24 Mayıs 2011 Salı

Saatleri Ayarlarma Enstitüsü

0 yorum
Hayri İrdal'ın hayatını kendi ağzıyla dinlemeye başlıyoruz. Ahmet Hamdi Tanpınar bize hiciv ve mizah dolu bir eser bırakmış.Samimi bir anlatımla hikayenin içine doğru gidiyoruz. Sonunu az çok kestirmekle birlikte bizi nelerin beklediğini merak etmekten kendimizi alamıyoruz.

Kitabı ilk duyduğumda biraz fantastiktir diye düşünmüştüm. O yıllarda sanırım ortaokuldaydım. Türkçe öğretmenimiz (Cihangir Kılıç - kendisini buradan sevgiyle anıyorum) kitabı anlatmıştı. O zamanlar içime düşen merakla birlikte kitabı elime aldığımda "komik" tasvir edebileceğimiz Hayri İrdal ve onun mülayimliğiyle karşılaştım.

Saatleri Ayarlama Enstitüsü Hayri İrdal için bir milat ve biz milattan önce ve milattan sonra Hayri İrdal'ı ve olayların onu sürükleyişine tanık oluyoruz. Mizahla dönemin gerçekliğini anlıyoruz. Roman sanki Hayri İrdal'ın anı kitabı havasında bizi bu fantastik gerçekliğe daha da inandırıyor.

Halit Ayarcı'dan velinimetim diye bahseden Hayri İrdal, SAE'nin kurulma aşamasında ne iş yapacaklarını velinimetine soruyor ve Halit Ayarcı'nın cevabı:
"Dostum, işler bizden sonra dünyaya gelmişlerdir. İşleri onları görecek adamlar icat eder. Biz de bunu icat ettik. Bunu bizden evvel kimsenin düşünmemesi veya başka şekilde düşünmüş olması müsbet olmasına mani midir, sanıyorsunuz?Biz iş yapıyoruz, hem mühim bir iş... Çalışmak, zamanına sahip olmak, onu kullanmasını bilmektir. Biz bunun yolunu açacağız.Etrafımıza zaman şuurunu vereceğiz. İçinde yaşadığımız havaya bir yığın kelime ve fikir atacağız. İnsan, her şeyden evvel iştir, iş ise zamandır, diyeceğiz. Bu müsbet bir hareket değil midir?"
SAE'nin bir bakıma amacını ve oluşum hikayesini özetlemektedir.

Halit Ayarcı'nın grafik hazırlaması ise ayrı bir güzeldir ki okursanız eğer o küçük sahneyi göreceksiniz.

Hayri İrdal, Halit Ayarcı'nın tüm azmine ve girişimciliğe yabancı kalmakta, ayak uyduramamakta ve kendi deyimiyle gerçekçi yaklaşmaktadır. Olayları akışına bırakarak kendisinin sürüklenmesini izlemektedir.

SAE'nin tasfiyesine karar verildikten sonra Halit Ayarcı bir tasfiye komisyonu kuruyor...

"Bihakk-ı Hazret-i Mecnun izâle eyleye Hak 
Serimde derd-i hıredden biraz eser kaldı. "  İzzet Molla
Bendeki kitap Dergâh Yayınları'ndan.

Eser İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda Özgür Yalım tarafından sahneye uyarlanmıştır. İzlemeye fırsatım olmadı, ancak çok eğlenceli bir oyun olduğundan şüphem yok.


Kitap:
Dergâh Yayınları
KitapYurdu.Com

23 Mayıs 2011 Pazartesi

Oniki

0 yorum
Napoleon Rusya'ya hareket halindedir. Bir Rus gizli birliği -4 kişidirler- istihbarat için Fransızlara gizli baskınlar vermenin, içlerine sızmanın planlarını yapmaktadır. İçlerinden birisi bir arkadaşından yardım ister ve o arkadaşının onlara Oniki, savaş konusunda yetenekli askerle geleceğini gizli birlikteki arkadaşlarına haber verir. Oniki savaşçının gelmesiyle savaşın seyri değişir. Gizli birlikten diğer üç kişi bu savaşçıların gerçek yüzünü öğrenmeye başlayınca işin seyri değişir...

Kitap Sibel Şakacı tarafından Türkçe'ye çevrilmiştir. Can Yayınları'ndan çıkan kitap sizi akıl almaz bir savaşın içine sürüklüyor. Dostluğun, savaşın ve düşüncelerin iç içe olduğu bu kitap Rusların efsaneleriyle besleniyor. Jasper Kent'in kaleminden çıkan eser bilindik bir savaşa bir başka açıdan bakmamızı da sağlıyor. O dönemin Rusyasını da ele almaktadır. Kulaktan kulağa yayılan savaş haberlerinin etkisini ve savaşın kendisinin etkisini de gözler önüne sermektedir.

Jasper Kent ön kapakta şunu da belirtmiştir:
Rusya, 1812.
Bu savaş Napoleon'un işgalci ordusuna karşı son bir direniş olarak başlamıştı, ancak insanoğlunun kendi düşmanına karşı savaşı olarak bitecekti.
Kent, ön sözde masalı bizlere aktararak işe başlıyor. Devamında roman bizi içine çekiyor.Jasper Kent insan ilişkilerine gerçekçi ve sade bir gözle yaklaşmış. Bu gerçekçi yaklaşım fantastikliği biraz daha inandırıcı kılmakta.Genel anlamda akıcı olan roman çözüm kısmı biraz ağır kaldığından sıkıcı olabilir Ancak Oniki savaşçının gizemi çözüldükten sonra savaşçılarla son kalan arasında bir takip başlıyor ve sanki ikinci bir son bizi bekliyormuş hissi uyandırıyor.

Kitap içinde zaman zaman Türklerden de bahsediliyor ve onların bize bakış açısını aktarıyor. Bu da gayet güzel. Belki hoşumuza gider, belki gitmez o ayrı konudur.

Olaylar Aleksey İvanoviç eksenli bizlere aktarılmaktadır. Karısıyla ve metresiyle ilgili düşünceleri de insanları şaşırtabilir. Belki gerçekten böyleydi ya da değildi.İkisini de isteyen bir subay.

Maksim'in bir hain olduğunu öğrenmesi, ancak ona karşı yine de düşmanlık beslememesi hatta onu özlemesi de savaşın düşünce boyutunda olmadığının bir göstergesidir sanırım. Maksim düşünceleriyle Fransız İhtilali'ni destekler. Ancak Rus'tur...

Oniki size iyi vakit geçirtecek, fantastik dünyayla tarihin bir harmanı olarak okunmayı bekliyor.

Kitap:
Can Yayınları
KitapYurdu.Com

 
Copyright © Kitaplık
S.Y.