18 Ekim 2013 Cuma

Ağrıdağı Efsanesi

0 yorum

Yaşar Kemal'den mükemmel bir eser daha. Ağrı Dağı merkezinde, aşkla birlikte toplumsal bir hareketin temeline iniliyor! Bu aşk hikayesinde her şey Ahmet'in kapısının önüne gelen bir atla başlıyor. Ahmet atı üç kere kavşağa kadar götürüyor, at geri geliyor. At artık Ahmet'in olmuştur. Aradan zaman geçiyor ve atın sahibi ortaya çıkıyor! Gelenekleri bilen bu eski at sahibi yine de atını istemektedir! Ancak eski at sahibinin kızı gönlünü Ahmet'e kaptırır.
"Ve her yıl Ağrıdağında bahar gözünü açtığında,çiçeklerle, keskin kokular, renklerle, bakır rengi toprakla birlikte Ağrıdağının, güzel, kederli kara gözlü, iri yapılı, çok uzun, ince parmaklı çobanları da kavallarını alıp Küp gölüne gelirler. Kırmızı kayalıkların dibine, bakır toprağın, bin yıllık baharın üstüne kepeneklerini atıp gölün kıyısına fırdolayı otururlar. Daha gün doğmadan Ağrıdağının harman olmuş yalp yalp yanan yıldızları altında kavallarını bellerinden çıkarıp Ağrıdağının öfkesini çalmaya başlarlar. Bu, gün doğumundan gün batımına kadar sürer. Bu arada, tam gün kavuşurken gölün üstünde kar gibi ak küçücük bir kuş dönmeye başlar. Sivri, uzun, kırlangıca benzer bir kuştur. Gölün üstünde hızla döner. Uzun, ak halkalar çizer üst üste. Ak halkalar tel tel gölün som mavisine düşer, tam günün battığı anda kavalcılar çalmayı keserler. Kavallarını bellerine sokup doğrulurlar. Gölün üstünde bütün hızıyla uçan kuş tam bu sırada göle şimşek gibi çakılırcasına iner, bir kanadını suyun mavisine daldırır kalkar. Böylece üç kere daldırır, sonra da uçup gider, gözden ırar, yiter. Ak kuştan sonra çobanlar da sessiz, birer ikişer oradan ayrılır, karanlığa karışır, çekilir giderler." (sayfa 9-10)
Yaşar Kemal'in kendine has üslubuyla, bu efsaneyi sonuna kadar yaşıyoruz! Ağrı Dağı'nın öfkesini de işitiyor, koruyuculuğunu da hissediyoruz! Kavalları da dinliyoruz.
"Ağrıdağı dünyanın üstüne oturmuş ayrı bir dünya gibidir, ağır, heybetli.Çok zaman Ağrının başı dumanlıdır. Bazı da bulutların yerini savrulan yıldızlar alır. Top top, dönen, bir boranda esen. Güneş uzun geceden sonra Ağrının böğründen bir kıpkızıl ateş harmanı gibi çıkar." (sayfa 82-83) 
Kitabın kapağındaki resim Abidin Dino'ya ait. Ayrıca kitabın sayfaları arasında Ağrı Dağı'nın efsanesinin resimleri mevcut! Tabi ki Abidin Dino tarafından resimlenmiş.

Yaşar Kemal üstadın kaleminden bir efsanevi aşk!

Bendeki kitap Yapı Kredi Yayınları'ndan Mayıs 2013 tarihli 31. baskısı. Yapı Kredi Yayınları'nda ilk baskı Ocak 2004 tarihli. Kitabın ilk baskısı 1970 yılında Cem Yayınevi'nden.

Yapı Kredi Yayınları
Kitapyurdu.com
İdefix.com

16 Ekim 2013 Çarşamba

Hiç Kimse Sıradan Değildir

0 yorum
Markus Zusak'tan bir şaheser. Bir iskambil destesine kaç hayat sığar? Ed Kennedy, bu destenin peşine düşüyor! Arayışı başka hayatlar izinde ilerlerken kendini buluyor. Bu arayışı kendisine gelen Kare As kağıdının üzerindeki üç adresle başlıyor.Başta Ed Kennedy bunun anlamını çözemiyor. Ancak zaman ilerledikçe ve verilen adresleri izledikçe ne yapması gerektiğini anlıyor.

Markus Zusak'ın üslubu da kitabının konusu gibi! Yalın ve sakin! Sıradan. Ancak bu üslup o kadar yakışmış ki! Okunması gereken kitaplar arasında! Bahsedilen hayatların bir noktasında kendimizi bulmamız işten bile değil! Hikayeyi de bize Ed Kennedy anlatıyor!
"Evet, Dylan on dokuz yaşındayken yıldız olmanın eşiğindeydi. Dali dahi olma yolunda ilerliyordu. Jeanne d'Arc tarihteki en önemli kadın olduğu için kazığa bağlanıp yakılmıştı. Ed Kennedy'yse on dokuz yaşında posta kutusuna gelen o ilk iskambil kağıdını bulmuştu." (sayfa 46)
"Bir an için basit, sorunsuz Ed olmaktan mutluluk duydum. Edward, Edmund ya da Edwin değil, sadece Ed." (sayfa 86)
Bayram gününe denk gelen bu günde bayramınızı da kutlarım!

Ed Kennedy'ye çok ilginç bir öyküde eşlik ediyoruz ve bu, biz Kuzey Yarımkürelilerin pek alışık olmadığı Güney Yarımküre'de -Avustralya'da- gerçekleşiyor!

Kitabın kapağına de değinmek istiyorum. Hiç başlığı'nda dört iskambil işaretinin de olması ayrıca dikkatimi çekti. Kapak Yasin Öksüz'ün imzasını taşıyor.

Bendeki kitap Martı Yayınları'ndan Selim Yeniçeri'nin çevirisiyle Mayıs 2013 tarihli baskısı.

Martı Yayınları
Kitapyurdu.com
İdefix.com
 
Copyright © Kitaplık
S.Y.