Polisiye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Polisiye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Kasım 2013 Cumartesi

Beyoğlu'nun En Güzel Abisi

0 yorum

Ahmet Ümit'in son kitabı! Bir mükemmel eser! Gezi Parkı Direnişi'ni hikaye içine dağıtışı o kadar güzel ki! O kadar sade bir biçimde her şeyi anlatmış ki... Okunmalı! Bunun dışında Ahmet Ümit'in oluşturduğu paradoksu da o kadar çok sevdim ki! Ayrıca şunu da belirtmeden geçemem İstanbul'da gezerken, bir tabela, bir sokak adı, bir köşe başı karşınıza çıkar ve bi' an Başkomiser Nevzat'la gezdiğinizi düşünürsünüz! Bir roman kahramanının, sokaklarda vücut bulması onun gerçekliği, onun klasikliği adına büyük bir işarettir!

Paradoksun sürprizi kaçırmak olmaz, o yüzden bıyık altından gülümseyerek yeni paragrafa başlıyorum.

Tarlabaşı'nda, bir ıssız sokakta bir kişi öldürülüyor. Başkomiser Nevzat; Zeynep ve Ali'yle bu cinayetin gizemini aydınlatmak peşindedir. Karanlık sokakların, karanlık insanlarıyla birlikte, erken kaybetmiş insanlarının kurduğu bir düzen. Bununla birlikte bu düzen içinde tarafların tutumu taraflar arasında kalanların ezilmesi de kelimelere yansıyor. Anlatılmayanlar da anlatılanlar kadar önemli!
"Rüzgar bile denemez, bir yel. hafif bir esinti, usulca gezindi alnımda, saçlarımda. Sanki günün bütün yorgunluğu bir anda uçup gidivermişti zihnimden, bedenimden. Bir an kendimi gökteki dolunayın, bu gölgeli ağaçların, bu gümüşten havuzun, şu esintinin bir parçası gibi hissettim. İşte o anda duydum sesi. Uğultu gibiydi, evet, ağaçlardan geliyordu. Genç adamın duyduğu ses bu muydu yoksa? Tüylerim diken diken olmuştu, ama kendimi korkutmanın anlamı yoktu. Hemen mantıklı bir açıklama buldu zihnim: Rüzgarın sesi. Elbette rüzgarın sesi. Zaten uğultu gibi, ne söylediği de anlaşılmıyordu. Ama bu büyülü gece, mantıklı açıklamamı çürüttü hemen; uğultu giderek netleşti, bir kız çocuğunun incecik sesine dönüştü. Ardı ardına isimler sıralamaya başladı.'Ali İsmail, Abdullah, Mehmet, Ethem, Mustafa.' Bir dua, bir ilahi, bir tekerleme gibi... 'Ali İsmail, Abdullah, Mehmet, Ethem, Mustafa.' " (sayfa 303)
Beyoğlu'nun En Güzel Abisi'nden mükemmel bir roman!  Pirana, Keto ve Musti ise romanın bambaşka bir güzel rengi! Çok çok konuşturur aslında bu roman... Sessizce rakı kadehine uzanım, puslu gözlerle camdan bakmak adabındadır ancak!

Bendeki kitap, Everest Yayınları'nın Ekim 2013 tarihli ilk baskısı.

Kitap:
Alfa Yayınları
Everest Yayınları
Kitapyurdu.com
İdefix.com

9 Ekim 2013 Çarşamba

Limasol

0 yorum

Yishai Sarid eseri. Tanıdığımız topraklarda, uzaktan gördüğümüz bir hikayenin içine giriyor! Bölgeyi anlamak adına bambaşka bir eser! Bir polisiye! Adını bilmediğimiz bir İsrail casusunun başından geçenleri okuyoruz! İsrail'de kanlı bir eylem hazırlığı içinde olan bir örgütün elebaşına ulaşmak casusumuz aracılığıyla olacak! Ancak işin içine girdikçe casusun kafası karışacaktır. 3 farklı hayatı tek zihinde yaşayan bir adam! Yaşadığı coğrafya gibi zihni kaynayan bir adam... Polisiye roman temelinde coğrafyaya, olan bitene bir bakış!

Bölgeyi anlamak adına mutlaka okunması gereken eserlerden biri. Zira bölgeye yakın olmamıza rağmen aslında ne kadar uzak kaldığımızı ve ne kadar iyi bildiğimizi sorgulatan bir eser. İsrail Filistin çatışmalarının sonuçlarında zarar gören hayatlar!
"Bir anda Hani'nin davetin odak noktası haline geldiğini fark ettim. Onun kadar özgün bir Arap'la karşılaşmak -üstelik Gazze'den gelen bir Arap'la- hepsini çok heyecanlandırmıştı, sanki bir uzaylıyı ağırlıyormuş gibi çoşmuşlardı." (sayfa 126)
" 'O bir katil. Gözlerinden okudum. Onu orada, takside öldürmeliydim.'
'Hepiniz katilsiniz,' diye karşılık verdi Dafna." (sayfa 190)
Bölgenin sosyal yapısını anlamak adına bir eser. Eseri okurken tarafsız gözle bakmakta fayda var. Bunun dışında sosyal yapıyı derinlemesine ele alan bir kitap değil. Ancak bazı noktalara da değindiği aşikar! Dikkat çeken unsur ise, casusun, çalıştığı teşkilatın uygulamalarının okuyucuya aktarışıdır.

Bendeki kitap Koton Kitap'tan Esra Özdoğan çevirisiyle mart 2012 tarihli ilk baskısı.

Koton Kitap
Kitapyurdu.com
İdefix.com

3 Ekim 2013 Perşembe

Sherlock Holmes Aklın Şüphesi Suçun Gerçeğidir

0 yorum

Sherlock Holmes serisinin Martı Yayınlarındaki beşinci ve son kitabı!

1. Kitap: Akıl Oyunlarının Gölgesinde
2. Kitap: Suç Detayda Saklıdır
3. Kitap: Şüphe Asla Uyumaz
4. Kitap: Gerçekler Kanıt İster

Bir serinin bitmiş olması her zaman buruk bir tattır. Tekrar okumak elbette ki çok güzeldir lakin bu ilk bitirişin heyecanı bambaşkadır. Diğer okumalar da aynı tadı hatta bazen çok daha leziz tatlar verir! Ancak bu bitin hüznü bakidir. Sherlock Holmes ile zaman ötesi bir yolculuk ile bizleri kendi zamanına çekiyor. Gerek Dr. Watson gerekse Sherlock Holmes bizim bir parçamız. Bu bütünlük içerisinde hep Dr. Watson'dan -bir kaç öykü dışında- dinledik öyküleri. Bu kitapta Sherlock Holmes'ün ağzından iki öykü okumak insanı o kadar çok heyecanlandırıyor ki! Ses birden değişiyor! Holmes'ün hareketlerini hep Watson'dan dinlerken birden bire Sherlock Holmes'le beraber adım atmak bambaşka bir tat!

Bu kitapta bir de Sir Arthur Conan Doyle'un önsözü var. O da bambaşka bir hüzün...

