Can Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Can Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Şubat 2019 Cuma

Veronika Ölmek İstiyor

0 yorum
Paulo Coelho kitabi. Veronika ölmeye karar verir ve bahenesi bir dergide Slovenya'nın neresi olduğu bilinmemesidir. İntihar mektubunde buna işaret eden yazılar yazar. Ancak kimse inanmamıştır. Veronika'nın neden ölmek istediği ise bir muallak iken başkalarına yaşama amacı vermeye başlar.

Veronika intihar girişiminde başarısız olur ve gözünü bir hastanede açar. Bu hastanenin bölgedeki meşhur akıl hastanesi olduğunu anlaması da çok uzun sürmez.

Paulo Coelho normal yaşam ile anormal yaşam arasındaki çizgiyi hastane bağlamında açıklamış. Herkes deliyse akıllılık deliliktir kültüne dayanmış. Belki de klişeleşmiş diyebileceğim deli kimdir akıllı kimdir tartışmasını kendi üslubuyla kurcalamış. Okuması keyifli bir kitap haline dönüştürmüş. Akıllılık delilik arasındaki çizgiye bir de birliktelik ve yalnızlık çerçevelerini ekleyerek romantik diyebileceğim bir kitap ortaya koymuş.

Doktor Igor karakteriyse Veronika'nın hayatını yönlendirmektedir. Doktor Igor'la birlikte Paulo Coelho bir konuya daha değinmiş ve geri çekilmiş: Bilim etiği ve bilim sınırları. Haliyle Doktor Igor böyle bir çatışma sununca ortaya çıkan güzel çatışma ortaya çıkıyor.

Doktor Igor Veronika'nın hayatına büyük bir etkide bulunarak, normal hayatın baskısından kaçan bir kişinin anormal insanlar içerisinde normalmiş gibi yahu normal bir yaşam sürmeye çalışırken, normal ile anormal insan kararı verebileceğine inanan bir doktor iki tarafında da aynı etkiyi gerçekleştirmesini bize sahneliyor. Anormal tarafın baskısıyla normal tarafın baskısı arasındaki fark aslında yok imiş. Yahu Dr. Igor'un tek derdi tezi?

Bendeki kitap Can Yayınları'ndan Haldun Pamir çevirisi.

Kitap:
Can Yayınları
İdefix.com
Kitapyurdu.com

16 Temmuz 2018 Pazartesi

Huzursuzluğun Kitabı

0 yorum
Fernando Pessoa kitabı. Gerçek anlamda huzursuzluğun kitabıdır. Okurken sağlam durmanızda fayda var keza tüm hayatınızı, tüm ruh yapınızı tüm temellerini sarsacak karanlıkta bir kitap. Okudukça hayatın karanlık çemberinin giderek daraldığını hissedersiniz. Giderek daralan çemberin için nefes alacak bir yer ararsınız ancak nefes almaya çalıştığınız gerçeklik tam da bu gerçekliktir.
Redicto ad absurdum (sayfa 303) (Saçma olana indirgeme)
İşte hayat bu kadar. Kitaptan herkes kendi hayatına pay biçer. Pessoa'nın muhteşem eseri hepimizin huzursuz hayatını içine almış. Neresinden tutmuştur, neresinden bırakmıştır... Pessoa sanki oturmuş bizleri izlemiş... İnsanı izlemiş, kendini izlemiş... İzlediği yolun sonu da bir yere çıkmış gibi görünmüyor. Sadece parçalanmış hayatlarımızda umutlarımız için yaşıyoruz. Geriye bıraktığımız ise yaşanmamış hayaller yığını oluyor.
Ne uzun yaşadım hiç yaşamaksızın! Ne çok düşündüm hiç düşünmeksizin! (Sayfa 784)
Bu şekilde ilerleyen senfonide kreşendo benim için şurası olmuştur:
 Müzisyen olsam kendi cenaze marşımı yazardım, gayet de haklı olurdum! (sayfa 843)
Bendeki kitap Can Yayınları'nının Minikitap serisinden Saaden Özen çevirisidir.
Bu kitap vesilesiyle kitabın mevcut formuna yeni bir soluk getiren bu tipi de denemiş oldum ve oldukça memnun oldum. Arka cebe bile sığabilecek büyüklükte, taşıması muhteşem kağıttan ayrılamayanlar için enfes bir çözüm. Okuma zorluğu çekerim, aradaki satırlarda zorlanırım sanıyordum ancak incelikle düşünülmüş bir kitap. Dikişli yapısı da okumayı daha da kolaylaştırıyor. Tek bir eksi yön gördüm: Sayfalar oldukça ince, bu da kimi zaman arkada sayfadaki yazıların da görülmesine sebep olmakta. Ancak bunu da kitabın mini halde olabildiğince ince yapılması gayretine bağlıyorum. Kitabı edinirken incelediğim diğer nokta da tam metin kaygısı idi ki bunu da düşünerek tam metin ibaresini görünür şekilde vurmuşlar.


