28 Ocak 2014 Salı

Alfabe Fanzin Sayı 8

0 yorum

Yeni sayı beklenenden birkaç gün erken geldi! Bu benim için çok güzel oldu. Her zaman beğendiğim gibi bu sefer de çok güzel bir kapakla geldi. Ön ve arka kapaklarla birlikte iç çizimler Çiğdem Koç imzasını taşımaktadır. Arka iç kapaksa Yaşlı Bunak imzasını taşımakta. Sırada muhteviyat var.
Sunuş; Derken Fanzin Elden Ele... - Burak Çıkırıkçı
Şiir; İki Maymun - Ahmet Aykut
Öykü; Fındık Kabuğu - S. Run
Şiir; Baykuş Islığı - Tan Doğan
Düzyazı; Yasaklanan Şenlikler - Fırat Akova
Anı; Göklerin Dili Olsaydık - Birce Altın
Şiir; Karda Yürüyen Çıplak'ın Seyahatnamesinden I - Burak Çıkırıkçı
Öykü; Kerevizle Konuşmalar - Umut Tugay Temel
Şiir; Olmak Sevdası - Berk Çetin
Şiir; Gerçeğin Sanrısı - Canset Er
Öykü; Şeytani Çürük Dişin Saldırısı - Yahya Macaroğlu
Şiir; Kaybeden Beden'lere den den'lere - Mert Öztürk
Düzyazı; Birçok İsmi Olan - Ece Çavuşoğlu
Şiir; Teçhiz Tamam - Ömer Kaçar
Öykü; Biraz Daha Işık! - Eyyüp Yıldırmış
Şiir; Tesirli - Oktay Yılmaz
Şiir; Paslı Teneke - Mehmet Rayman
Öykü; Otobüs - Samet Yangın
Şiir; Çilehane - Emre Güngör
Öykü; Kar Taneleri Yeterince Yalnız Değil - Furkan İşlek
Farkedileceği üzere bu sayıda Düşünce Platformu yok. Ancak bu önümüzdeki sayılarda da olmayacağı anlamını taşımamalıdır. Zira yeni sayılarda yeni konular platformda işlenecektir.

Derken Fanzin Elden Ele, başlıklı, Burak Çıkırıkçı imzasını taşıyan sunuşla başlıyor fanzin.
Edebiyat bu süreçte oldukça tahrip edildi bana kalırsa, şimdi insanlar fanzin gibi eski usûl bir yayını tekrar sahipleniyor.
İki Maymun şiirine Ahmet Aykut;
biri lâl
diğeri âmâ idi
dizeleriyle başlıyor.

Fındık Kabuğu'nda S. Run bir adam ile, bir doktorun öyküsünü bizlere şairane bir üslupla sunuyor.
Ben küçük bir çocuğum!
Ha-ha.
Çocuklar zaten küçük olur, değil mi? 
Baykuş Islığı şiirine Tan Doğan;
ıslık çaldı baykuşun... duydun mu...
hadi bin kayığına sırtında kamburun
dizeleriyle başlıyor.

Yasaklanan Şenlikler başlıklı düzyazısında şiirsel bir üslupla karşımızda Fırat Akova.
Evet evet, o evin eşiğindeydi işte, yüreğim sabahlıyordu
huzurunda.
Göklerin Dili Olsaydık başlıklı anısında Birce Altın, modern zaman insanlarının zamanla birlikte yaşayışını anlatıyor.
Sizler gecenin üçünde yaş toprağa yatıp yıldızları seyrettiniz mi? Sokak ortasında duyduğunuz bir müzikte müziğin ritmine uyup dans etmeye başladınız mı?
Karda Yürüyen Çıplak'ın Seyahatnamesinden I şiirine Burak Çıkırıkçı;
Erguvan Kasrı II. Perişan döneminde inşaa edilmiş,
esir kemiği konstrüksiyon bir yapıdır. 
dizeleriyle başlıyor.

Kerevizle Konuşmalar adlı öyküsünde Umut Tugay Temel, bize bir adamın kendi kereviziyle sohbetini aktarıyor. Kereviz sessiz dinliyor, adam anlatıyor... Diğer insanlar..?
Hâlâ göklere bakamıyorum. Şu kırmızılıktan korktuğum kadar, ölü yıkayıcılardan korkmuyorum. 
Olmak Sevdası şiirine Berk Çetin;
bir daha doğmamak üzere*
mısrasıyla başlıyor.

