14 Şubat 2014 Cuma

Köpek Düşleri

0 yorum
Markus Zusak'ın ilk kitabı. Kitabın adı Köpek Düşleri olsa da kitapta belirli bir köpek yok, komşunun köpeği dışında. Ancak anlatıcı kahramanın soyadı "kurt" anlamına gelen kelimenin -Wolf- kökünden türüyor. Markus Zusak, üslubuyla yine bambaşka bir dünyaya götürüyor.

Cameron Wolfe, Wolfe ailesinin en küçük üyesi. 15 yaşında. Bir büyüğü, Ruben. bir büyükleri Sarah ve en büyükleri Steven. Anne ve babayla birlikte 6 kişilik aile. Sarah'nın erkek arkadaşı Bruce da evin içinde...

Cameron'ın hayatı keşfi yolunda, çok da şatafatlı olmayan bir yolda ona eşlik ediyoruz. Gününü de rüyalarını da bizlere aktarıyor.
"Oku," dedi. (Cameron'ın babası.)
"Neden?" (Cameron)
"Çünkü okuma sabrın olmazsa hiçbir şey öğrenemezsin. Televizyon sana bunu veremez. Kafanı bomboş yapar." (sayfa 27)
Bir anda, kendim için hiç dua etmeyişimin ne kadar tuhaf olduğunu düşündüm. Kurtarılamayacak durumda mıydım? Bir duayı bile hak etmeyecek kadar sefil miydim? Belki. Belki. (sayfa 87)
"Hey, neden dövüşen sadece bir kişi var?" Yine yanımda duran adama soruyorum bunu.
Bu kez bana bakmıyor. Hayır. Bakışları çemberin ortasındaki çocuktan ayıramıyor; çocuk o kadar şiddetli dövüşüyor ki kimse ondan başka bir şeye bakamıyor.
Adam benimle konuşuyor.
Bir cevap.
"Dünyayala savaşıyor," (sayfa 91)
"Kazanabilir mi?" (sayfa 92) 
Orada durup kahkahalara boğulmuşken, yanımdan gelip geçen insanlar muhtemelen delirdiğimi, uyuşturucu kullandığımı ya da içtiğimi filan düşünmüş olmalıydılar. "Neye gülüyorsun sen?" der gibi bakıyorlardı. Ama ben kendi hayatımda durup kalırken, onlar hızlı adımlarla kendi hayatlarına doğru yürüyorlardı. (sayfa 149-150) 
Belki de insanın en olgun çağı ergenliktir. Duyular o kadar açıkken, bir şeyleri değiştirmeyi o kadar isterken, hiçbir şeyin değişmediğini farketmek, hiçliğin de hiç olmadığını, bir düşünce, bir fikir olduğunu anlamak güzeldir.

Cameron Wolfe, düşleriyle birlikte, çok da değişik bir hayat yaşamıyor aslında. Ama bu sıradanlığı onu daha da değerli kılıyor.

Son zamanlarda meşhur olan övgü cümlelerine itibar etmem lakin Niv York Taymıs'ın "Hiçbir çığlık bu kitabı abartmaya yetmez!" cümlesini gerçekten beğendim. Zira kitabın sonunu okuyunca bu cümle çok daha değerli oluyor.

Serinin diğer kitapları;

İt Dalaşı
Köpekler Ağladığında

Bendeki kitap Martı Yayınları'ndan Selim Yeniçeri çevirisiyle, Ağustos 2013 tarihli baskısı.

Kitap:
Martı Yayınları
İdefix.com
Kitapyurdu.com
Dr.com.tr

13 Şubat 2014 Perşembe

Kayboluş

0 yorum

Ken Grimwood ile tanıştığım kitap. Çok ilginç bir bilimkurgu eseri.

Elizabeth Austin, 1963 yılında epilepsi ile tanışan, buluğ çağına yeni girmiş bir genç kızdır. Üniversite hayatına kadar epilepsi ile mücadele ederek, sosyal yaşamdan soyutlanmış bir yaşam sürmüştür. Üniversitede David Auistin ile tanışıp evlenmiştir. Evlilikleri kör topal ilerlerken Elizabeth epilepsi ile mücadele için yeni ve deneysel bir tedavi yönteminden haberdar olur. Dr. Garrick ile tanışıp bu deneysel tedaviyi kabul eder. Beynine yerleştirilecek bir çip ile, Elizabeth sara aurasını hissettiğinde bu çipi uyaracak ve böylece sarası başlamadan engellenecektir. Bunun yanı sıra Dr. Garrick Elizabeth'e birden fazla çip takarak, beyninin haritasını çıkartmak ister. Beynin sessiz bölgelerini de uyaracak olan bir dizi çip ile deneyler başlar. 12 numaralı çip, Elizabeth'in hayatını değiştirecektir.

12 numaraları çipin uyarılmasıyla Elizabeth gözlerini Viktoryen İngiltere'de açar! Ancak bunu analaması için, 12 no'lu çipin çok defa çalıştırılması gerekmektedir. Doktorları Elizabeth'in gördüklerini sanrı olarak görürler. Ancak bu sanrıların zararsız bir zevk merkezinde tanımlayamadıkları biçimde olduğunu kabul ederler ve Elizabeth'in çiplerini çalıştıran kumandaya 12 numaralı çipi de çalıştıran bir düğme eklerler.

Elizabeth taburcu olduktan sonra, bu düğmeyle diğer gerçekleği takibe başlar. Bir başkasının -Jenny Curran- zihnindedir, içindedir. Ancak onun bedenini kontrol edemez. Onun hissettiği her şeyi hissederek, Jenny'nin zihnine misafirdir. Jenny'nin kötücül planlarını öğrendikten sonra Jenny'nin bedenini kontrol etmek ister ve bizi çok ilginç bir sona sürekler!

Kitabı okurken ister istemez, acaba zihnimde bana misafir(!) bir başka benlik var mı diye sorgulamak rahatsız ediciydi. Benliğimin içinde benden bağımsız bir benlik kabul edilebilir bir durum değil. Ancak diğer yönden acaba başka bir zihne misafir olabilir miyim düşüncesi de bir o kadar ilginç!

Ken Grimwood kitabını 1976 yılında yayımlamış olmakla birlikte Elizabeth'in hikayesine 1963 yılından başlamıştır. İşin bilim kurgusundan ziyade felsefi kısmıyla ilgilenmek daha güzel.

Elizabeth'in deneyleri kabul etmesi de ayrıca ilginçtir. Beyninde, işlevi bilinmeyen bölgelere yerleştirilmiş yongalarla uyarılacak ve ortaya ne gibi etkilerin çıkacağı meçhul. Ancak buna rağmen hırsla deneyleri kabul ediyor...
Herkesin beyninde farklı bir farkındalık ve algı olduğunu anladım; insanların duyguları benimkilere benzer ancak yine de farklılar. (sayfa 160)
Bendeki kitap; Elif Özkaya ile Seçil Ersek'in ortak çevirisidir. Koridor Yayıncılık, kitabın ilk baskısını 2010 yılında yapmış.
Kitap:
Koridor Yayıncılık
İdefix.com
Kitapyurdu.com




 
Copyright © Kitaplık
S.Y.