 
 

27 Ocak 2015 Salı

Düşüş

0 yorum
Albert Camus'dan bir harika eser daha. Üslubu çok güzel!

Hayatın tamamının bir özeti... Tüm hayat içinde.  Jean Baptiste Clamence bize hayatını anlatıyor.
Hele hele hiç sanmayın ki, dostlarınız her akşam size telefon edip dostluk gereği o akşam intihara mı karar verdiniz ya da düpedüz arkadaşa mı ihtiyacınız var, dışarı çıkacak durumda mısınız diye soracaklar. Hayır, eğer telefon ederlerse, bu, sakin olun, yalnız olmadığınız ve yaşamın güzel olduğu bir akşam vakti olacaktır. İntihara ise daha onlar iteceklerdir sizi, onlara göre, kendinize karşı ödeviniz gereği. (sayfa 22)
Mutluluğunuz ve başarılarınız, ancak bunları cömertçe paylaşmaya razı olursanız affedilir. Ama mutlu olmak için başkalarıyla fazla ilgilenmemek gerekir. Bunun üzerine, çıkış yolları kapanır. Ya mutlu ve yargılanır ya da bağışlanır ve sefil olacaksınız. (sayfa 47)
Jean Baptiste biriktirdiklerini anlatıyor!

Alber Camus yine harika bir üslupla mükemmel bir kitap ortaya koymuş.

Bendeki kitap Can Yayınları'ndan Hüseyin Demirhan çevirisiyle Şubat 2014 tarihli ilk sürüm e-kitaptır.

E-Kitap:
Babil.com
İdefix.com
Dr.com.tr

Kitap:
Kitapyurdu.com
Babil.com
İdefix.com
Dr.com.tr


16 Ocak 2015 Cuma

Kırmızı Pazartesi

0 yorum
Gabriel Garcia Marquez'den harika bir eser daha! Santiago Nasar, Pazartesi günü öldürülecektir ve bunu tüm kasaba halkı bilmektedir! Buna rağmen Santiago Nasar öldürülmüştür.

Her şey bu kadar ortadayken bir insan nasıl öldürülebilir ve bu insanı gerçekte kim öldürmüştür? Cinayet silahını tutanlar mı yoksa bu silahı tutanlara engel olamayan halk mı?

Kırmızı Pazartesi, İşleneceğini Herkesin Bildiği Bir Cinayetin Öyküsü'dür.

Santiago Nasar'ın ölüm nedeninin ispat durumu ise benim için ayrıca ilginçtir... Diğer bir konu da anlatıcının bu konunun peşine düşmesidir...

Kitap, harika ötesi bir kitap. Üzerine çok fazla söz söylemek haddime değil. 1982 Nobel Edebiyat Ödülü de bunu açıkça söylemektedir.

Bendeki kitap Can Yayınları'ndan İnci Kut'un çevirisiyle Ekim 2014 tarihli 44. baskısıdır. Kapak tasarımı Utku Lomlu'ya aittir.

Kitap:
Can Yayınları
Kitapyurdu.com
Babil.com
İdefix.com
Dr.com.tr

30 Aralık 2014 Salı

Güvercin

0 yorum
 Patrick Süskind'ten harika bir eser! Jonathan Noel, sıradan hayatı içinde huzur bulmuş bir kişidir. Olayların her gün aynı düzende ilerlemesi ona huzur vermektedir ve bu yaşamı içinde büyük bir mutluluğa sahiptir. Ancak bu hayatı, o güvercinle karşılaşınca dağılır! Tüm dengesini kaybeden Jonathan Noel dünyaya nefret kusar!