Gerçeğin Sanrısı şiirine Canset Er;
Yürümek ne de zor bu şehirde.
İstemsizce sergilenen bir obje gibiyim.
dizeleriyle başlıyor.

Şeytani Çürük Dişin Saldırısı'nda Yahya Macaroğlu bizlere Veysel'in hikayesini anlatıyor. Veysel'in battaniyesi, içinizi üşütecek!
İşte şimdi bu beğendiği üç tarafı kapalı, tepesi dikdörtgen önü de artık kullanılmayan ray eskileriyle kaplı bu istasyon köşesinde yatağını hazırlamak derdinde.
Kaybeden Beden'lerde den den'lere şiirine Mert Öztürk;
İlk aralıktan sola çıkınca, kendiyle kalanlar
tutunamayanlar
mısralarıyla başlıyor.

Birçok İsmi Olan adlı düzyazı -Ece Çavuşlu imzasıyla- bizlere yerlatından sesleniyor!
Artık kim olduğuma dair bir fikrinizin olmadığını biliyorum. Ben, çokların karşılayıcısı, on yedi yüzyıldır unuttuğunuz, görmezden geldiğiniz, Tanrı. Yeraltı krallığımdan sizi hâlâ izliyorum ve yanıma geleceğiniz günü bekliyorum.
Teçhiz Tamam şiirinde Ömer Kaçar bizlere bir kıta sunuyor.
Bizim Zahide'yi bir temiz yıkamışlar. 
mısrasıyla başlıyor.

Biraz Daha Işık! adlı öyküsünde Eyyüp Yıldırmış bir şehir akşamında bir adamı ve onun tanıdığı güvercinsever bir başka adamı anlatıyor.
Yaz, kış demeden her gün öğleden sonra kuş hapisanesinin kapılarını açar, onları azad ederdi. Ama onlar kapalı bir dam ve hazır yemek varken uçup gitmektense gökyüzünde kısa bir volta atıp geri dönmeyi yeğlerlerdi.
Tesirli adlı şiirine Oktay Yılmaz;
Uçurtma uçmayan dünyada bilmiyoruz
el el üstünde kimin eli var. 
dizeleriyle başlıyor.

Paslı Teneke şiirine Mehmet Rayman
sesiniz geliyor
kediniz yok ortada
mısralarıyla başlıyor.

Otobüs isimli öykü benim imzamı taşıyor. Bu noktada Alfabe Fanzin ekibine ve kalemlerine teşekkürü borç bilirim! Sessiz bir çığlık olan fanzine seslerini kattılar! 1 Şubat günü saat 15'te Kadıköy 26A Sahaf'ta toplanılıyor!

Çilehane adlı şiirine Emre Güngör;
Benim yüreğim üzüm değil ki
Niye tunçla döverler, beni
mısralarıyla başlıyor.

Kar Taneleri Yeterince Yalnız Değil'de Furkan İşlek cennet yolu üzerindeki bir bar sohbetini bizlere aktarıyor.
-Kar daha ne kadar devam eder dersin?
-Artık durmaz iki ay böyle devam eder.
-Geçtiğimiz üç yıl hiç iki ay devamlı yağmadı. Nerden çıkardın iki ayı?
-Çünkü o üç yıl dışında geçmiş yirmi yıl iki ay aralıksız yağdı.
Bir fanzin de böyle bitiyor! Yeni sayı yine biraz erken çıkar mı bilinmez ancak yeni sayının kendini beklettiği kesin!

Alfabe Fanzin
Twitter'da Alfabe Fanzin
Facebook'ta Alfabe Fanzin
İmge Kitabevi

27 Ocak 2014 Pazartesi

Değirmen

0 yorum
Sabahattin Ali eseri. Bambaşka dünyalara götürüyor, yaşatıyor ve o şaşkınlıkla bırakıyor! Sabahattin Ali, insanın bamteline dokunuyor. Bu kitapta, yazarın kendi önsözü de bulunuyor. 

Dönemin gerçeklerinden kaçmadan, gerçekleri saklamadan kendi üslubuyla anlatan Sabahattin Ali'nin sorgusal öyküleri nadide öyküler arasındadır. Kitap üç bölümden oluşuyor. Öyküleri okudukça bölümlerin özü seziliyor.

