10 Temmuz 2013 Çarşamba

Yeni Dünya

0 yorum

Sabahattin Ali eseri! Bir öykü kitabı! Her öyküde insanın olduğu öykülerinde insan olduğu gibi anlatılmış!
Öyküleri;

Asfalt
Hanende Melek
Çaydanlık
Ayran
Isıtmak İçin
Uyku
Selam
Bir Mesleğin Başlangıcı
Bir Konferans
Yeni Dünya
İki Kadın
Sulfata
Hasanboğuldu
Asfalt'ta bir köy öğretmeninin köye ilk görevi için köye geldiği yolun sıkıntısı ve öğretmenin elinden geldiğince yol için çalışması anlatılmış. Sanki bazı şeyler o zamandan bu zamana hiç değişmemiş! Bu kitaptan sonra Anadolu insanının genetiği çözümleniyor hissine kapılmamak elde değil! Bu öykünün bir özelliği de şudur ki bir köy öğretmeninin notlarından derlenmiştir.

Hanende Melek  şarkı söyleyerek hayatını kazanan bir kadın. Hüseyin Avni Melek'e abayı yakmış eski Hukuk Mahkemesi azalarından imiş. Lakin sarhoşluğu yüzünden işten çıkarılmış. Evde karısı ve çocukları beklerken eline geçirdiği bir kaç parayı da alkole vermeye devam ediyormuş. Derken bir akşam Hüseyin Avni'nin sabrı tükenip Melek'le konuşur ve Melek o gece Hüseyin Avni'nin ailesi ile karşılaşacaktır!

Çaydanlık ise çok başka bir noktaya parmak basmış bir öykü. Hastahanede yatan mahkumların beş kişilik bir odayı paylaşması ve bir çaydanlık etrafında hayatı paylaşmalarını konu almaktadır. Çaydanlık mahkumlardan birine aittir...

Ayran'da evini geçindirmek için ayran satan bir küçüğün hayatına misafir oluyor! Ama bu misafirlik pek tatlı değil...

Isıtmak İçin adlı öyküde, evini geçindirmek için çamaşırcılık yapan bir kadın ve onun hasta kızı; tek odalı bir pansiyonda kalan bir adamın gözünden anlatılmış.

Uyku'da iki arkadaşın otostopla yola koyulması üzerine bir kamyona denk gelirler ve şoför uykusuzdur! Varacakları yere kadar şoför ile yaşananlar anlatılmıştır.

Selam'da kumpanyada çalışan bir kadın ile geldikleri kasabada yaşayan bir berberin yarenliği anlatılmaktadır. Kumpanya kasabadan ayrılmıştır, bir zaman sonra kadının berbere selamı gelmiştir ve berber her şeyini bırakarak bu selamın peşine düşmüştür.

Bir Mesleğin Başlangıcı mahallenin eski kabadayılarından Koca Recep'in şimdiki mesleğine nasıl başladığını anlatmaktadır.

Bir Konferans'ta açılacak yeni okulun daha açılmadan köylülere kooperatif hakkında bilgi vermesi ve toplantının hemen sonrasında yaşananlar anlatılmaktadır.

Yeni Dünya, bir kadının adı. dansözlük ile para kazanıyor. Bir düğünde iş almıştır. Lakin pek beğenilmemiş, üzerine rakibi Deli Emine çağrılmıştır. Buna içerlenen Yeni Dünya tüm hünerini ortaya koymuş, beğeni toplamıştır. Ertesi gün gelin almaya dokuz saatlik yola gidilecektir. Yeni Dünya da kafile yola çıkmıştır. Dönüş yolundaysa bir düğün konvoyu gelinden başka ne taşıyabilir ki?

İki Kadın, bir kocaya tabi ve o adamın da ruhunu teslim edeceği gece gelmiştir. Bu iki kadının konuşmaları tüm hayatlarını özetlemektedir!

Sulfata, askere gitmeden evlenmiş bir delikanlı asker dönüşünde babasının gelinine kötü davrandığını öğrenir ve eşini de alıp dağa çıkar. Orada bir kulübe inşa edip yavaştan düzenlerini bile kurmuşlarken kadını vuran sıtma hastalığı her şeyi değiştirir!

Hasanboğuldu, bir göl adıdır. Adını bir aşk hikayesinden alır!