Bu kitaptaki öyküler şöyle:
Şanslı Müşteri
Beyaz Asker
Mazarin Taşı
Üçgen Çatılar
Sussex Vampiri
Üç Garrideb
Thor Köprüsü
Sürünen Adam
Aslan Yelesi
Peçeli Kiracı
Shoscobe Prensi
Emekli Boyacı

Şanslı Müşteri ismi saklı olmakla beraber bir aracı ile Sherlock Holmes'e başvurmuştur. Bir generalin kızı, bir "kadın koleksiyoncusunun" kanlı pençelerine düşer. Kız bu adama sırılsıklam aşıktır ve gerçekleri görmek istemez. Sherlock Holmes bu adamın kötülüğünün ispatını üstlenir.

Beyaz Asker Sherlock Holmes'ün bizzat kendisi tarafından ele alınmış bir öyküdür! Bay James Dodd askerlik arkadaşından haber alamamaktadır. Arkadaşının babasıyla iletişim kursa da tatmin edici bir cevap alamamıştır. Onların evini ziyaret etmiştir. Kaldığı o akşamda arkadaşını bembeyaz bir yüzle camında görmüştür. Evin etrafını biraz daha araştırmaya yeltenmiştir. Bunun sonucunda arkadaşının babası onu evden kovmuştur. Bu arkadaşa ne olduğunu çözmek Sherlock Holmes'ün görevidir!

Mazarin Taşı kraliyet hazinesina ait bir elmastır ve çalınmıştır! Bulmak Sherlock Holmes'ün görevidir!

Üçgen Çatılar'da Mary Maberley yaşamaktadır! Bir gün evine çok ilginç bir alıcı çıkar. Evi ve evin içindeki tüm ama bütün eşyaları satın almak isteyen bir alıcı! İşin içinde hangi işin olduğunu öğrenmek Sherlock Holmes'ün görevidir!

Sussex Vampiri'nde bir anne bebeğinin üzerine eğilmiştir ağzı kanlı bir şekilde yakalanmıştır! Gerçeği öğrenmek görevi Sherlock Holmes'tedir.

Üç Garrideb'te soyismi Garrideb olan bir zengin bir adamın soyismi Garrideb olan birine yüklü miktarda miras bırakmıştır. Ancak bir şartı vardır. Bu adam soyismi Garrideb olan iki kişi daha bulacaktır! Sherlock Holmes kalan iki kişiyi bulmak görevindedir. Gerçekler Garridebler şaşırtıcı olacaktır!

Thor Köprüsü'nde Neil Gibson'ın eşi ölü bulunmuştur. Tüm deliller evdeki mürebbiyeyi işaret etmektedir. Ancak Neil Gibson onun masum olduğuna inanmaktadır ve bunu kanıtlaması için Sherlock Holmes'ten yardım ister.

Sürünen Adam aslında hatırı sayılır bir profesördür. Ancak mizacında olmayan çok tuhaf ve agresif hareketler sergilemesiyle, profesörün kızı ile kızın nişanlası profesöre n'olduğunu anlamalarına yardım etmesi için Sherlock Holmes'ten yardım ister.

Aslan Yelesi Sherlock Holmes'ün kendi ağzından bir başka hikaye! Sherlock Holmes emekliliğinin tadını çıkartırken bir vaka onu bulur. Muhitindeki okulda çalışan bir öğretmen vücudunda çok tuhaf izlerle birlikte, deniz kıyısında ölü bulunur. Bu tuhaf izlerin esrarını çözmek Sherlock Holmes'e düşer!

Peçeli Kiracı odasının kirasını peşin vermiştir. Ancak son zamanlarda çok tuhaf davranmaya başlamıştır. Peçeli Kiracı ev sahibine olanları artık içinde tutumayacağını söyler. Ev sahibinin son önerisi Sherlock Holmes'tür ve Peçeli Kiracı ev sahibi aracılığıyla Sherlock Holmes'ten yardım ister.

Shoscobe Prensi bir yarış atının adıdır. Ev sahibesinin erkek kardeşi bu atla ilgilenir. Ancak son zamanlarda -borçlarının çok sıkışmasıyla ve bu adamın tüm malvarlığını bu yarışatına bahis oynamasıyla- çok tuhaf davranmaya başlamıştır. Kız kardeşiyle de araları iyice bozulmuştur! Bunun üzerine Sherlock Holmes'ten yardım istenir. Tuhaf davranan bu adamın esrarını çözmek Sherlock Holmes'ün görevidir.

Emekli Boyacı karısının, komşuyla kaçtığı ve yanında yüklü miktar para da çaldığı için Sherlock Holmes'ten yardım ister! Ancak gerçekler çok şaşırtıcıdır!
"Evet sevgili okur, Sherlock Holmes'a veda etmenin zamanı geldi artık. Geçmişte gösterdiğin sadakat için sana teşekkür ederim, umarım endişelerinden kaçarak, sadece edebiyatın büyülü krallıklarında bulabileceğin o heyecan verici düşlere geri dönmende biraz olsun katkım olmuştur.
Arthur Conan Doyle"(sayfa 9) 
Bendeki kitap Martı Yayınları'ndan Cumhur Mısırlıoğlu çevirisiyle Mart 2013 tarihli baskıdır.

Martı Yayınları
Kitapyurdu.com
İdefix.com




30 Eylül 2013 Pazartesi

Sherlock Holmes Gerçekler Kanıt İster

3 yorum

Martı Yayınları Sherlock Holmes serisinin dördüncü kitabı.

1. Kitap: Akıl Oyunlarının Gölgesinde
2. Kitap: Suç Detayda Saklıdır
3. Kitap: Şüphe Asla Uyumaz
5. Kitap: Aklın Şüphesi Suçun Gerçeğidir

Sherlock Holmes, bu seride gerçekler için kanıtlar arıyor! Yine dönemine alıp götüren bir şaheser! Bambaşka bir tat Sherlock Holmes. Son bir kitabının kalmış olması insanın içini burksa da Sherlock Holmes hep okunacak bir şaheserdir. Bu kitapta Dr. Watson'ın bir de önsözü bulunmaktadır.  Bu kitaptaki öyküler şöyle:
İkinci Lekenin Esrarı
Wisteria Köşkü
Karton Kutu
Kızıl Çember
Bruce Partington Planları
Kara Dedektif Ölüm Döşeğinde
Leydi Frances Carfax'ın Kayboluşu
Şeytan Ayağı
Perde Kapanıyor-Sherlock Holmes'dan Son Bir Söz
İkinci Lekenin Esrarı'nda devlet için çok büyük önem arz eden bir mektup kaybolmuştur. Bulmak görevi Sherlock Holmes'ündür.

Wisteria Köşkü'nde yaşayan tuhaf bir adam olan Bay Garcia, Scott Eccles ile ahbap olur ve onu evine davet eder. Ertesi gün Scott Eccles evde kimseyi bulamaz. Bu garip olay üzerine Sherlock Holmes'ten yardım istemek için Baker Sokağı'na gelir. Orada da Bay Garcia'nın öldüğü haberini alır. Bu sorunu çözecek olan Sherlock Holmes'tür.

Karton Kutu içinde Bayan Cushing'e kesilmiş iki insan kulağı gelmiştir. Bu kulakların ardındaki gerçeği Sherlock Holmes çözecek Dr. John Watson yazacaktır.

Kızıl Çember'de Bayan Warren'ın garip kiracısını tanımak için Sherlock Holmes'ten yardım istemesi konu edilmiş. Bu garip kiracı olayının ardındaki gerçekleri ortaya çıkarmak Sherlock Holmes'e kalmıştır!

