkasına hiçbir şey ifade etmez... İşte böylece geçmiş de yavaş yavaş anlaşılmaz. Bu anlaşılmazlıkla da unutma başlar. Geçmişle bağ kopar. Bu anlam katli bir tür savaş olabilir mi? Böylece yenilik için bilgi hafızası için yer açıcı bir etmen olabilir mi?

Başkası mümkün değil mi?!

Asimov Robot, İmparatorluk ve Vakıf serilerini bir ütopya ile sonlandırıyor. Başka bir insan / insalık mümkün değil mi, dayanıksızlık ve savaşın olmadığı...
Pelorat, "Bunu görmek isterim," dedi. Başını sertçe salladı, gözleri zevkten pırıl pırıldı. "Heyecan verici olacak. Yeni bir şey." (sayfa 444)

19 Ekim 2019 Cumartesi

Vakfın Sınırı

0 yorum
Asimov okumalarına başladığımda bildiğim yeni basım bir kitap yoktu. Ancak İthaki Yayınları tekrar basmayı başarmış. Külliyattan dört kitap basmışlar. Umarım İthaki'nin serisini de incelemeye zaman bulabilirim. Asimov kitaplarının kaybedilmemesi gereken bir hazine olduğunu unutmamak gerek. Sadece bilimkurgu değil.


Kitabın ismine karar verirken ekibin zor zamanlar geçirdiğini düşünüyorum. İsimleri incelediğinizinde Vakfın Sınırı ismini de göreceksiniz. Kitabı okuduktan sonra Galaksi Çöküyor'dan çok Vakfın Sınırı'nı beğendim. Vakfın Sınırı olay örgüsünü hedefler iken, Galaksi Çöküyor, bu kitabın çözüm noktasına işaret etmiş. 

Asimov anadilinde kullandığı kelime katı cismin keskin bitişi için kullanılan bir kelime seçmiş, politik bir anlama gelenden ziyade. Haliyle kitabın özünde yatan kümelerin varlık biçimlerini de işaret ediyor. 

Vakfın hangi sınırı? Vakıf da insanlardan oluştuğu için haliyle insanların sınırları anlamına da işaret etmektedir.

Bu kitapta Trevize adlı bir encümenimiz İkinci Vakfın varlığını sürdürdüğünü iddia etmektedir. Bu savını yüksek sesle söylemeye başlayınca belediye başkanı tarafından yanında Tarihçi Pelorat ile birlikte gönderilir. Pelorat'ın seyahat sebebi Arz'ı aramaktır. Ancak ya Trevize? Sürgünde midir?

Trevize'yi açığa çıkartan arkadaş da belediye başkanı tarafından Trevize'nin peşine takılmıştır.

Diğer yandan İkinci Vakıf gizli varlıklarının tekrar günyüzüne çıkma tehlikesiyle karşı karşıya kalmışlardır. Ancak Konuşmacılar bu riskin çok büyük olmadığını düşünmektedirler. Ancak genç konuşmacı Gandibal olayın peşini bırakmaz. 

İlk Vakıf da İkinci Vakıf da Hari Seldon'ın planı için çalışıyor. Sonunda karşı karşıya geleceklerdir...

Kitaplar ilerledikçe hep kafamı kurcalayan bir şey vardı; Arz nasıl unutulur? İlk gezegenimiz nasıl unutulur? Ama sormadığım bir soru daha var: Arz gerçekten ilk gezegenimiz mi? Diğer yandan kayıp kıta, kayıp şehir, kayıp medeniyet, belki de kayıp gezegen... Atlantis.

