Sait Faik Abasıyanık romanı ve onun da ilk romanı. Bir takım işler dönüyor bu dünyada bir takım insanların çevresinde. Muhteşem bir kurgu! Bir uzaklaşıp bir yaklaşan olayların cereyanında insan doğasına dair görüntüler mevcut! Mükemmel bir eser!
Bu kitapla birlikte kütüphane sezonumu da açmış oldum!
Olaylara Berber Dimitro'nun dükkanında dahil oluyoruz. Berber Dimitro'dan Ali Rıza'ya sıçrıyoruz ve bir çok karakter daha! Bir takım insanların tadı da burada! Sait Faik öykücülüğünü romanına aktarmış!
Bir dalgalı denizde seyahat misali her an kendimizi başka bir kıyıda bulabiliyoruz! Geldiğimiz kıyıları tam unutmuşken tekrar karşımızda görmekse bir başka şaşkınlık!
Kitaba başlarken şu not dikkatleri çekiyor:
" Birtakım İnsanlar ilk kez 1944 yılında Medarı Maişet Motoru adıyla Yokuş Kitabevi tarafından yayımlandı. Sait Faik kitap nedeniyle yargılandığı için 1952'de Varlık Yayınları tarafından yapılan ilk baskıda kitabın adı Birtakım İnsanlar, romanda geçen "Medarı Maişet" adlı motorun adı da "Ceylânı Bahri" olarak değiştirildi."Romanda olaylar birbirine pamuk ipliğiyle bağlıdır. Kimileri bu anlatımı sevmemiştir. Dağınık üslubunun da bir eksi olduğu görüşündedir. Ancak ben bunun tersini düşünmekteyim. Esere uygun bir şekilde insandan insana geçen, insanlar arasındaki bağı, üslupla özdeşleştirmek bir meziyet işidir! İnsan gibi, dağınık bir varlığı hem de sosyal yapısı içinde anlatırken bu dağınık anlatış şekli çok güzel olmuştur.
İstanbul'dan Sakarya'ya kadar uzanan bu olaylar zincirinde insanların hayatlarına yargılayıcı olmayan bakışlarla nazar ediyoruz.
"Ali Rıza Kaşık Adası'na yanaştırdığı sandalını çakıllara çekti. Sonra da hemen, sandalın burnu hizasına bağdaş kurup oturdu. Uzun zaman mühim şeyler düşün. -Mühim diyoruz ama, bu kendi kendimize verdiğimiz bir peşin hükümden başka bir şey değildir. Doğru olması bir şey ifade etmez. Bir insanın mühim veya saçma şeyler düşündüğünü nasıl bilebiliriz." (sayfa 36)
" -Benim, dedi, babam bahçıvan ırgadı olmasaydı, ben de sizler gibi adam olurdum, okurdum, okumak bilsem okurdum da uyumazdım." (sayfa 42)
"Artık ne masallar masaldır. Ne hikayeler hikaye. Öyle bir dünya düşünelim ki hiçbir şairi yoktur. Öyle bir memleket düşünelim ki, müzik yasak edilmiştir. " (sayfa 67-68)Bol karakterli bir roman. Karakterlerin birbirini bulması, bulamaması, anlatılanlar ve anlatılmayarak anlatılanlar! Hepsi iç içe. Okunması gereken kitaplardan!
Bendeki kitap Kocaeli Üniversitesi Merkez Kütüphanesi'nden Yapı Kredi Yayınları'nda Ocak 2004 tarihli 6. baskısıdır. Hal böyle olunca İzmit alıntısı yapmamak olmaz:
"İzmit Körfezi bir şimal fiyordu güzelliğini almıştı. Pencereden bir Golfstrim havası giriyor, iki sahil arasında aşı boyaları yer yer gözüken heyula bir şilep geçiyordu."Kitap:
Yapı Kredi Yayınları
Kitapyurdu.com
1 yorum:
Güzel bir değerlendirme olmuş. Bu kitabı okuduktan sonra incelemelere göz atarken sizin yazınızı da okudum. Haliyle sitenize de göz attım. Nitelikli birçok kitaba rastladım. Ve Kocaeli Üniversitesi Merkez Kütüphanesi'nden alınmış bir kitap olması da ilgimi çekti. Ben de bu seneden itibaren birçok kitabı oradan alacağım artık :)
Yorum Gönder