Maxime Chattam eseridir. Chattam'a has özellikler bu kitabında da mevcut. Bu kitabın benim için bir başka özelliği daha var ki o da en uzun sürede okuduğum kitap olmuştur. Geçtiğimz yaz ayında kitaplara fazla vakit ayıramamış olmama rağmen, bu kitabı bir hafta okuyup iki hafta okumamazlık lüksüne sahiptim. Tabi bu süre kitaptan kopmak için fazla bile. Ancak yine de kaldığınız yerden devam ettiğinizde aynı tadı ve akıcılığını koruyor. Kimi detayları unutmak kaçınılmaz o ayrı.
Eser ilk başladığında fantastik öğeler hissetiriyor. Ancak olan bitenin mantığa açıklaması da ilerleyen sayfalarda mevcut. Böyle bir harmanın varlığı ve bu harman arasında tek bir "vücudun" iç çatışmaları arasında kalan Yale'in hikayesini okuyoruz.
Yael'in hayatını izliyoruz. Gölgeler'in oyununda bir taş haline gelen Yael kimi zaman istenen karelere hareket ediyor kimi zamansa beklenmeyen hamlelerde bulunuyor. İlk olarak aynalarda kendini gösteren gölgeler Yael'i tehtit etmektedirler. Yael derinlere indikçe ölüme bir adım daha atmış oluyor. Kamel Nasr'ın blogundan alıntılarla fikirleri bize sunuluyor. Kamel Nasr'ın da belirttiği gibi Yael kitabın sonunda ölüyor.
Sonunu bildiğiniz bir kitabı neden okursunuz?
Maxime Chattam'ın güzel kurgusu ve akıcılığıyla Fransa'dan Amerika'ya uzanan bir tür satranç oyununda iyi okumalar dilerim.
KitapYurdu.Com : http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=435475
Maxime Chattam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Maxime Chattam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
19 Kasım 2012 Pazartesi
1 Haziran 2011 Çarşamba
Kötü Ruh
Ali Cevat Akkoyunlu'nun çevirisini Doğan Kitap'tan okuyoruz. Eserin yazarı, Avrupa'nın ikinci Grange'ı olarak takdim edilen Maxime Chattam.2005 yılında çıkan bu kitap, türünün(polisiye/gerilim) hakkını veriyor ki zaman zaman gerginlikten sayfaların nasıl geçtiğini anlamadım!
Portland Celladı üzerinden gidiyor olay. Sanki öncesinde bir kitap daha varmış gibi geliyor. Ancak durum öyle değil ve kitap okudukça bunun da kurguya dahil olduğunu anlıyoruz.. Bu geçmişte başlayan hikaye kurguya büyük esneklik sağlamış ve okuma zevkini arttırmış.
İnsanların ne kadar ileri gidebileceği konusuna da değinen, aile hakkında düşündüren ve "hastalıklı düşünce"yi de irdeleyen bir eser. Bazen bir Agatha Christie eseri okuyormuş gibi oldum.Maxime Chattam, eserinde maktullerin kesilen uzuvlarına ne olduğuna içten içe dikkat çekiyordu.Kitabın sonunda da uzuvların ne olduğunu açıklıyor.
Beaumont ailesinin düşüncesini sınıflandırmakta güçlük çekiyorum. İşte bu noktada da, iyi ve kötü üzerine bir düşünce akımı başlıyor. Acaba çok sevdiğimiz bir insan öldüğünde onu geri getirmek için uğraşır mıydık?..
Maxime Chattam, karakterleri üzerinden bunu da cevaplıyor.
Katil aranırken mistik olaylar da yavaş yavaş işin içine giriyor. Ancak çözümde mistiklik falan kalmıyor. Çıplak bir düşünce karşınızda sizi bekliyor olacak.
Maxime Chattam her saniyesinde insanı içine çekmeyi başaran bir esere imza atmış. Bazı bölümler gerçekten rahatsız edici nitelikte olsa da... Kitabın sonunda düştüğü not da hoşuma gitti.
Kitap:
Doğan Kitap
KitapYurdu.Com
Portland Celladı üzerinden gidiyor olay. Sanki öncesinde bir kitap daha varmış gibi geliyor. Ancak durum öyle değil ve kitap okudukça bunun da kurguya dahil olduğunu anlıyoruz.. Bu geçmişte başlayan hikaye kurguya büyük esneklik sağlamış ve okuma zevkini arttırmış.
İnsanların ne kadar ileri gidebileceği konusuna da değinen, aile hakkında düşündüren ve "hastalıklı düşünce"yi de irdeleyen bir eser. Bazen bir Agatha Christie eseri okuyormuş gibi oldum.Maxime Chattam, eserinde maktullerin kesilen uzuvlarına ne olduğuna içten içe dikkat çekiyordu.Kitabın sonunda da uzuvların ne olduğunu açıklıyor.
Beaumont ailesinin düşüncesini sınıflandırmakta güçlük çekiyorum. İşte bu noktada da, iyi ve kötü üzerine bir düşünce akımı başlıyor. Acaba çok sevdiğimiz bir insan öldüğünde onu geri getirmek için uğraşır mıydık?..
Maxime Chattam, karakterleri üzerinden bunu da cevaplıyor.
Katil aranırken mistik olaylar da yavaş yavaş işin içine giriyor. Ancak çözümde mistiklik falan kalmıyor. Çıplak bir düşünce karşınızda sizi bekliyor olacak.
Maxime Chattam her saniyesinde insanı içine çekmeyi başaran bir esere imza atmış. Bazı bölümler gerçekten rahatsız edici nitelikte olsa da... Kitabın sonunda düştüğü not da hoşuma gitti.
"Bu roman kimseye ithaf edilmedi, çünkü böylesine kara bir öykü ithaf edilemez.
....
Orası(Portland) harika bir kent, harika bir bölgedir. Gül Bahçesi gerçek ve görkemlidir, Adli Tıp Enstitüsü ve dipsiz uçurumlarla dolu bir vadi yerine, bunlarla hatırlansın. O enstitü ve vadi gerçek de olsa."
Kitap:
Doğan Kitap
KitapYurdu.Com
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)