İnsanlar ilerledikçe geride kalanları unutarak geleceğe mi yer açıyor acaba? Yahut kalanları unuttuğumuz için hiç de bir yere gidemeyip yerimizde sayıyor ama unuttuğumuz için yol kat ettik mi sanıyor?..
Pelorat, "Sanırım uygarlığın ilerlemesi insanın özel yaşamının kısıtlanmasından başka bir şey değil, Golan," dedi.
Bir ada bir gezegen düşünün, ve o gezegene ait olduğunuzu düşünün. O gezegendeki her bir mahluğun her bir düşünce kırıntısını biliyor, her bir kareketini biliyorsunuz. Sokakta gezegerken etrafınızdaki insanların ne düşündüğünü az sora hangi harekete karar vereceklerini biliyorsunuz. Etraftakiler de sizi biliyor. Herkes birbirini biliyor. 

Robotlar da.




16 Eylül 2019 Pazartesi

Gizli Tanrılar

0 yorum
Asimov'un Vakıf serisinin 5. kitabı.

Vakıf Serisi
İmparatorluk Kurulurken
Erişilmez İmparatorluk
İmparatorluk
Altın Galaksi
Gizli Tanrılar
Galaksi Çöküyor
Vakıf Ve Dünya

Katır'ın egemenliğinde bir geçen bir dönem geçmiştir. Toran ve Bayta'nın oğlu Darell'a bir akşam bir misafir gelir. Ancak bu misafir camdan girmeye kalkar. Darell'in kızı Arcadia bu yabancıyı karşılar.

Darell İkinci Vakfı aramaya devam etmektedir. Düşüncelerinin kendisine ait olmaması fikrini kabul edememektedir. Birinci Vakfın imparatorluğu tekrar kurmasını istemektedir.

İkinci Vakfın yerini bulmak için Kalgan'a ziyaret düzenlenecek ve Katır'ın kayıtlarını inceleyeceklerdir. Böylece Darell ve arkadaşları İkinci Vakfın nerede olabileceğine dair ipuçları araştırılaracaktır. Ancak Arcadia da Katır uzmanı olan babasının arkadaşının aracına binmiştir.

Düşünceleriniz aslında size ait olmadığını bilseydiniz?


14 Eylül 2019 Cumartesi

Altın Galaksi

0 yorum
Asimov'un Vakıf Serisi'ne devam ediyorum.

Vakıf Serisi:
İmparatorluk Kurulurken
Erişilmez İmparatorluk
İmparatorluk
Altın Galaksi
Gizli Tanrılar
Galaksi Çöküyor
Vakıf Ve Dünya

Hari Seldon neredeyse bir peygamberdir, Hari Seldon planı doğrultusunda Vakıf yenilmez diye düşünülür hale gelmiştir.

Diğer yandan imparatorluğun zaafiyetinden faydalanan dünyalar bağımsızlıklarını ilan ettiler. Bu bağımsız kırallar daha sonrasında da Vakıf için birer tehdit oluşturmaya başladılar. Ancak Vakıf ticaret ve teknoloji satarak bu krallıkları kendilerine muhtaç kılmayı başarmıştı. Tüccarlar yönetimine ve ticari anlaşmalara bağlı bir yönetim sistemi Vakıf tarafında hakimdi.

İmparatorluk'ta ise İmparatorluktan geriye kalanlar içine kapanmıştı.Kendi gerçeklikleri içerisinde sıkışıp kalmışlardı.Bu gerçeklikte yaşıyorlardu.

Vakıf'ın İmparatorluk ile temas kurmasıyla kaçınılmaz savaş yaklaşmaktaydı. Ayakta kalan İmparatorluk ya da Vakıf olacaktır...

Sonrasında ayakta kalanla çarpışacak olan bir Değişken galaksiyi hakimiyeti altına alacak!

Asimov farklı yönetim şekillerini galaksi boyutunda uyguluyor. Ancak büyük bir gerçeği hiçbir zaman gözardı etmiyor:
"Yenilgi nedir? Ben savaşlar da gördüm, yenilgiler de. Kazanan, dünyayı yönetimine alırsa ne olur? Bu kimi ilgilendirir? Beni mi? Benim gibi insanları mı?" Alayla başını salladı. Sonra da heyecanla, içten bir tavırla sözlerini sürdürdü. "Beni dinleyin. Bir gezegeni genellikle beş altı şişko tembel yönetir. ..."
Sonsuz bir haziran ayının yine sonsuz sabahında yaşamak istenen huzuru mu aramak tüm galaksinin amacı?

