23 Mart 2012 Cuma

Açlık Oyunları

0 yorum

Daha az önce bitirdim.Hemen buraya yazıyorum. Kitabı en az bir kez olsun eline alanlar bilir; arka kapakta Stephen King'in kitap için bir cümlesi var:
"Elimden bir türlü bırakamadım... Bağımlısı oldum."
Tam anlamıyla böyle. Kitabı elimden bırakmayı düşünmek şöyle dursun, fırsatını bulduğum her anda okudum. Ders aralarında, otobüste, evde, uyumadan önce. Hatta dün gece okurken, ihtiyaçtan uyudum. Sabah dinç uyanıp daha rahat okumak için, olayları kaçırmamak için.

Açıklık Oyunları'nın kısa tarihçesi şu şekilde: Kuzey Amerika'daki 13 mıntıka başkent Capitol'e karşı ayaklanır ve Capitol bu ayaklanmayı bastırıp 13. Mıntıka'yı tam anlamıyla yok eder ve kalan mıntıkalarla Capitol arasında İhanet Anlaşması imzalanır. Bu anlaşmaya göre her sene başkentte Açlık Oyunları düzenlenecek ve her mıntıka 12-18 yaşları arasında biri kızı biri erkek iki haraç gönderecektir. Bu haraçlar arenada hem arena şartlarıyla hem de kendi aralarında ölümüne savaşacaklardır. Oyun kurallarına tek galip çıkmalı ve diğer 23 haraç ölmüş olmalıdır.

Biz hikayeyi 12. Mıntıka'dan Katniss Everdeen'den takip ediyoruz. Kuradan kardeşi Primrose çıkar, ancak Katniss onun yerine haraç olmaya gönüllü olur. İkinci haraçsa Peeta Mellark'tır.

Kitabın üç seri olmasından baş karakterin, yani Katniss'in hayatta kalacağını herkes tahmin edecektir. Buna rağmen kitabı bu kadar sürükleyici kılan Katniss'in diğer haraçlarla olan ilişkisi ve diğer haraçların akıbetinin ne olacağıdır. Adetimdir -her zaman olmasa bile- kitabın son sayfasındaki son cümleyi veya, son paragraf kısaysa, son paragrafı okurum. Bu kitapta da okudum. Ancak bu sefer aşırı meraktan! Çok defa savaş verdim okumamak için ancak dayanamadım. Size tavsiyem, bu seferlik, böyle bir alışkanlığınız varsa, yapmayın! Ben son paragrafı okumama rağmen elimden düşüremedim! Eğer okumazsanız varın gerisini siz düşünün.

Bu kitabın bir özelliği de bugün -23 Mart 2012- sinema uyarlaması vizyona giriyor! Kitap zaten hayalinizde bir film oynatıyor bundan dolayı da film uyarlamasını daha çok merak ediyorsunuz. Bu tür kitapların uyarlamalarında genelde hayal kırıklığı olur, çünkü herkes hayalindeki filmde farklı görür. Şunu da belirtmek isterim ki fragmanı izlediğimde ağzım sulandı. Biletimi çoktan aldım bile!
Açlık Oyunları Sinema Uyarlaması IMDB Linki

Çiko'yla birlikte okuyoruz kitabı ki o da üç gün içinde ilk kitabı bitirdi, ikinci kitap için de üç gün ayırdı ve bitirdi. Kendisi Uluslararası İlişkiler uzmanı. Bu sebeple Açlık Oyunları'nın sadece bir kurgu olmadığını çok daha rahat gördü. Hemen hafızalarınızı yoklayın ve Kuzey Amerika'daki kolonileri düşünün. İngilizler'in sömürgesi altında yaşayışlarını... Tahmin edin bakalım kaç koloni vardı? 13... Suzanne Collins tarihten, mitlerden ve bilim-kurgudan beslenerek okumaya doyum olmaz bir kitap çıkartmış. Katniss'in iç çatışmaları, insanların kana susamışlığı ve baskının kişiler üzerinde etkisini de çok güzel şekilde anlatmış.
"Bunu tam olarak nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. Sadece... Kendim gibi ölmek istiyorum. Sence mantıklı mı?" diyor Peeta 151. sayfada.
Kitap Pegasus Yayınları'ndan Sevinç Tezcan Yanar çevirisiyle Şubat 2009'da ilk baskısını yapmış.
Belirtmeden geçemeyeceğim, çünkü Pegasus'a yakıştıramadım, kitapta yer yer baskı hataları var. Göze batmasa da çarpıyor.