Çok ilginç bir kişidir Jonathan Noel. Onunla tanışmak çok güzel oldu. Hayatımızda kendi alanımıza sahip olma isteğimiz dışında, insanlarla ve insanlarsız yaşamanın olanaksızlığı ve çelişkisinin vücut bulmuş halidir Noel.

Küçük bir güvercinin tüm dengesini yıkmasını ve karşılaştığı çıplak korkularını okuyoruz Noel'in.

Bendeki kitap Tevfik Duran çevirisiyle Can Yayınları'ndan Kasım 2012 tarihli onbirinci baskısıdır.
Neredeyse eşikten adımını atmıştı ki, ayağını, sağ ayağını kaldırmıştı bile, yürüme durumundaydı - gördü onu. Kapısının önünde oturuyordu, eşiğe yirmi santimetreden az bir uzaklıkta, arkadaki pencereden gelen sabah ışığının solgun aydınlığına karşı. Kırmızı, pençeli ayaklarıyla koridorun koyu kırmızı taşlarının üstünde oturup duruyordu kurşuni, düzgün tüyleri içinde güvercin. (sayfa 16)
Bir sıradanlık, bir sıradanlığın yıkılışı; bir dışgörü romanı...

Kitap:
Can Yayınları
Kitapyurdu.com
İdefix.com
Dr.com.tr

29 Aralık 2014 Pazartesi

Koku

0 yorum

Jean Baptiste Grenouille zor bir dünyaya -farklı- olarak gelmiştir. Kimse bu farkın ne olduğunu bilemeyecektir ve Grenouille herkesi ürkütecektir. Ta ki Jean Baptiste amacına ulaşıncaya kadar. Ancak o zaman Jean Baptiste hayatı kavrayacaktır.

Patrick Süskind'in muhteşem romanı! Yaşamın bozulmuşluğunu çürük bir yumurta kokusundan daha iyi ne tanımlayabilir ki? Süskind bunu görerek bize klasik bir roman sunmuştur!

Kişilerin yerindeliğini, romanın harika kurgusunu, üslubun muhteşemliğini bir araya gelerek edebiyatın unutulmaz bir kokusunu Süskind bize göstermiş ve inanılmaz bir sonla bunu iyice pekiştirmiştir.

Grenouille "koku" alanında bir dehadır. İnanılmaz bir koku algılayışı vardır. Soyut yaşamına rağmen hayatın tam göbeğindedir! Kalabalık onu sürüklemektedir.

Harika bir roman! Klasik! Grenouille'ün gelişimini okurken diğer yandan da insanlığın gidişatını görüyoruz. Bu gidiş pek de iyi bir gidiş değiştir. Grenouille bir katildir, diğer yandan gözle görülmeyen gerçekleri de bize göstermektedir...
Önce bir dikkati çekmezlik kokusu her gün kullanmalık, peynirsi-ekşimsi insan kokusunu içinde gerçi hâlâ barındıran, ama dış dünyaya sanki, kurumuş ihtiyar adam derisini örten kalın bir keten ve yün tabakasını geçerek geliyormuş gibi yayılan bir koku hazırladı. Bu kokuyu sürünmüş olarak rahat rahat insan içine çıkabilirdi. (sayfa 192)
Bendeki kitap Tevfik Turan çevirisiyle Aralık 2013 tarihli otuzaltıncı baskısıdır.

Kitap:
Can Yayınları
Kitapyurdu.com
İdefix.com
Babil.com
Dr.com.tr



26 Ekim 2014 Pazar

Yabancı

0 yorum

Albert Camus eseri. Kitabı okurken Meursault bakışına bürünüp uzunca bir süre bu bakışla dünyayı göreceksiniz. O yabancılık, o farketmezlik akışı içinde olaylar Meursault'nun bir Arap'ı öldürmesine kadar uzanıyor. Bir kişi hayatından yola çıkılarak tüm toplum gözler önüne sunuluyor.