Bu savaşların amacının arayışında telef onlar insanlar daha sonra daha da öfkeli bir şekilde doğuyor.

Katır doğuyor. Vakıf ve İmparatorluk savaşının ayakta kalanından tüm öcünü almak peşinde koşuyor. Başarılı da oluyor.

Katır bir Değişken. Bir anda Galaksiyi hakimiyeti altına almaya başlıyor. Nereden geldiği bilinmiyor, kim olduğu bilinmiyor. Katır sanki hiçlikten geliyor...

24 Ağustos 2019 Cumartesi

İmparatorluk

0 yorum
Asimov'un Vakıf serisinden okumaya devam.

Vakıf Serisi:
İmparatorluk Kurulurken
Erişilmez İmparatorluk
İmparatorluk
Altın Galaksi
Gizli Tanrılar
Galaksi Çöküyor
Vakıf Ve Dünya

Vakıf serisinde kurguya baktığımızda İmparatorluk Kurulurken'de Hari Seldon nasıl Hari Seldon olmuş onun anlatımı gerçekleşiyor. Erişilmez İmparatorluk'ta Psikotarih gelişimi ve bunun üzerine çalışmalarını görüyoruz. Yani Hari Seldon dönemini okuduk. İmparatorluk'ta ise Hari Seldon sonrası dönemi okuyoruz. Yani Psikotarih biliminin öngördüğü İmparatorluk'un yıkılmasından sonraki dönemi okuyoruz.

Bu dönemde İmparatorluk yıkılmıştır. Vakfın Terminus'a gönderdiği ansiklopediciler çalışmaya devam etmektedir. Ancak zayıflayan imparatorluğa bağlı sınırlarda gerginlik artmaya devam eder ve ilk Hari Seldon krizi ortaya çıkar. Terminus tehtit altındadır ve Anacreon tarafından istila ile karşı karşıyadır. Hari Seldon'ın kaydı da bu zamanda izlenir ve ansiklopediciler kendileri hakkında şok edici bir gerçeği öğrenirler.

Bu noktadan sonra kitap içeriğine daha fazla gireceğim. Haliyle heyecan kaçıran ayrıntılardan bahsedebilirim.

Uğrunda çalıştığınız bir şeyin tamamen hayal ürünü olduğunu hatta sahte olduğunu öğrenseydiniz nasıl hissederdiniz? Bu şey için yapılan yatırım ise çok büyük! Bir gezegen boyutunda bir yatırımdan bahsediyoruz... Güvendiğiniz bir kişinin izinden giderken tüm emeğinizi verdiğiniz çalışmaların bomboş olduğunu güvendiğiniz kişinin ağzından duymanın yıkıcılığı ve yakıcılığı hayal bile edilemez.

İşte Terminus ansiklopediciliğin Hari Seldon ağzından sadece bir kisve olduğunu öğrenmiştir. Ancak diğer yandan da dış tehtit altındadır. Kısıtlı kaynaklarla bu tehtidi savuşturması da gerekmektedir haliyle Galaksi Ruhu dini yayılmaya başlamıştır. Peygamberin ismi ise zor tahmin edilecek bir isim değil, Hari Seldon! Terminus gezegenlerden kişiler toplayarak rahiplik eğitimi verip geri göndermektedir. Terminus bir kutsal gezegen, bir hac gezegeni haline gelir. Ta ki din ve para çarpışması karşı karşıya gelinceye kadar!

Tüccarların zamanı yaklaşmaktadır. Din ile bağladıkları gezegenler yavaşça bu baskından boğulmaya başlamışlardır. Ancak bir taraftan da ticaret gelişmiştir.

