Psikoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Psikoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Temmuz 2014 Perşembe

Özgürlükten Kaçış

0 yorum
Erich Fromm'un mükemmel ötesi kitabı. Bireyden, topluma kadar özgürlük kavramı üzerine harika bir eser. Özgürlük nedir, insanın özgürlükten kaçışı neye bağlıdır gibi bir çok soruya cevap arayan eserde harika noktalara parmak basıldığını göreceksiniz! Felsefeyle psikoloji ve sosyolojinin harmanlanması sonucu harika bir insan çözümlemesi! İnsanı tanımak adına mutlaka okunması gereken kitaplardan! Kütüphanede mutlaka olması gereken bir kitap! Zira din konusundan başlayıp Hitler'e kadar harika bir sıralama içerisinde mükemmel bir kitap.

Erich Fromm'un gösterdiği yolun bu kadar düzenli bu kadar net olması anlaşılmasını kolaylaştırıyor. Bu üslupta okudukça şaşırmamak elde değil!

İnsan üzerine, insanlık üzerine bir şaheser!

Kitabı okurken elinizin altında kalem kağıtla birlikte bir de bu kitap için fosforlu kalem bulundurun! Örneklerle daha da zenginleşen kitap var olan bir gerçeği ayaklar altına seriyor.
Olmam gerektiğini sandığım kişiden hiçbir şey değilsem, "ben kimim?" (sayfa 201)
Bendeki kitap Payel Yayınevi'nden Şemsa Yeğin çevirisiyle Nisan 2011 tarihli altıncı baskısı.
Kitap:
Payel Yayınevi
İdefix.com
Kitapyurdu.com
Dr.com.tr

1 Aralık 2013 Pazar

Benim Mutlu Hayatım

0 yorum
Lydia Millet'ten harika bir kitap. Millet ile bu kitap sayesinde tanışmış oldum. Bir kitapta önkapak kadar arkakapak da çok önemlidir. Bu kitabın arkakapağındaki, "metruk bir akıl hastanesinde unutulan" ve "duvarlara yazarak zaman geçiren" bile yazsaydı arka kapakta benim için mutlaka okunması gereken bir kitap olurdu. Psikoloji bazlı kitaplar çok incelikli olması gereken ve gerçekten zorlu bir sürecin ürünüdür. Karakteri oluşturmak meselesinin yanında karakteri konuşturmak anlatması durumunda bu türde kitaplar tamamen çökerler. Ancak Lydia Millet kitabın karakterini, anlatıcısını, konuşturmuş! Okurken içim titredi...
Ben de diğer ayaklardan farklı bir biçimde ayağımsı olmayan bir ayağa sahiptim, bu yüzden sakatlığın ne olduğunu çok iyi biliyordum. Yine de bazen, "Eh, evet, benim de ayağım sakat ama onu başka insanların oyuklarına sokmuyorum," diye düşünmeden de edemiyordum. (sayfa 40) 

Anlatıcı, metruk bir akıl hastanesinde -gerçekten?- unutulmuş bir karakterdir. Unutulma mevzusunun anlatıcının bir hayal ürünü olup olmadığı sorusuyla kitabı elime almıştım. Bir unutulma mefhumuna yaklaşacağımızı düşünüyordum. Bu yaklaşımda anlatıcının başına gelen olayları okudukça insanlığa küfretmemek mümkün değil! Bu noktada unutulma mefhumu, varlık mefhumuna dönüşüyor ve oradan da topluluk içinde var olmak mefhumuna evriliyor! Karşılaşılan olaylar yüzünden kimin akıl sağlığı daha yerinde çatışması gözler önüne seriliyor.
"Kelimelerden daha yakın olabiliriz ama tenden daha yakın olamayız," diye fısıldadım. (sayfa 41)
Anlatıcının dünyayı algılayışı saf iyilik üzerine kurulu. Bu dünyaya bu kadar iyi, iyi olmak fazla demek ki. Son ana kadar o bilge(!) insanların sebep oldukları sonuçları yaşadı.

Anlatıcının oluşturduğu varlık mefhumu ve varlıkta hafıza, hatıra kavramı da kitabın tamamına yayılmış durumda. Bununla birlikte; zaman, tarih tartışması da akıyor gidiyor roman içerisinde! Bu kadar çok kavram, mükemmel bir şekilde harmanlanmış ve okuyucuya mükemmel bir kurgu içerisinde aktarılmış.

Bir solukta okuduğum harika bir kitaptı! Kapak renginden, umuda kadar...
İşte böylece görünmezliğin ne anlama geldiğini çözdüm; yani diğer insanların sizi görmediğini ama bunun önemli olmadığını. Çünkü o zaman siz hepsini mükemmel bir şekilde görüyordunuz, yalnızca o an oldukları kişileri değil, geçmişte ne olduklarını ve gelecekte ne olacaklarını da. (sayfa 141)
Bendeki kitap Kolektif Kitap'tan, Berrak Göçer çevrisiyle Ekim 2013 tarihli ilk baskısıdır.