İçindekiler
Yazarın Önsözü
Birinci Kısım
Değirmen
Kurtarılamayan Şaheser
Kırlangıçlar
Viyolonsel
Birdenbire Sönen Kandilin Hikâyesi
İkinci Kısım
Bir Delikanlının Hikâyesi
Bir Gemici Hikâyesi
Kazlar
Bir Firar
Kanal
Candarma Bekir
Sarhoş
Üçüncü Kısım
Bir Cinayetin Sebebi
Bir Siyah Fanila İçin
Komik-i Şehir
Değirmen'de bir aşk hikayesi anlatılıyor. İnsan sevdiğine ne verebilir, ne kadar verebilir temelinde sorgulanan bir buluşma. Bir çingene çalgıcısı, bir köyde bir kolu eksik bir kıza aşık olur.

Kurtarılamayan Şaheser'de bir şair, bır kıza aşık olur. Sanatıyla kendini ispatlamaya çalışan şairi, kız bir türlü sevmemektedir. Lakin şair daha iyi eser vermek adına uğraşmaktadır. Bu uğraşı ile kendine bir yolculuğa çıkmıştır.

Kırlangıçlar, insanların kuş halidir. İki kırlangıç bir ağaç dalında karşılaşırlar. Farklıdırlar, aşıktırlar. Kırlangıçlar üzerinden insanları anlatan Sabahattin Ali, masalsı bir üslupla bilindik bir dünyada bir mevsim anlatıyor!

Viyolonsel'de siyahî insanlar ülkesinde, bir beyaz adamın hikayesi. Bu beyaz adamla eşi bir gemi kazası sonucu oradadırlar. Bu kadınla erkeğin gerçek hikayesi viyolonsel tellerinde birer nota oluyor.

Birden Bire Sönen Kandilin Hikayesi'nde masalsı üslupla, aşka felsefi bir yaklaşım anlatılıyor. Bir iskeletten insan ne kadar korkabilir?

Böylece ilk kısım sona eriyor.

Bir Delikanlının Hikâyesi'nde kitaplarıyla kendi başına yaşayan bir adamın gözünde kadını anlatıyor Sabahattin Ali.

Bir Gemici Hikâyesi'nde gemide kazancı olarak çalışan bir gencin hayatı hikâye edilmiş. Kekemeliği yüzünden okulunu bitirememiş ve son çalıştığı gemide, gemi çalışanları açtır. Sorgulama böylece başlar.

Kazlar'da; kocası hapishanede olan bir kadının, kocasının mektubu üzerine kaz bulma mücadelesi anlatılmaktadır. Şehre yürüyerek gitmek dokuz saattir...

Bir Firar'da hırsızlıkla suçlanan bir adamın iç çatışmasını okuyoruz. Aslında suçsuzdur. Ancak yediği dayağın etkisiyle itiraf etmiştir. Ancak çaldıklarının yerini hala söyleyememiştir...

Kanal'da, çocukluk arkadaşı olan iki adaş adamın aralarına su kanalı girer! O topraklarda sular kırmızı akar...

Candarma Bekir, hemşehrisi olan mapus kişinin sevkinden sorumludur. Ancak olayların rengi değişir. Mapus kişinin cezasıyla yüzbir senedir.

Sarhoş bir çalgıcı akşam eve gelir. Karısının öfkesiyle karşılanır...

Böylece ikinci kısım biter. Öykülerin konuları bile, biraz olsun kısımların konularını sezdirmektedir.

Bir Cinayetin Sebebi ne olabilir? İnsan ne için başka bir insanı öldürür? Dört seferdir mahkemesi ertelenen sanık, bize bunları son celsede açıklıyor.

Bir Siyah Fanila İçin, insan hayatını ne kadar değiştirebilir? Kaymakamlıktan ayakkabı boyacılığına bir öykü.

Komik-i Şehir'de otoritenin, önyargıların ve aşkın bir harmanı anlatılıyor... Komik olmayan bir hikaye...

Bendeki kitap, Şubat 2013 tarihli 14 Yapı Kredi Yayınları baskısı. Kitabın ilk baskısıysa 1935 tarihli.

 Yapı Kredi Yayınları
İdefix.com
Kitapyurdu.com
 
Copyright © Kitaplık
S.Y.