Bir toplumu başka bir toplum nasıl yönetibilir? Yönetmek için öncelikle bağlılık gerekir. Haliyle bu bağlılığı oluşturanları incelemek gerekir. Terminus ilk tehtitten sonra çeşitli yardımlarla diğer gezegenlerin gözünde kendilerini iyi göstermişlerdir. Haliyle bilgi ihraç etmeye başlamışlardır. Ancak bilginin tözünü de vermek yerine sadece bilginin sonucunu vermişlerdir. Bunu da din ile gerçekleştirmişlerdir. Din ile bir bağlılık tesis etmişler. Ancak bu tesisin ağırlığı ve baskısı toplumu boğunca nefes almaya ihtiyaç doğar... Diğer taraftan da dinin sağladığı yararların sayısı azalmaktadır. Ticaretle birlikte dışarıdan gelen teknoloji ve rahatlık gelişin durmasıyla bozulmaya başlar. Bu da ikinci bir bağlılık olarak kendini göstermiştir. Haliyle bu rahatlık ve beraberinde gelen kâr ortadan kalkınca kargaşa ortaya çıkmaktadır. Teknoloji ve rahatlık akışını elinde tutanlar ise gittikçe kuvvetlenmektedir.

Böylece Terminus'ta tüccarlar hüküm sürmeye başlar...

Asimov muhteşem bir mantık sıralamasıyla ve bunu sadece olayları anlatmasıyla bilimkurgu temelinde ortaya bir yaşam modeli sermektedir...

Her kitapta Asimov'un kurduğu sistemin kurgudan ziyade tamamen gerçek olması tüm olayların ötesinde bir yerlerde parlamaktadır!

Kitaplar böyle iken haliyle günümüzde yeni baskılarının olmamasını da şaşırtıcı mıdır yoksa beklenmesi gereken bir durum mudur... İkisi de aynı yere gidiyor görünmektedir ama normalleştirmek çok daha tehlikelidir... Hari Seldon gibi bir bilime yani psiko tarihe sahip değiliz. Ancak bir tarihimiz ve bunlardan alabileceğimiz çok büyük dersler var. Normalleştirmenin de sonuçlarını tarihte görebiliyoruz.

Değinmek istediğim bir konu da Galaksi Ansiklopedisi gerçekten bir kisve midir? Dünya'daki tüm bilgilerin olduğu bir ansiklopedi. İşte bunu daha internetin keşfedilmediği zamanlarda Asimov düşünmüş. Tabi bununla birlikte bilgilerin teyidini de düşünmüş. Bilgi kirliliği olmayan bir ansiklopedi.


8 Ağustos 2019 Perşembe

Erişilmez İmparatorluk

0 yorum
Asimov'un Vakıf Serisi'nden kitabı.

Vakıf Serisi:
İmparatorluk Kurulurken
Erişilmez İmparatorluk
İmparatorluk
Altın Galaksi
Gizli Tanrılar
Galaksi Çöküyor
Vakıf Ve Dünya

Hari Seldon Eto Demerzel ve İmparator'un destekleriyle üniversitede çalışmaktadır. Psiko-tarih bilimi belli bir noktaya kadar gelmiş ve göstergeler imparatorluğun yıkılma olasılığını işaret etmiştir.

Ailesi ile bir noktaya kadar huzurlu sayılabilecek bir hayat yaşamıştır matematikçi. Ancak sonra işler üssel olarak değişmektedir.

Kitap Hari Seldon'un çalışmaya başlamasından sonraki onar yıllık aralıklarını anlatan bir kurguya sahip. Bu kurgunun içeriğinde matematikçinin kariyerini de görmüş oluyoruz.

Buradan sonra kitap içeriğini tartışacağım, heyecan kaçırabilir...

İmparatorluk çatırdarken halkın yönetime katılması görüşleri halk arasında tekrar alevlenmektedir. Bu görüşleri yayının ise aslında imparatorluğun kendisi istemektedir. Bu da bizi kitabın ilk bölümüne götürmektedir. Jo-Jo lakaplı Joranum bu olayın peşindedir. Görünürdeki amacı halkın yönetime katılması, arkadaki amaç ise gücü elde etmek. Entrika burada başlıyor.