Kitap:

20 Kasım 2013 Çarşamba

Anayurt Oteli

0 yorum
Yusuf Atılgan'dan mükemmel bir eser! Zebercet'in hayatı Gecikmeli-Ankara-Treniyle-Gelen-Kadın geldikten sonra değişmiştir. Zebercet Anayurt Oteli'nde babasından kalma otel katipliği mesleğiyle yaşamaktadır. Uzunca bir zaman tek başına işleri yürüttükten sonra otel sahibi Rüstem Efendi'ni, Zebercet'e yardımcı olması için Zeynep -Ortalıkçı Kadın'ı- işe alır. Çatışmalarla yoğun bir olay örgüsü ve mükemmel bir kurgu!

Zebercet bir mineral adıdır. Alışıla gelinmedik bu isim de Zebercet'in hayatında önemli bir yer tutar, bilinçli veya bilinçdışı olarak.

Kitap olaylar, semboller, çatışmalar ve kahramanları üzerine çok iyi oturtulmuş bir şaheser! Bunun yanı sıra Zebercet'i tanıdıkça, onun takıntılı davranışlarını gördükçe, hayal dünyasına girdikçe Gecikmeli-Ankara-Treniyle-Gelen kadının gerçekliğini de sorgulamamak elde değil!
" Dün gece yemekten dönünce 'Altı gündür bir kere çıktınız dışarı; hep oturur musunuz burada?' demişti. 'Evet efendim, işim bu benim.' 'Güç bir iş. Yardımcınız da yok, iyi dayanıyorsunuz. Gerçekten güç müydü işi? "(sayfa 35) 
" Şaşılacak şeydi yıllardır gerek babasının gerekse onun önemle, aksatmadan her hafta polise gönderdikleri kağıtların orada biryerlere atılması. Yukarıyla bir bağlantı sanırdı bunları. " (sayfa 68)
" Işıklar yandı. Ayağa kalkarken koltuğa tutundu; yanlara, gerilere baktı: Kimi konuşan, gülen kimi asık, kayıtsız yüzler. Hepsi de birbirine ve ona benziyordu bunların; kendileri bilmeseler de bir insanın yapabileceği her şeyi yapabilirlerdi. " (sayfa 91) 
94. sayfanın tamamıysa bambaşka bir tattır! Zebercet'in zihni için çok güzel bir örnektir!

Kitabı okumamış olanlar için bu satırlardan sonrası tehlike arz etmektedir. Kitap içeriği ile ilgilidir.

Zebercet'i ölüme sürükleyen bu tanışma üzerine bir çok olasılıktan, olanaktan geçilir.  Bir çok ölüm olayı geçmektedir.Ancak bunlardan üçü -kendisi, kedi ve Zeynep- Zebercet'in elindendir. Bu kısma değinmemin sebebi, Zebercet'in hayatında var olan o sistematik düzen ölümlere de yansımıştır. Otel üç katlıydı ve saati hep geri kalan Zebercet bıkmadan usanmadan saatini ayarlıyordu. Sonunda bıraktı. Oteli yakacağını düşünmeye başlamıştım! Lakin Zebercet farklı bir olanağı değerlendirdi.

Tehlike sona erdi.

Mutlaka okunması gereken bir eser! Yusuf Atılgan'ın tuhaf kişilerinden Zebercet!

Bendeki kitap Yapı Kredi Yayınları'ndan Eylül 2013 tarihli 26. baskısı.


Kitap:


9 Eylül 2013 Pazartesi

Bir Psikiyatristin Gizli Defteri

0 yorum

Gary Small ve eşi Gigi Vorgan'ın eseri. Kitap bir başvuru kitabı değil. Gerçek olayların romansal kurgusuyla yazılmış çok ilginç bir eser. Bazı vakalar, psikolojiye ilgisi olan insanların bildiği türden ama bazılarıysa çok ilginç. Olayları anlatırken Gary Small kendi öyküsünü de anlatıyor. Kronolojik sıra takip etmesi de daha da güzel olmuş. Bununla birlikte Gary Small'ın gelişimi de rahatlıkla seziliyor. 