Bruce Partington Planları olmaması gereken bir yerde -demiryolunda ölü bir adamın üzerinde- bulunmuştur. Ancak bu planlar eksiktir ve bu ölen adamın bir casus olduğu düşünülmektedir. Sherlock'un kardeşi Mycroft doğrudan Sherlock'tan bu kayıp planlar için yardım ister!

Kara Dedektif Ölüm Döşeğindedir. Bayan Hudson'un haber vermesiyle durumu öğrenen Dr. Watson hemen arkadaşının yanına gelir! Sherlock Holmes, zekasıyla okurları kendine hayran bırakacaktır.

Leydi Frances Carfax'ın Kayboluşu üzerine Sherlock Holmes'ten yardım istenir. Sherlock Holmes bu gizemin peşindedir.

Şeytan Ayağı'nda Holmes ile Watson tatildedir. Ancak tuhaf olaylar bu ikilinin yakasını bırakmamaktadır. Kaldıkları bölgedeki kilisenin papazının kiracısı kız kardeşinin tuhaf ölümünü ve erkek kardeşlerinin akıl sağlığını kaybettiğini haber alır. Bu tuhaf ölümün ardındaki gizemi Sherlock Holmes açığa çıkaracaktır!

Perde Kapanıyor'da bir Alman casusu olan Von Bork,  İngiltere Donanması'na ait şifreleri Altamont adında İrlanda asıllı bir Amerikalı'dan alacaktır. Bu işten sonra ülkeden ayrılacak olan Vor Bork'un planları istediği gibi gitmeyecektir!

Bendeki kitap Martı Yayınları'ndan Cumhur Mısırlıoğlu çevirisiyle Mart 2013 tarihli baskıdır.

Martı Yayınları
Kitapyurdu.com
İdefix.com

18 Eylül 2013 Çarşamba

Sherlock Holmes Şüphe Asla Uyumaz

4 yorum

Sherlock Holmes serisinin Martı Yayınları'ndan üçüncü kitabı!

1. Kitap:  Akıl Oyunlarının Gölgesinde
2. Kitap:  Suç Detayda Saklıdır
4. Kitap:  Gerçekler Kanıt İster
5. Kitap:  Aklın Şüphesi Suçun Gerçeğidir
Sherlock Holmes öyküleri her zamanki güzelliğini sonuna kadar taşımaktadır! Profesör Moriarty, Sherlock Holmes karşılaşmasından sonra gelen öyküde Sherlock Holmes'ü yeniden gören Dr. Watson'ın heyecanını -Sherlock'un geri geleceğini bildiğim halde- paylaştım!

Bu kitaptaki öyküler şu şekilde.
Boş Ev
Nordwoodlu İnşaatçı
Dans Eden Adamlar
Bisikletli Takip
Priory Okulu Vakası
Kara Peter Vakası
Charles Augustus Milveron Vakası
Altı Napolyon'un Esrarı
Üç Öğrenci
Altın Gözlüğün Esrarı
Kayıp Futbolcu
Abey Çiftliği Vakası
Boş Ev'de Profesör Moriarty olayının perde arkasını öğreniyoruz. Devamında Moriarty Kulübü'nden bazı insanların hala Sherlock Holmes'ün peşinde olduğunu öğreniyoruz ve Sherlock'un, onlarla mücadelesini Boş Ev'de sonlandırışına tanık oluyoruz.

Nordwoodlu İnşaatçı'nın evinin yanında yangın çıkar ve inşaatçıya ait olduğu düşünülen kemikler bulunur. İnşaatçı kayıptır. Olaylar yaşanmadan hemen önce avukat olan John Hector McFarlane'e vasiyetini hazırlatır ve bu sırada Farlane, inşaatçının servetinin varisi olduğunu öğrenir. Bir kaç eksik belge için inşaatçının evine gider ve gece oradan ayrılır. Ertesi sabah inşaatçının başına gelenleri öğrenir ve Sherlock Holmes'ten yardım ister.

Bir adam evinin duvarında Dans Eden Adamlar'ın çizildiğini görür. Bir kaç defa bu olay tekrarlanınca Sherlock Holmes'ten yardım ister. Bu gizemli olayın arkasına Sherlock Holmes'ün büyüteciyle bakıyoruz!

Müzik öğretmeni olarak çalıştığı evden -kendi evine dönmek için- istasyona giderken Bisikletli Takip'e maruz kaldığını farkeden Bayan Violet Smith Sherlock Holmes'e danışır. Sherlock Holmes'le birlikte amansız bir takibe katılıyoruz.

Ülkenin ileri gelenlerinden Holdernesse Dükü'nün oğlu Lord Saltire yatılı okuduğu Priory Okulu'nda kaybolmuştur. Sherlock Holmes ilginç aile bağları arasında Lord Saltire'in peşindedir.

Kara Peter Vakası'nda eski denizci Kara Peter'in ölümünü aydınlatma görevini Sherlock Holmes -Stanley Hopkins'in yardım istemesi üzerine- üstlenmiştir. Kara Peter'in ölümüne kimse üzülmese de ölüm sebebi ve şekli çok tuhaftır.

Charles Augustus Milveron hayatını insanlara şantaj yaparak kazanan bir adamdır. Resmi olarak kimse şikayet edemediği için geçim kaynağı kendini korumaktadır. Sherlock Holmes bir müvekkili için bu adamla iş yapmak zorundadır.

Altı Napolyon'un Esrarı'nda Napolyon büstlerini çalan ve onları kıran bir kişinin gizemi anlatılmaktadır. Sherlock Holmes bu esrarın peşindedir!

Üç Öğrenci'de çalınan sınav kağıdı anlatılmaktadır. Bu sınav kağıdı, yüklü bir miktar burs sınavının kağıdır. Sınavdan sorumlu Bay Hilton Soames Sherlock Holmes'ten yardım ister.

Altın Gözlüğün Esrarı'nda Profesör Coram'ın asistanının ölümü ve yanında bulunan altın gözlüğün ölümle alakası araştırılmaktadır. Sherlock Holmes esrarın peşindedir!

Kayıp Futbolcu'sunun bulunması için Bay Overton Sherlock Holmes'ten yardım ister.

Abbey Çiftliği Vakası'nda evin beyfendisi öldürülmüştür! Evin hanımefendisi öldürenlerin üç kişilik bir hırsız çetesi olduğunu söyler ve sadece odadaki gümüşler bulunmuştur. Sherlock Holmes'ün şüphesi asla uyumamıştır ve gerçeğin peşindedir!

Bendeki kitap Martı Yayınları'ndan Cumhur Mısırlıoğlu çevirisyle Şubat 2013 baskısı.

Martı Yayınları
Kitapyurdu.com
İdefix.com

26 Ağustos 2013 Pazartesi

Sherlock Holmes Suç Detayda Saklıdır

5 yorum

Martı Yayınları'nın 5 ciltlik Sherlock Holmes serisinin ikinci kitabı.
1. Kitap: Akıl Oyunlarının Gölgesinde.
3. Kitap: Şüphe Asla Uyumaz
4. Kitap: Gerçekler Kanıt İster
5. Kitap Aklın Şüphesi Suçun Gerçeğidir

Bu ikinci kitabı da elinizden bırakamayacağınız bir kitap. Sir Arthur Conan Doyle, hikayeleriyle yine alıp götürüyor! Bu kitapta Profesör Moriarty ve Sherlock'un ağabeyi Mycroft'la karşılaşıyoruz!