"Emine'yi yaslı eden
Kerem olup Aslı eden
Dağı taşı sesli eden
Hasanım ardından geldim." (sayfa 124 - Hasanboğuldu öyküsünden.)
" 'Bende sahiden akıl yok...' diyordum. 'Uzaktan erimiş kurşun gibi parladığını gördüğüm su beni yolumdan alıkoyuyor. Düşünmüyorum ki, su, ancak uzaktan güzeldir. Onunla yakından temas etmek, bir sürü küçük, fakat yekûnu büyük münasebetsizliklere katlanmaya mecbur olmak demektir. Yaşım otuzu geçti. Bu manasız heveslere oyuncak olmanın bir macera telakki edileceği yaş değildir. Küçük şeyler için büyük fedakârlıklarda bulunmayı kabadayılık telakki edecek değilim ya?' " (sayfa 60 - Selam öyküsünden.)
" Uyandığımız zaman güneş perdelere vurmuştu. Derhal pencereye koştum. Gecenin karanlığında girip kirli yatağında yattığım bu Anadolu otel odalarının penceresinden baktığım zaman tesadüf edeceğim meçhul manzaranın merakını daha yatmadan duymaya başlarım. Önümde bazan kavak ve erik ağaçlarıyla dolu bir bahçe, bazan yıkılmak üzere bulunan kerpiç bir duvarla çevrilmiş mezbele, bazan da heykelli ve minimini ağaçlı bir hükümet meydanı çıkar. " (sayfa 69 - Bir Mesleğin Başlangıcı öyküsünden.)
Bendeki kitap Yapı Kredi Yayınları'ndan Şubat 2013 tarihli 11. baskısı.  Her öykü bambaşka insanlara kapı açmasına rağmen bu insanlar arasındaki gizli bağı hissetmemek imkansız!
Yapı Kredi Yayınları
Kitapyurdu.com
İdefix.com

8 Temmuz 2013 Pazartesi

Hobbit

1 yorum

J.R.R. Tolkien'in Ortadünya'sının ilk kitabı! Silmarillion ile Tolkien'in Ortadünya'sının notlarına başlamıştım. Silmarillion'daki takip zorluğu bu kitapta yok. Tersine çok akıcı bir şekilde ilerliyor! Ancak yine de sanki Tolkien daha çok şey anlatmak istiyormuş hissine kapıldım. Bol hayal gücü ile başbaşka bir macerayı bizlere aktarmış!

"Topraktaki bir oyukta bir hobbit yaşardı. Solucan kuyruklarıyla ve sulu çamur kokusuyla dolu, iğrenç, pis, ıslak bir oyuk değil, oturacak veya yemek yiyecek bir yeri olmayan kuru, çıplak, kumlu bir oyuk da değil: Bir hobbit kovuğuydu ve bu da konfor demekti." (sayfa 7)
Sözleriyle başlayan mit üslubuyla bizleri Ortadünya macerasına götürüyor. Bolca bulunan düğümlerden "nasıl kurtulacaklar" hissini tekrar tekrar yaşıyoruz ve Tolkien bu sorunun cevabını çok uzatmadan hemencecik veriyor! Bu da kitabı ayrıca ilginç kılan bir özellik olarak gözüme çarptı.

Hobbitimiz meşhur Galdalf'ın da eşliğinde, Yalnız Dağ; Dağaltı Krallığı varisi Thorin önderliğinde bir araya gelmiş cücelerle birlikte, Dağaltı'nı; ejderha Smaug'tan geri almak için yola çıkar! Hobbit burada hırsız görevindedir! Bu görev Yüzüklerin Efendisi üçlemesine yol açan bir olaya da imza atıyor.

Ortadünya yollarında gezinirken "ben olsaydım ne yapardım" sorusunu da sormaya başladıysanız Ortadünya'nın uçsuz buçaksız sınırları içinde gezimeye başlamışsınız demektir!

Irkların türüne göre var olan karakterleri net çizgilerle çizilmemiş olmasının kazandırdığı belirsizlik meraka yol açıyor.

Bu kitabın önce filmini izleyip daha sonra bu kitabı okudum. Bu da ayrı bir tat katıyor. Sinema uyarlamasının bu kadar çok sevilmesinin nedeninin şu olduğunu farkettim; filmlerin sanat yönetmenlerinin beklentilerin üzerinde bir iş koymuş olmasıdır. Zira kitapta karakterler için çok detaylı bir çehre betimlemesi bulunmamaktadır. Bunu da Tolkien'in bir başka imzası olarak görüyorum: Ortadünya sadece benim değil, hepimizin. Hepimiz bir şeyler katmalıyız.

Sayfa 25'te sözleri geçen şarkının; kitabın sinenama uyarlamasında benim için mükemmel olması da ayrıca hoştur. Kitabı okurken, tekrar tekrar dinlediğim bir şarkı olmuştur. Şarkı için : http://www.youtube.com/watch?v=BEm0AjTbsac

Kitabın sonu olması doğal ama beklenmeyen sonlardan olmuş. Bu da ayrı bir tat katmış.

Bendeki kitap İthaki Yayınları'ndan Gamze Sarı çevirisiyle Kasım, 2011 tarihli 6. baskısı.
İthaki Yayınları
Kitapyurdu.com
İdefix.com

 
Copyright © Kitaplık
S.Y.