Kitapta 15 vaka bulunuyor ki onlar da şu şekilde.
1.   Seksi bakış
2.   Kafa üstü duran çıplak kız
3.   Elimi tut lütfen
4.   Bayılan kız öğrenciler
5.   Bebek aşkı
6.   Sessizliğin tedavisi
7.   Küçülen penis
8.   Delicesine endişeli
9.   Gözleri tamamen kapalı
10. Beyin sisi
11. Rüyalardaki düğün
12. Işıklar sönerken
13. Bitimsiz alışveriş
14. Aile bağları
15. Sahtekâr psikiyatrist
Her bir öykü bir polisiye gibi. Eldeki veriler sunuluyor ve sonunda sorun teşkil eden nokta bulunuyor! Bu polisiye tarzı sunum ayrıca güzel olmuş! Dr. Small zaman zaman kendileri bakışı da yansıtıyor.
"Heather'ın kolunun neredeyse gözle ayırt edilemeyecek kadar yavaş bir biçimde aşağı inişini izledim.
Hayal mi görüyordum acaba? Söylesem kafadan çatlak oluğumu mu düşünürlerdi?"
"Bense dondurmamı yiyerek kalabalığı seyrederken, az önceki soruları düşündüm. İki gerçeklik de eşit derece sahici geliyorsa insan hangisine inanacağını nereden bilir? İster psikotik olsun ister bunamış isterse de sadece bellek problemi yaşıyor olsun, hastalarımın çoğu benzeri sorunlarla mücadele ediyordu."
Hayatla iç içe geçmiş polisiye tadında bir kitap! Kitabın sonu beni ayrıca çok etkilemiştir! Son hikayenin nasıl olacağını zaten düşünüyordum ama okuduktan sonra bu kadar etkili bir vaka olacağını sanmıyordum!

Okumaktan zevk duyulacak bir kitap. Romansı tadı ve kitabın sezdirdikleri çok güzel.

Bendeki kitap NTV Yayınları'ndan Duygu Akın çevirisiyle Temmuz 2013 tarihli 7. baskısı.

Kitap:
NTV Yayınları
Kitapyurdu.com
İdefix.com


5 Haziran 2011 Pazar

Bir Şizofreni Anlamak

0 yorum
Silvano Arieti eseri. Şizofren kelimesini günlük hayatta, arkadaş arasında sıkça kullanırız. Belki de bundan dolayı herkes arada kendini yoklar, şizofren miyim diye. Ben kendimden biliyorum.

Acaba şizofreni tam olarak ne? Nasıl kendini gösteriyor?Şizofreninin sebepleri neler?
Arieti anlatıyor:
"Yıllar önce, 2. Dünya Savaşı'ndan hemen sonra incelediğim bir hasta hatırlıyorum, 2 gün önce şoförü olarak işe alındığı otobosü kullanırken küçücük bir kaza yapmıştı. Kaza çok ufaktı, otobüs bir arabaya çok az dokunmuştu, zarar küçüktü, kimse yaralanmamıştı. Ama hasta çok üzülmüş ve evine dönmüştü."
Şoförün sözlerini de buraya yazdım. Çok ilginç kelimeler... Şoför hastanın bir ay içinde iyileştiğini de Arieti bize söylüyor.
"Dünya çok hızlı gidiyor, bir balta etrafında dönüyor ama gitmeye devam ediyor.Eğer dünyadaki insanlar biraz daha hızlı gidebilseler, dünyayla beraber gitmeye çalışırlar ama bunu yapmamalılar. Bence insanlar yavaş yavaş koştuyorlar ve belli bir noktaya vardıklarında da yavaş veya hızlı gittiklerini ve dünyaya döndüğü için onun hakimi olamayacaklarını anlıyorlar. Dünya değişti, hızlı gidiyor, gitmeye devam ediyor ve ben buna ayak uyduramıyorum."

Onlar hayata başka bakıyor! Ayrıca korkarak bakıyorlar. O bakışlarında yanlarında olmak üzerine...

Kitabın asıl amacı şizofren ailelerine ve arkadaşlarına rehber olması. Bu yüzden derinlemesine bir inceleme yok. Şizofreni ne onu anlatıyor. Belirtilerini, başlangıcını, türlerini... Okuması kolay, rahat bir kitap.Bu türde bazı kitaplar vardır, okurken hastalık hastası olursunuz. Ancak bu onlardan değil. Okudukça başka bir dünyaya açılıyorsunuz. Genişleyen, ilerleyen bir dünya.

Şizofrenlerin yaratıcılıklarıyla da ilgileniyor.Öyle bir şiir yazmış ki bir tanesi -kitapta ismi verilmiyor- hala arada açıp okurum;
Kek mi görüyorum? Hareketin tersini mi yapıyorum?
Evet, duygusal olarak aldatılmış mı hissediyorum?
Düşünceler akılda telkinler yapıyor
telkin duyularımı arttırıyor
aldatıcı duyular
aldatıcı aldatıcı aldatıcı
aldatıcı
Vanilya limondur, limon vanilyadır başlangıçtaki gibi
Telkinlerdeki gibi telkinler telkinler
telkinleri...


"Vanilya limondur, limon vanilyadır başlangıçtaki gibi"

Eser, Silvano Arieti'nin kaleminden, Doruk Yayınları, Aylin Eti çevirisi. Bendeki baskısı 2003 tarihli.
Kitap:
Doruk Yayınları Çevrimiçi Alışveriş 
KitapYurdu.Com
 
Copyright © Kitaplık
S.Y.