Öyküleri okurken -birinci kitap için yazmıştım- kendimi şöminenin karşısında, elimde pipomla bu eşsiz maceralara eşlik ediyormuşum gibi hissettim yine! Gazete haberlerini onlarla aynı anda okudum! Baker Sokağı'nda komşu olsaydım Sherlock'la?
Gümüş Şimşek
Sarı Surat
Borsacı Kâtibi
Gloria Scott
Musgrave Töreni
Reigate Bulmacası
Albayın Ölümü
Brook Sokağı Cinayeti
Yunanlı Tercüman
Kayıp Antlaşma
Son Vaka
Gümüş Şimşek yarış atının adıdır. Bir gün at kaybolur ve antrenörü ölü olarak bulunur. Bu gizemi çözmek ve atı bulmak Sherlock Holmes'ün görevidir.

Sarı Surat'ta Sherlock Holmes ve Dr. John Watson, bir gezinti sonrasında evlerinde bir müşteriyle karşılaşmaları ve sonrasıda gelişen olaylar anlatılmaktadır. Gelen kişi, boş olan komşu eve insanların taşınmasından sonra eşiyle aralarının bozulması üzerine aklını kurcalayan sorular için Sherlock Holmes'e danışmaktadır. Komşu evin camında gördüğü ifadesiz, donuk yüz müşteriyi ayrıca tedirgin etmiştir.

Borsacı Kâtibi işten atılmıştır. İş aramakla geçen süre sonunda büyük bir firmadan beklemediği bir şekilde olumlu yanıt gelmiştir. İşe başlamasından hemen önce bir başka firma ona çok daha iyi maaşlı bir iş teklif etmiştir. Kâtip bu işi kabul eder. Ancak işi şimdiye kadar sadece liste çıkartmaktır. İşi uzadıkça işinden şüphelenir. Evinde çalışmasına işvereninin ofisi sadece masa ve sandalyeden oluşmaktadır. İşyeri tabelası da daha gelmemiştir. Şüpheleri üzerine katip Sherlock Holmes'e danışmaya karar verir.

Gloria Scott batan bir geminin adıydı. Holmes'ün müşterisinin babasına bir gün bir misafir gelir ve babası o günden sonra çok tuhaflaşır. Bu misafir evde kahyalığa kadar da yükselmiştir! Bu akıl almaz olayı kabullenemeyen müşteri sonunda öfke patlaması yaşamıştır ancak yine de babası misafirden özür dilemesini ister. Sonrasında misafir gider ve bir kaç zaman sonra babasına mektup gelir. Baba felç geçirmiştir ve sonrasında da ölmüştür. Mektubun sebep olduğu bu ölüm ile misafir arasındaki bağı çözmek Sherlock Holmes'e kalmıştır.

Musgrave Töreni'nde Sherlock Holmes'ün okuldan arkadaşının Sherlock'a gelişi anlatılmaktadır. Sherlock'un arkadaşı, saygıdeğer kahyasını bir gün ailenin eski evraklarını karıştırken yakalmış ve bunun affedilmez olduğunu söylemiştir. Hemen gitmesini istediyse de kahya ondan zaman istemiştir. Süre bitişinde kahya ortadan kaybolmuştur ancak eşyaları hala odasındadır. Bu gizem için Sherlock Holmes'e danışılmaktadır!

Reigate Bulmacası'da Holmes ile Watson'ın, doktorun bir arkadaşını ziyarete gidişi ve gelişen olaylar anlatılmaktadır. Bu ziyaret esnasında tuhaf bir hırsızlık olayı gerçekleşmiştir. İp yumağı dahi çalan hırsızlardan sonra bir başka evde cinayet işlenmiştir. Sherlock Holmes, tatilde zihnini yine olay çözerek dinlendirmektedir!

 Albayın Ölümü üzerine Sherlock Holmes'ten yardım istenir. Albayın eşi akşamki yardım toplantısından sonra eve döner; ancak alışılmışın dışında, kahvaltı odasına iner. Albay da bunun üzerine kahvaltı odasına gelir. Bir süre sonra ev çalışanları kavga sesleri duyarlar ve sonra sesler kesilir. Odanın kapısı kilitlidir ve çalışanlar bahçe camından odaya girdiklerinde albayı ölü bulmuşlardır ve kapının anahtarı kayıptır.

Brook Sokağı Cinayet'te Baker Sokağı'nda çalışan bir doktor ve ona muayenehane açması işin sermaye sağlayan kişinin durumu anlatılmaktadır. Sermayeyi sağlayan bir kişi, gazetedeki haberlerden sonra çok telaşlı olmaya başlamıştır. Daha sonrasında doktora muayene olmayan bir hasta için ilaç almaya depoya gidip döndüğünde hastasını bulamaz ve ortağının odasına girildiğini farkeder. Bunun üzerine Sherlock Holmes'ten yardım istenir. Ancak Holmes, sermaye sağlayan kişiyi yalancılıkla suçlar ve işi almaz. Ancak ertesi gün bu kişi ölmüştür! Ölen kişinin kim olduğunu ve katilini bulmak Sherlock Holmes'ün görevidir.

Yunanlı Tercüman başına gelen garip tercüme işi için Sherlock Holmes'e danışır. Tercüman kaçırılır gibi tercüme işine götürülür. Nereye gittiğini bilmemektedir. İş sonrasında, bu işi kimseye anlatmaması söylenir! Tercüme ettiği kişi elleri kolları bağlıdır ve konuşması yasaktır! Sherlock Holmes bu gizemin peşine düşmüştür.

Kayıp Antlaşma bir türlü bulunamamıştır ve bu görev Sherlock Holmes'e düşmüştür. Dışişleri'nde yüksek mevkide çalışan bir kişi çok gizli bir antlaşmanın kopyasını çıkarırken antlaşma çalınır! Çeşitli ipuçları kafaları karıştırsa da Sherlock Holmes gerçeği bulacaktır!

Son Vaka'da karşımıza Profesör Moriarty çıkıyor! Dr. Watson 'bu vakadan sonra onu bir daha görmedim' diyor. Gerçekten serinin son öyküsünü okusaydım nasıl olurdu diye düşünmeden edemedim! Döneminde bu hikayeyi okusaydım, ben de serinin bitmesine çok öfkelenecekler arasında olurdum! Sherlock Holmes Profesör Moriarty'nin bir çok karanlık işin arkasında olduğunu çözmüştür. Aylarca süren amansız kovalamacanın sonunda Holmes ve Moriarty karşılaşmışlardır! Dr. Watson'a kalansa Sherlock Holmes'ten mektuptur.

Bendeki kitap Martı Yayınları'ndan Ocak 2013 tarihli Cumhur Mısırlıoğlu çevirisidir.

Kitap:
Martı Yayınları
Kitapyurdu.com
İdefix.com


23 Temmuz 2013 Salı

İstanbul Hatırası

0 yorum

İstanbul'u ne kadar tanıyoruz? Kurban olan İstanbul olsa gerek. Ahmet Ümit'ten bir şaheser! Başkomiser Nevzat, bu kez bir seri cinayetlerin peşindedir! Ölülerin ellerinde eski sikkelerden bulunmuştur, bunun yanındaysa ölülerin bulundukları yerler sikkelerle bağlantılıdır!