Açlık Oyunları Resmi Sitesi

Serinin diğer kitapları:
İkinci Kitap: Ateşi Yakalamak
Son Kitap: Alaycı Kuş

Kitap:
Pegasus Yayınları
KitapYurdu.Com

22 Mart 2012 Perşembe

Işık Bahçeleri

0 yorum
Amin Maalouf'un kaleminden çıkan bir başyapıt. Mani'yi anlatıyor. Mani'nin öğretisini, barışçıllığını ve Işık'ın aydınlatıcılığını... Mani'yi tanımıyordum. Aslında ismi pek yabancı gelmemişti. Ama yine de tanımıyordum... Halbuki bizim coğrafyamızdandı. Mani'ye adanmış bir kitapla Mani'yle tanıştım. Belki gerçekten de bir peygamberdi, belki de "alter egosu"yla konuşuyordu. Bilinmez... Çağının çok ilerisinde bir insan olduğu gerçekliğini de değiştirmez. İşin tuhafı, kitabı okurken de farkettiğim, bugün de yaşasa aynı tepkiyle karşılaşırdı. Hırs ve iktidar isteği, bencillik; Mani'nin en büyük düşmanıydı.

Kısaca Mani'den ve kitabın içeriğinden bahsedeyim. Mani'nin babası Pattig,bir tarikata katılıyor. Tarikat dişil olan her şeye karşı ve sadece beyaz giyiniyorlar. Ak-Giysililer olarak biliniyorlar. Pattig, eşi hamileyken gidiyor ve Mani dünyaya gelince Mani'yi almaya dönüyor. Annesinden koparılarak Ak-Giysililerin diyarına -Hurma Bahçesi'ne- getiriliyor. Mani burada, Ak-Giysililer öğretisiyle yetişiyor. Ancak içinde her zaman bir eksiklik hissediyor. Ürünlerini sattıkları komşu köyün pazarına gidip gelirken Yunanlı bir köylünün harabe evinin duvarlarına işlenmiş resimler görüyor. Onarılması gereken resimler... İçinde inanılmaz bir istek duyuyor ve buna karşı gelmeyip resimleri onarıyor. Bu sıralarda kendiyle başbaşa kaldığı, yalnız kalmak istediğinde her zaman gittiği yerde 'İkizi'yle konuşmaya başlıyor. Öğretisi şekillenmeye başlıyor. Yirmili yaşlarında Ak-Giysililerin memleketini terk ediyor.  Bu terk ediş Mani'nin öğretisini yaymaya başlamasıdır. Önce Hurma Bahçesi'nden kendinde önce ayrılan Malkos'un yanına gidiyor. Malkos daha sonra Mani'nin peşinden ayrılmıyor. Malkos'a Mani'nin babası da ekleniyor. Oğluna müritlik ediyor.
"Babil ülkesinden Çığlığım bütün dünyada yankılansın diye geldim" 
diyor Mani. Çığlığı hep güzellikleri öğütlüyordu. Güzelliği, saygıyı ve birlikteliği. Işık ve Karanlık'ın birlikteliğini, iç içe geçmişliğini anlatıyordu. Mani insanlardaki Işık'ı görüyordu.

Mani'yi sevmeyen çağdaşları onu sapkın olarak ilan etmenin peşindeydi. Dönemin güçlü kralı Şahpur tarafından himaye altına alınıyor ve hem kralın özel danışmanı oluyor hem de öğretisini,dinini istediği gibi yayma özgürlüğüne sahip oluyordu ve mücadelesi Mani ölünceye kadar devam ediyordu. Öyle ki benim buraya yazdığım sadece devede kulak. Amin Maalouf, kendine has üslubuyla bize olayları zaman zaman kurgalayarak, zaman zaman efsanelere dayandırarak bazen de arkeolijiden bahsederek aktarıyor. Bu üçlüyü o kadar güzel harmanlıyor ki o sayfaların içinden o toprakların havasını yüzümde hissettim.

Mani, insanlara çağının çok ötesindeki olgulardan bahsetti ve sonunda işkenceyle öldürüldü. Sureti ölse de anlattıkları çok kişiye, kişinin kendindeki Işık'ı keşfetme imkanı sundu.

Bendeki kitap 10. baskısı Saadet Özen çevirisi Mart 2011 tarihli Yapı Kredi Yayınları çıkışlı.

Kitap:

Yapı Kredi Yayınları
KitapYurdu.Com
 
Copyright © Kitaplık
S.Y.