27 Mayıs 2011 Cuma

Arkadaş Islıkları

0 yorum
Orhan Kemal'ın kaleminden bir gençlik öyküsü. Orhan Kemal'in karamsarlığı tüm kitaba işlemiş, her noktada, her virgülde bunu hissetmemek mümkün değil.Reşitlikten başlayıp evliliğe kadar giden, hovardalıkları anlatılan o zamanki mahalle gençlerini anlatıyor Orhan Kemal.

Romanın mutlu sonla bittiğini söylemek isterdim, ancak pek de mutlu sonla bitmiyor. Daha gerçekçi daha olağan bir şekilde bitiyor.Bu da kitabı daha bir başka kılıyor. Bir yaşam kesiti... Eserde birbirinde ince noktalara değinmiş Orhan Kemal. Hovarda bir gencin ailesi... Başka aileler, yavaş yavaş olgunlaşma...Ve dökülme...

Aşk ve ekmeğin karşılatırılması da denebilir. Herkese o ağır bulutlar çökmeyebilir. Bana bu kurşuni ağırlık işlemişti. Annem daha rahat okumuştu bu kitabı. Anneme sormuştum, bu kadar ağır mıydı diye. Olağanmış, hem de çokça.Gördüklerinden anlatmıştı biraz. Orhan Kemal'in gerçekçiliğini böylelikle derslerden ve mantığımdan atıp, annemin söyledikleriyle daha bir kavramıştım.

"Hayatımız sadece aşk, maceradan ibaret değil. Çabucak anladım ki ekmek, her şeyden önce geliyor." 

Hemen hemen herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir gençlik öyküsü.


Bendeki kitap Tekin Yayınevi'nde çıkan 6. baskı, 2001 tarihli.
Kitap:
Tekin Yayınevi
KitapYurdu.Com

26 Mayıs 2011 Perşembe

Gayet Ciddiyim!

2 yorum
Gülse Birsel'in Gaglı yılları! Yazarlıkta yükselişe başladığı zamanlar. Gag'ı izlerken gülmeyen yoktur sanıyorum. Tabi, Cem Yılmaz'ın deyişiyle, "daha önce güldüyse"... İlk kitabının gelişi de bu dönemlere denk geliyor ki zaten kapakta da "Gag"ı görüyoruz.Kitap Epsilon'dan çıkma.Bendeki, 20. baskısı, 2004 tarihli. Sanırım o zamanlar çok hızlı tükenmişti ya da paramı yetirememiştim. Belki de ilk çıktığı zamanlarda aldığım baskısı kaybedip tekrar aldım. Kitabı alış hikayem flu da olsa kitabı okurken güldüklerimi, gülümsediklerimi unutmadım. Kitabı, elime aldığımda hala bir sıcaklık, bir yakınlık hissediyorum.

Hayatın içinden bulup çıkardıklarını bizimle paylaşan "a bu da böylemiş" dedirten, bazen bizim de farkında olduklarımızı onun üslubuyla, neşe dolu bir kitap okuyoruz. Zaten kitabın arkasında da;
"Eğlenin diye yazıyorum, başka derdim yok. Vallahi. Gayet ciddiyim!"
diye yazıyor Gülse Birsel. Amacına da ulaşıyor. İçinden en beğendiklerimi alıntılamaya, anlatmaya kalksam tüm kitabı buraya yazmam gerekir!  Mükemmel bir sohbet havasında okuyup, bittiğine üzüldüğüm bir kitap.

Önsöze de şu şekilde başlıyor:
"Hep aynı soru...
'O metinleri siz mi yazıyorsunuz?' "
Onun kalemiyle, onun üslubuyla...

Kitabı yazılarına göre, bölümlendirmiş."Yoga, organik gıdalar ve vejetaryenlik, doğal hayat... Sakın evde denemeyin!" bunlardan birisi. Toplamda 23 bölüm ve bir sürü yazıyla hayatın ta içine dalıyoruz.

Gülse Birsel, Sabah Gazetesi'nde yazmayı hala sürdürdüğünü söylemek lazım gelir.


Kitapta en sevdiğim bölümlerden birini alıntılamadan edemedim! "Dağınıklık" başlığı altındaki yazısı şöyle:
"Evler niye dağılır?
Ben size söyleyeyim.
Evler kendi başlarına yaşayan birer organizmadır. Ve kendi kendilerini dağıtırlar.
'Bunu buraya kim attııı?' diye seslenirsiniz. Kimse cevap vermez. 'Bu bardağı sen mi buraya koydunduuun?' diye bağırırsınız.
'Yoo ben koymadım!'
'Koltuğa kim çiklet yapıştırdıııı?'
Cevap yok.
Evde yaşayan herkes inkâr edince, geriye tek açıklama kalır:
Ev kendi kendini dağıtmakta ve kirletmektedir.
Bulaşıklar, giysi dağları, yastıklar, eski gazeteler, boşalmış bardaklar, dolmuş kuültablaları, kâğıt topları, hepsi de bu alçak organizmanın işbirlikçileridir!"

Gülse Birsel'in elimize aldığımız ilk göz ağrısı bu kitabın yeri diğerlerinden ayrıdır.

 Bir dostla sohbet edip gülmek gibisi var mı?!

Kitap:
Epsilon Çevrimiçi Alışveriş
KitapYurdu.Com
 
Copyright © Kitaplık
S.Y.