Her ölümün ardından bir İstanbul hikayesi gelir karşımıza. Katil veya katillerin amacı İstanbul tarihine mi dikkat çekmek yoksa hedef mi şaşırtmak kitabın sonunda hepsi çözülüyor. Yine beklenmeyen bir son.

Her ölüm öncesi ölünün bulunacağı yer için yazılmış bir kısa öykü bizleri bekliyor ve son öyküyle kitap bitiyor. Ben bu kısa öyküleri çok sevmiştim başından beri ve son olarak da böyle bir öyküyle bitmesi daha da güzel oldu! Sikkelerin resimleri de kitapta mevcut.

Kitabın yararlanılan kaynakları da mevcut ki bir o kadar değerli. İstanbul Hatırası, geçmişden günümüze uzanan 7 cinayet, 7 tarihi nokta ve içi içe geçmiş duygular!
Arka kapaktaki metin benim sevdiğim o küçük hikayelerden birisine ait.

İç içe geçmiş kültürlerin birbiri ardına dizilişine kanla çekilen dikkat!

Bu kitabı okuduktan sonra İstanbul'a aşık olmamak mümkün mü?


Bendeki kitap Everest Yayınları'ndan cep boy basımı olup Mayıs 2013 tarihli.

Kitap:
Everest Yayınları
Kitapyurdu.com
İdefix.com

15 Temmuz 2013 Pazartesi

Sherlock Holmes Akıl Oyunlarının Gölgesinde

11 yorum

Bu seferki baskı Martı Yayınları'ndan. Sherlock Holmes, bambaşka bir karakter, bambaşka bir eser! Sherlock serisi gazetede basıldığı zamanlarda, gazeteden takip etmek nasıl olurdu?! Bambaşka bir zevk, bambaşka bir tat! Her öyküsünde ayrı bir tat ayrı bir zevk ama bunların hepsinin bir ortak noktası var! Kendimi o zamanlarda şöminenin karşısında yeni çıkmış gazeteyi büyük bir heyecanla okuduğumu düşünüyorum da! Sherlock Holmes zaman üstü bir karakter olarak yıllar sonra bile aynı mühtiş zevki bizlere yaşatıyor! Tekrar tekrar okunsa bıkılmayacak bir öykü zinciri!

Martı Yayınları beş kitaplık set halinde Sherlock Holmes öykülerini basmış ve bunların ilk kitabı Akıl Oyunlarının Gölgesin'deyi soluksuz bitirdim. Bu kitap Kızıl Dosya ile başlamıyor.

2. Kitap: Suç Detayda Saklıdır
3. Kitap: Şüphe Asla Uyumaz
4. Kitap: Gerçekler Kanıt İster
5. Kitap: Aklın Şüphesi Suçun Gerçeğidir

Bu kitaptaki Sherlock Holmes öyküleri şöyle:

Bohemya'da Skandal
Bir Kimlik Vakası
Kızıl Saçlılar Kulübü
Boscombe Vadisi'nin Esrarı
Beş Portakal Çekirdeği
Bükük Dudaklı Adam
Mavi Yakut
Benekli Kordon
Mühendisin Başparmağı
Asil Bekâr
Zümrüt Taç
Akgürgenlerin Esrarı
Her biri alıp götürüyor!

Bohemya'da Skandal'da Sherlock Holmes meşhur Irene Adler ile tanışıyor! Bohemya Kralı evlenecektir, ancak eski aşkı Irene Adler onun fotoğrafını saklamaktadır ve kral bu fotoğrafı geri ister. Kendi çabaları yetersiz kalınca Sherlock Holmes'e danışılır!

Bir Kimlik Vakası'nda bir genç evlenecektir. Ancak müstakbel eş törene gelirken faytonda kaybolmuştur! Sherlock Holmes bu gizemiş peşindedir!

Kızıl Saçlılar Kulübü'nde bir rehineci dükkanı çalıştıran bir adam çok garip bir işe başlamıştır. Kızıl Saçlılar Kulübünde Britanya Ansiklopedi'sinin kopyalarını yazmaktadır! Bir kaç hafta sonra kulübün feshedildiğini, çalışmaya gittiğinde kapıdaki nottan öğrenir! Bu gizemin çözülmesi için Sherlock Holmes'e danışılır!

Boscombe Vadisi'nin Esrarı'nda kırsal bölgede yaşayan yurtdışında çalışıp geri dönmüş iki arkadaştan birisi ölmüştür! Bu sırrın çözülmesi için Sherlock Holmes'ten yardım istenir.

Beş Portakal Çekirdeği'nde bir genç adam Sherlock Holmes'ten yardım ister. Amcası bir zarfın içinde gelen portakal çekirdeklerinin ardından garip bir şekilde ölmüştür. Amcasının mirası babasına kalmıştır ve bir zaman sonra beş portakal çekirdeği alan babası da garip bir şekilde ölmüştür. Sherlock Holmes'e başvurmasının sebebiyse aynı zarftan kendisinin de almasıdır!

Bükük Dudaklı Adam, dilencilik yaparak yaşayan bir kişidir. Bir gün dairesinde kocasını gördüğü ve ona el sallarken gözden kaybolduğu iddiasıyla bu dilencinin kapısına dayanır. Dilenci kendisinden başka kimsenin olmadığını söyler. Sherlock Holmes bu gizemin peşindedir!

Mavi Yakut'ta, Noel sonrası Dr. Watson Sherlock Holmes'ü ziyaret eder. Holmes bu ziyaret sırasında bir şapkayı incelemektedir. Şapkayı Holmes'ün odacısı Peterson, bir kazla birlikte bulmuştur ve o esnada içeri girerek kazın içinden mavi bir taşın çıktığını haber verir!

Benekli Kordon'da üvey babasıyla yaşayan ikiz kardeşlerden birisi, garip bir şekilde ölmüştür. Son sözleri de "benekli kordon" olmuştur. Sherlock Holmes'de bu kordonun peşine düşmüştür.

Mühendisin Başparmağı'nda Dr. Watson'a parmağı kopmuş bir adam gelir ve iş için gittiği yerde canına kastedildiğini Dr. Watson'a anlatır. Doktor da onu Sherlock Holmes'e götürür!

Asil Bekâr'da, düğün sonrası kaybolan eşini bulmak için bir lord Sherlock Holmes'ten yardım ister!

Zümrüt Taç, İngiltere Kraliyet Hazinesi'nin önemli ve çok değerli bir parçasıdır. Adı verilmeyen kraliyetten bir kişi bu tacı banka sahibine kredi karşılığı rehin bırakır! Bankacı o akşam soyulur ve elinde bir parçası kırılmış taçla oğlunu görür! Ancak üç tane zümrüt eksiktir. Hem bunun için hem de oğlu suçlu mu masum mu kanıtlanması için Sherlock Holmes'ten yardım ister!

Akgürgenlerin Esrarı'nda, bakıcı olarak çalışan bir kadın işe başlamadan önce Sherlock Holmes'e danışır. Çünkü işvereni çok garip isteklerde bulunmuştur.

Bir çırpında okunan maceralar serisi!

Kitap, başta da yazdığım gibi, Martı Yayınları'ndan Cumhur Mısırlıoğlu çevirisiyle Mayıs 2012 baskısı.


Kitap;
Martı Yayınları
Kitapyurdu.com
İdefix.com

10 Haziran 2013 Pazartesi

Beyaz Tehlike

0 yorum

Tom Clancy'nin eseri. Amerikan filmlerinden bildiğimiz dillere pelesenk olan "kahrolasıca federaller" tadında bir macera kitabı.