Yargılama ile ilgili bölümlerse başlı başına kitaptır gözümde!

Bir gün önce karakola gitmiştik, ben şahitlik etmiş, kadının Raymond'a "hakaret ettiğini" söylemiştim. Raymond bir uyarıyla sıyırmıştı. Benim söylediklerimin doğru olup olmadığını pek araştırmadılar. (sayfa 49)
Yabancı, Nobel Ödüllü bir eser ki bu da zaten yeterince anlatmaktadır.

Değinmeden geçemeyeceğim bir diğer durum şudur ki kitabın sonlarına doğru Victor Hugo'nun Bir İdam Mahkumunun Son Günü'nü düşünmeden edemedim.

Kütüphanede mutlaka olması gereken kitaplardan birisi.

Bendeki kitap Can Yayınları'ndan Samih Tiryakioğlu çevirisiyle Ağustos 2014 tarihli 49. baskısı.

Kitap:
Can Yayınları
Kitapyurdu.com
İdefix.com
Dr.com.tr
Babil.com
Pandora.com.tr

10 Ağustos 2014 Pazar

Dönmek Mümkün Olsa

0 yorum
 Marc Levy'nin harika kitabı. Kurgusu harika!

Andrew Stilman, New York Times'ta gazetecidir. Başarılı bir habere imza attıktan sonra, çok önemli bir haber peşindedir. Ancak her zamanki gibi sabah koşusundayken saldırıya uğrar ve gözlerini altmışiki gün öncesinde açar. Bu geriye dönüşünde daha önce yaptığı hataları tekrarlamamak için ve katilini bulmak için çabalar.

Kitap alıyor ve götürüyor. Bilmecesi, kurgusu çok hoş! Marc Levy'nin üslubu da alıp görütüyor. Durmaksızın okumak ihtiyacı doğuruyor!

Ancak dikkatimi çeken bir nokta Simon karakteri oldu. Karakterin varlığı gayet yerinde ancak kişiliğinde kaşınan ve yerini tam bilmediğim noktalar var. Bazı noktalarda iyi bir arkadaşken bazı noktalarda bir uşak edasında. Stilman'ın algılayışı konusuyla da bağdaştırmak gerekebilir.

Adrew Stilman, kendi katilinin peşinde! Adrew ile birlikte, ona saldıranın kim olduğu konusunda akıl yürütmek eldeki ilk verilerle puslu. Ancak Stilman ilerledikçe sorunun cevabı yakınlaşır.

Mekan olarak Amerika'ndan Arjantin'e kadar uzanan kitap, Arjantin'deki dikta dönemine de değiniyor. Olan biten konusunda dehşete kapılmamak elde değil...

Bendeki kitap Can Yayınları'ndan Can Belge çevirisiyle Mart 2013 tarihli ilk baskısı.

Can Yayınları
İdefix.com
Kitapyurdu.com
Dr.com.tr

23 Haziran 2014 Pazartesi

Benim Hüzünlü Orospularım

0 yorum
Marquez'i 17 Nisan'da kaybettik... İnsanın ölümü kadar tuhaf bir diğer şey de vücudun yaşlanmasıdır.

Gabriel Garcia Marquez bu şaheserinde 90. yaşgününe gelen bir gazetecinin hikayesini okuyoruz. Evlenmemiş. Tüm hayatı kendi içinde yaşamış bir insan.

Yaşlılık, cinsellik, anılar... 90 yaşına kadar aşkı görmemiş bir adam 90 yaşında aşkı yakalar. Belki çok geç belki tam zamanında... 

Köşesine yazmak dışında bir şey yazmayan gazetecimiz anılarını yazmaya başlar. Hayatının son demini(?) böylece okumaya başlarız.

Gabriel Garcia Marquez'in harika bir kitabı daha... Unutulmayacak... Tıpkı Marquez gibi...

Bendeki kitap Can Yayınları'ndan İnci Kut çevirisiyle Şubat 2014 tarihli baskıdır. İlk baskı ise 2005 yılındadır.

Kitap:
Can Yayınları
Kitapyurdu.com
İdefix.com
Dr.com.tr
 
Copyright © Kitaplık
S.Y.