Karşılıklı politik hamleleri okurken benim ise aklımda tek bir soru vardı; toplusal ya da kişisel ayırdına varmadan; insan neden iki yüzlü? Asimov'un buna cevabı biraz da Jo-Jo'nun ait olduğu sektörden kaynaklı olduğunu hissettirdi. Ancak maalesef bu cevabı kabul edemedim. Her toplumun içerisinden iki yüzlü çıkmaktadır. Belli ki bu sorunun tek cevabı insanın insan olması ve insan yasalarının bulunmaması. 
Seldon başını salladı. «Eh, aslında ben bu fikri beğeniyorum.»
 «Ben de öyle. Ben de bunu isterim. Tabii Joranum samimi olsaydı ama değil. Her şeyi bir basamak olarak kullanıyor. Bu bir amaç değil, sadece bir yol onun için. Joranum, Dernerzel’i devirmek istiyor. Ondan sonra Cleon’u elinde oynatmak kolaylaşacak. Sonra tahta Joranum oturacak ve kendisi halk sayılacak...
Asimov'un serileri yönetim felsefelerini ve bunların geleceye akislerini işledir. Seldon ve evlatlığı Amaryl ile birlikte psiko-tarihe çalışırlarken Amaryl yeni bir fikirle geliyor. Aslında bu Psiko-tarih denklemlerinin denk olabilmesi yani dengede olabilmesi için gerekli bir yöntem olarak gözüküyor.

Asimov külliyatına ilk başladığımda gelecekte neden bu kadar eski yönetim şekilleri benimsenmiş sorusuna cevap bulamamıştım. Asimov adım adım beni oraya doğru götürüyor düşüncesindeyim.
Meclis üyeleri birbirlerine bağırır, tartışır, gürleyip, şimşekler gibi çakarlar. Sonunda da hiçbir işi başaramazlar. Hari, ben sizin fark ettiğiniz kubbedeki o kırık lambaların yenilenmesi gibi basit bir işi bile yapamam. Bu kaça mal olacak? İşin başında kim bulunacak? Ah, evet, lambaların yerine yenisi takılır ama bu iş birkaç ayı da alır. İşte demokrasi bu.
İnsanlık doğduğu yeri bile unutuyor ama hep eski tipte bir yönetimle idare ediliyor. Gelişmek insanlığın hangi bölümünde gerçekleşiyor?

14 Temmuz 2019 Pazar

İmparatorluk Kurulurken

0 yorum
Asimov'un Vakıf serisi kitabı.

Vakıf Serisi:
İmparatorluk Kurulurken
Erişilmez İmparatorluk
İmparatorluk
Altın Galaksi
Gizli Tanrılar
Galaksi Çöküyor
Vakıf Ve Dünya

Bir matematikçi kuramsal olarak geleceğin matematikle bilinebileceğini anlatmaktadır. Ancak siyasiler bunu matematik geleceği biliyor olarak algılayıp matematikçi Hari Seldon'un peşine düşmüşlerdir.

Kurgusal olarak o kadar güzel sürprizlere haiz ki şüphelendiğim noktaların "işte ben demiştim" haline gelmesi daha da eğlenceli oldu. Kitapta en ilgimi çeken kısım Arz'ın insanların zihninden silinmiş olması. İlk dünya unutuluyor hatta efsanelerde ilk dünyanın adı bile başka isimlere daha sonradan ortaya çıkan dünyalara dönüşüyor... O dünyaların da isimlerini pek tabi ki biliyoruz.

Asimov kitaplarında sosyal durumun da peşine düştüm. Bu kadar ileri medeniyetimizde neler olabilir diye düşünürken Asimov ayakları yere basan "sonuçta insan" dedirten olayları gözler önüne seriyor.



 
Copyright © Kitaplık
S.Y.