Amerika'ya uyuşturucu girişi artmıştır. Seçimlerin de yaklaşmasıyla Amerikan başkanı bu işe bir çözüm ister ve kurmayları çok gizli bir uluslararası operasyon başlatır. Amaç bilgi toplamaktır. Bir CIA ajanı Kolombiya'ya giriş yapar. Ülkede zaten var olan uçak pilotu ajanla beraber bilgi toplanır. Eski Küba askeri olan ve kartele çalışan kişi olan biteni fark eder ve bunu kartele bildirir. Bilgi arasında Büro başkanının da Kolombiya'ya gelip bakanla görüşeceğidir. Baskınla birlikte Büro başkanı öldürülür. Bu noktadan sonra işler değişir ve ülkeye sızmış olan kartelin uyuşturucu üretim tesislerini izleyen Amerikan askerleri de buralara müdahalede bulunurlar. İşin rengi değişmiştir.

Amerikan filmi tadında çok kollu çok karakterli bir roman. her kütüphanede olması gereken bir kitap diyemeyeceğim. Vakit geçirmek için güzel, hareketi yüksek bir eser. İşin aslı Tom Clancy efsanesini duymuş biri olarak beklediğimden farklı çıktı. Kötü değil, farklı. Ancak ajanı, askeri, siyaseti iç içe olan bir kitap.

Bendeki kitap Altın Kitaplar'dan Gönül Suveren çevirisiyle 1990 yılı baskılıdır.

Gezi Parkı Kütüphanesine buradan selam! :)

24 Şubat 2013 Pazar

Kudret Delisi

0 yorum

Irving Wallece şaheseri. Elimindeki kitabın en büyük özelliklerinden birisi 1983 baskısı olması! E Yayınları tarafından Leyla Tavşanoğlu'nun çevirisiyle basılmış. Baskısından tam 30 yıl sonra elime geçmiş bir kitap. Kimbilir en son ne zaman açılmıştı kapağı... Böyle kitapları elime aldığımda tarif edemediğim bir mutluluk kaplar içimi. Yılların tozu, görmüş geçirmişliği ellerimde gibi hissederim. Sayfaları çevirmeye başlayınca tozları etrafta uçuşur. Yapraklarının kokusu da ayrı güzeldir zaten.

Kitabı okurken, kaç zamandır aklımda olan bir soruya cevap buldum. "Terör" kelimesi yerine eskilerimiz ne diyordu? "Tedhiş" kelimesini kullanıyorlarmış. Türk Dil Kurumu bunu "yıldırmak" anlamında olduğunu söylüyor.

Olaylar cep telefonunun olmadığı, internetin olmadığı zamanlarda gazetecilik üzerine gelişiyor. O dönemin gazeteciliğini de işlemiş. Zorlukların bol olmasına rağmen daha eğlenceli daha zevkli bir iş olduğu da aşikar. Gazeteler haberleri için muhabirlere daha fazla ihtiyaç duydukları da gün gibi ortada. Günümüzde haberleşmenin temelini internet ve uydular oluşturuyor. O zamanlarda iletişim bu kadar kolay değilmiş. Kitapta bir tamlama çok hoşuma gitti: "Bilgisayar çağı". Kitabın akışına kendimi o kadar kaptırmışım ki sayfasını not etmeyi unutmuşum. Sanırım gazetenin yazı işleri müdürü kullanıyordu bu tamlamayı.

Edward Armstead'e, babasının vefatından sonra New York'un ikinci büyük gazetesi -The New York Recorder- şartlı miras kalır. Bu şart New York Recorder'ın traji, ilk bir yıl içinde bir kere olmak üzere New York Times'ın trajını geçmek zorundadır. Aksi taktirde gazete NewYork Times'a satılacaktır. Edward babasının gölgesinde kalmış, 50'lili yaşlarında olmasına rağmen hala babasının etkisinden kurtulamamış bir adam. Bu şart karşısında çıldırmıştır. Eli kolu bağlı bunu nasıl başaracağını düşünürken, eski ahbabı Hugh Weston'dan taziye telefonu alır ve kızının Victoria Weston'a gazetesinde yer olup olmadığını sorar.

Victoria Weston gazetede ilk iş olarak idam cezası Sam Yinger'ın son dakikalarını nasıl geçirdiğini öğrenmek üzere aynı idam hücresinde kalıp son anda cezadan yırtan Gus Pagano ile ropörtaj yapar. Gus Pagano yayımlanmamak kaydıyla hücrenin altındaki, özgürlüğe açılan gizli geçitten söz eder. Victoria bunu patronuna bildirdiğinde olaylar gelişmeye başlar.

Edward Armstead artık haber kovalamak değil haber yaratmak peşindedir. Sam Yinger'ın kaçışını ilk haber -Mark Bradsawh imzasıyla- veren gazete olarak New York Recorder'ın trajını New York Times'ınkinin üzerine taşımıştır.  Bunun üzerine haber yaratmak fikrine iyice ısınmıştır. Sam Yinger olayından sonra İspanya Kralı kaçırılır. Habere Mark Bradshaw imzasını atar. BM Genel Sekreteri kaçırılır. İsrail Başbakanı öldürülür. Bu tedhiş eyleminden sonra da atlatma haberler vererek basın dünyasının merkezine yerleşmiştir. Bir sorun vardır; Vicky Weston ve onun çalışma arkadaşı Nick Ramsey olayların patlak verdiği yerlerde olmalarına rağmen hiç tanımadıkları çalışma arkadaşları Mark onlardan önce haberi gazeteye geçmektedir.

"Ölüm onu bekliyordu. Gözleri yaşlarla doldu. Yaşama isteği öylesine güçlüydü ki... Bu şaşırtıcı dünyada görmesi gereken o kadar çok yer, bilmediği o kadar garip ama tatlı insan, hiç görmediği o kadar güzel kadın vardı ki" (sayfa 356)

Victoria, eskilerden hatırladığı Aldous Huxley'nin Mona Lisa'nın Gülüşü adlı öyküsünden alıntılama yapıyor.

New York'tan Paris'e, Cenevre'ye, İstanbul'a, Tokyo'ya kadar uzanan bir kovalamaca bir haber tutkusu üzerine bir şaheser.

Kitabın kapağından da söz etmeden geçemeyeceğim. Artık günümüzde ileri teknoloji olmasına rağmen bu kadar güzel kapak meydana çıkmıyor. Tabi müthiş kapaklı kitaplarımızın da hakkını yememek lazım.

Kitap, 1983 yılında, E Yayınları tarafından, Leyla Tavşanoğlu çevirisiyle, Reha Yalnızcık kapağıyla basılmıştır.

Arka kapağı okuyamayanlar için:
"Dünyada en çok okunan beş yazardan biri olan Irving Wallace, bütün dünyada yirmi yılda 156 milyon kitap sattıran yeteneğini Kudret Delisi'yle bir kez daha kanıtlıyor...
Edward Armstead, babasının ölümüyle, bir milyar doların yanısıra, muazzam bir basın imparatorluğunun ve New York'un en çok satan ikinci gazetesinin mirasçısı olmuştur. Fakat bir tutkusu vardır: Babasının ününü, kudretini aşmak...
Babasının genç metresine sahip olmak Edward'a yeterli gelmez, basın imparatorluğunun kalbi olan gazeteyi de bütün rakiplerinin üzerine çıkarmak zorundadır...
Bunun içinse haberleri kovalamak değil, hiç yoktan yaratmak gerekeceğini kısa zamanda anlar... Günün birinde İspanya Kralı kaçırılır, İsrail Başbakanı öldürülür, Papa'ya suikast girişiminde bulunulur...
Bütün bu olaylar Edward'ın gazetesinde atlatma haber olarak birinci sayfada manşettir... Edward bir gazetecilik dehasıdır sanki...
Ancak sıra o güne kadar yaratılan haberlerin en müthişine geldiğinde, patronunun tutkularının aleti olan bir kadın muhabir bütün bu olağanüstü haberlerin kökenini araştırmaya başlar... "

Böyle kitaplar elime geçtikçe sahaf olasım geliyor!

Kitabın baskısı bulunmadığı için sahaflara bakınız.
Gittigidiyor.Com'da da ikinci elleri bulunmaktadır: http://www.gittigidiyor.com/arama/?k=kudret+delisi

17 Şubat 2013 Pazar

Behzat Ç. Son Hafriyat

0 yorum

Behzat Ç.nin ikinci kitabı. Emrah Serbes'in sinemaya uyarlanan eseri. Kısaca öyküsü, kendisine Red Kit diyen bir kişiden Harun'a telefon gelir. Köpek gömdüğünü söyler. Harun telefon sapığı diye adamı tersler. Bir kaç gün sonra aynı kişiden bir telefon daha gelir, bir kişiyi daha gömdüğünü söyler. İşler karışır. Behzat Ç. kızının ölümünden sonra konuşmamaktadır. Silahlı çatışmada bir genci vuran adamı vurur. Bunun soruşturması devam ederken, Red Kit'le de uğraşırlar. İşler Emrah Serbes üslubuyla çözülmeye başlar.

 Emrah Serbes bu kitabında, üslubunda bir kaç küçük oynama yapmış. Büyük değişiklikler değil. Bir kaç paragrafta kendini gösteriyor. Şule'nin varlığı Behzat Ç.yi mutlu eder.

Sinema uyarlaması, Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm, adıyladır.

Kendini Ahmet Sanan Süleyman'dan bahsetmeden geçemeyeceğim. Kendi halinde bir deli. Kitapta da ara ara karşımıza çıkıyor. Başına gelenlerse...

Emrah Serbes'in bu kitabı da okunması gereken kitaplar arasındadır. Ayrıca şunu alıntılamadan da geçemeyeceğim. Harun ile müfettiş arasında geçen konuşma :

" 'Komiser Sabri Özay da olay yerinde miydi o sırada?'
'O kim?'
'Yıllardır beraber çalıştığınız arkadaşınızı tanımıyor musunuz?
'Anlamadım bizim Hayalet'i mi diyorsunuz?'
'Evet. Hayalet lakabıyla biliniyor galiba.'
'Onun adı Sabri miymiş? Ben Sami zannediyordum.' " (sayfa 37)

Kitap, İletişim Yayınları'ndan ilk baskısını 2008 yılında yapmıştır.

İletişim Yayınları Resmi Sitesi
KitapYurdu.Com

14 Şubat 2013 Perşembe

Behzat Ç. Her Temas İz Bırakır

0 yorum

Emrah Serbes'in kitabı. Uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı. Sonunda fırsat buldum. Malum dizi uyarlaması olan bir kitap ve neyle karşılaşacağım konusunda meraklıydım. Emrah Serbes'in üslubunu bilsem de dizisi olan bir kitap... Okurken, ister istemez, dizisiyle bolca karşılaştırdım. Dikkatimi çekense dizinin mükemmel bir kitap uyarlaması olduğudur. Çok eser uyarlamalarda heba olup gitti... Ancak Behzat Ç, kağıttan çıkıp ekranlarda can bulmuş.

Diziyi bir kenara bırakıp kitaba dönelim. Kitapta Betül'ün şüpheli ölümü ana öykü. İntihar anonsuyla Betül'ün olayını ele alıyor Behzat Ç. ve ekibi. Olayları inceledikçe bunun bir intihar değil, cinayet olabileceği şüphesi baş gösteriyor. İşin derinlerine indikçe diğer şubelerle Behzat Ç. kafa kafa geliyor... Küçük cinayet olayları da bu arada ele alanıyor. Emrah Serbes'in o sakin ve net üslubuyla kitap kendine daha da çok bağlıyor.

Diziye tekrar dönmemek olmaz. Zira kitabı okurken çoğu kez karakterler dizideki gibi gözümün önüne geldi. Behzat Ç. için önce diziyi izleyip sonra kitabını okuyanlardan oldum. Bu sebeple acaba başka şekilde olabilir miydi karakterler diye düşündüm. Üzerinde oynama yapabildiğim sadece Akbaba oldu. Oyuncuların da mükemmel performanslarıyla bir kitabın uyarlaması, kitabını alt edecek kadar iyi olabileceğini anladım.

Çok fazla söze gerek yok. Ben gidip bir bölüm Behzat Ç. izleyeyim. Tabi öncesinde Son Hafriyat -Behzat Ç.nin ikinci kitabı.- var.

Kitap İletişim Yayınları'ndan 2006'da ilk baskısını yapmış.

İletişim Yayınları Resmi Sitesi
KitapYurdu.Com

13 Şubat 2013 Çarşamba

Klon

0 yorum
Kevin Guilfoile kitabı. İşin aslı tanıtımlarındaki kadar harika bir kitap değil. Elbette her kitabın tanıtımı biraz abartılı olması anlaşılır. Ama sanki bu kitapta aşırıya kaçılmış. Öncelikle zaman örgüsünden bahsetmek istiyorum. 17 yıla yayılan bir olay anlatılıyor. Zaman zaman kopukluklar olabildiği gibi çoğu zaman bu 17 senelik zaman zarfı kendini hiç hissettirmiyor. Sadece başlıkta kaldığı bile oluyor. Yazar belki bilerek böyle üslup seçmiştir diye düşünmedim değil. Zamandan çok varlık felsefesi ile gerçeklik üzerinde durmuş. Ancak insanların düşüncelerinin zamanla değişebileceğini göz ardı etmiş gibi.

İkinci olarak söyleyeceğim kısımsa çeviri sıkıntıları. Özellikle, anlatım bozuklukları yüzünden aynı cümleyi bir kaç defa okumak sıkıntısıyla karşılaşmamak kaçınılmaz.

Gelelim öyküye:

 Davis Moore, bir genetik alanında uzmanlaşmış bir doktor. Çocuk sahibi olmakta zorlanan aileler için bağışçıların DNA'larını kopyalayarak ailelerin çocuk sahibi olmasını sağlıyor. Klon karşıtları tarafından baskı altında olmalarına rağmen savlarından vazgeçmiyorlar, işlerini yürütüyorlar. Davis Moore'un kızı Anna Katherine Moore'un öldürülmesiyle Dr. Davis Moore'un hayatı değişiyor. Soruşturma sonrasında kızından kalan eşyaları teslim alan Davis Moore'un eşyaların içinde unutulmuş bir kanıt buluyor ve kanıttan DNA örneği çıkartıyor. Sıradaki ailenin çocuğunun bağışçısının DNA'sını bu DNA ile değiştiriyor. Böylece kanıtların içinden çıkan DNA'nın kime ait olduğunu bulmak peşine düşüyor. Kitabın arka kapağında yönlendirme amaçlı katilin DNA'sı yazsa da kitabı okudukça katilin tahmin edilebilirliği çok yükseliyor. Kitabı bitirmeden katilin kim olduğunu rahatça anlaşılıyor. Yazar karışık bir olay örgüsü kurmak için çalışmış. Kitapta bir çok olay başlıyor ve bitiyor. Bu sonucu elbette etkilemiyor. Sanırım yazar, varlık felsefini başka açılardan  incelemeye çalışmış. Kitapta ayrıntıya boğulduğunuzu hissetmemek elde değil. Bu hissiyat kitabı rafa kaldırmanıza bile sebep olabilir. Zira kitaba başladığını şevki kitap sonunda bulamıyorsunuz. Kitabı bana öneren ve okumam için kendi kitabını ödünç veren arkadaşım, kitaptan sıkılıp okumadığını ben kitabı bitirince itiraf etti. Ön kapakta New York Times'ın yazızına kanmamalı.

Cinayet kitaplarının özelliğidir yazarın yönlendirmek isteği. Ancak bunu bolca hissetmek kitabın kurgusundan şüphe ettiriyor.

Ayrıca klon karşıtı grupların terörist hareketleri polis tarafından bilinirken Anna'nın cinayetinde konu bu taraftan hiç ele alınmadı. Zira Davis Moore'e da cinayet öncesinde silahlı saldırıya maruz kalmıştı. Belki de polis bu açıdan da incelemiştir de ben olay yığını içinde unutmuşumdur...

Kitabın sonuna gelirken "artık bitsin" diye düşünmeden edemedim. "Hangi kelimelerle ve hangi olayla kitabı sonlandırdı acaba" düşüncesi de diğer bir düşüncemdi.

Kanıttan klonlanan çocuk büyüyor ve Davis Moore'u buluyor.

Gölge Evren oyunundan da bahsetmek gerekir. Gölge Evren, insanların, gerçekle birebir kopyalanmış yerlerin haritalarında oynadığı bir oyun. GTA serisinin büyük hali... Bu oyunda, gerçekte ne yapıyorlarsa oyunda da aynılarını yapan insanalar var. Gerçeğin Ta Kendisi oyuncuları diyorlar. Yazar böylelikle sanal benlik, gerçek benlik üzerinde de duruyor.

Kitap, boğucu olmakla beraber zaman zaman sürükleyici de olabiliyor. Ancak bu türdeşlerinin karşısında çok zayıf olduğunu değiştirmez.

Kitap Koridor Yayıncılık'tan, Yasemin Özden KANCA çevirisiyle 2011'de ilk baskısını yapmıştır.


Koridor Yayıncılık resmi sitesi
KitapYurdu.com

16 Aralık 2012 Pazar

Beyoğlu Rapsodisi

0 yorum

Ahmet Ümit eseri. Birbiriyle ilgisi olmayan cinayetler ve üç arkadaşın bu cinayetlere ışık tutma hevesiyle giriştikleri dedektifçilik oyunu sonunda hiç beklenmedik bir kişinin katil çıkması güzel bir serüven yaşatıyor.

Selim, Kenan ve Nihat, Galatasaray Lisesi öğrenciliklerinden bu yana arkadaşlıklarını sürdürmüşlerdir. Kenan aralarındaki uçarı tiptir. Nihat uysal olan ve arkadaşlarının her zaman yanında olan ve Selim en mantıklıları olan üç kişilik arkadaş grupları yıllara meydan okumuştur. Kenan'ın uçak kazası geçirmesi sonrasında ölümsüzlük arayışı ve bu amacı için, cinayet mahallerinin canlandırılarak fotoğraf sanatını kullanmasıyla beklenmedik olaylar bu üç arkadaşı içine çekmektedir.

Katil kim? Genel soru bu olsa da ilk bölüm sonunda katili buldum. Ancak işin eğlencesini kaçırmamak için daha fazla açmayacağım konuyu. Kitap sizi sonuna kadar çekecektir. Alttaki alıntıyı okumadan önce belirteyim: alıntı katilin kimliğini verecektir! O yüzden katili öğrenmek istemiyorsanız alıntıyı okumayın. Alıntılama sebebim eserin o kısmına katı

"Polisiye romanlarda yazar en büyük otoritedir. Okurla sürekli oyun oynar. Bu romanda otorite ben değilim." (sayfa 406)
Bütün roman boyunca kafama en çok takılan buydu. Katılmama sebebimse otorite yine otoriteliğini kullanmıştır. Bunun da bir kaç örneği mevcut. Bölümler arası geçişlerde kalan karanlık bölge otoritenin otoritesini kullanışına basit bir örnek.

Ahmet Ümit, Beyoğlu tarihiyle harmanlanmış, basit ve yanlış karar almanın sonuçlarıyla bezeli bir eser üretmiş.

Kitap Everest Yayınları'ndan 2003'te ilk baskısını yapmıştır. Elimdeki kitabı Temmuz 2010 tarihli baskısıdır.


Everest Yayınları
KitapYurdu.Com

19 Kasım 2012 Pazartesi

Kaosun Sırları

0 yorum
Maxime Chattam eseridir. Chattam'a has özellikler bu kitabında da mevcut. Bu kitabın benim için bir başka özelliği daha var ki o da en uzun sürede okuduğum kitap olmuştur. Geçtiğimz yaz ayında kitaplara fazla vakit ayıramamış olmama rağmen, bu kitabı bir hafta okuyup iki hafta okumamazlık lüksüne sahiptim. Tabi bu süre kitaptan kopmak için fazla bile. Ancak yine de kaldığınız yerden devam ettiğinizde aynı tadı ve akıcılığını koruyor. Kimi detayları unutmak kaçınılmaz o ayrı.

Eser ilk başladığında fantastik öğeler hissetiriyor. Ancak olan bitenin mantığa açıklaması da ilerleyen sayfalarda mevcut. Böyle bir harmanın varlığı ve bu harman arasında tek bir "vücudun" iç çatışmaları arasında kalan Yale'in hikayesini okuyoruz.

Yael'in hayatını izliyoruz. Gölgeler'in oyununda bir taş haline gelen Yael kimi zaman istenen karelere hareket ediyor kimi zamansa beklenmeyen hamlelerde bulunuyor. İlk olarak aynalarda kendini gösteren gölgeler Yael'i tehtit etmektedirler. Yael derinlere indikçe ölüme bir adım daha atmış oluyor. Kamel Nasr'ın blogundan alıntılarla fikirleri bize sunuluyor. Kamel Nasr'ın da belirttiği gibi Yael kitabın sonunda ölüyor.

Sonunu bildiğiniz bir kitabı neden okursunuz?

Maxime Chattam'ın güzel kurgusu ve akıcılığıyla Fransa'dan Amerika'ya uzanan bir tür satranç oyununda iyi okumalar dilerim.



KitapYurdu.Com : http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=435475

22 Nisan 2012 Pazar

Günahkar

0 yorum
Vize haftası biter bitmez, Günahkar'a kaldığım yerden devam ettim. Kitabın başından beri acaba ne olacak sorusu sordum. Neredeyse son sayfalara kadar olay çözülmedi. Elbette Tess Gerritsen'ın kalemini tanıyanlar bu kitabın sonucu için de çeşitli tahminlerde bulunacaklar.

İki önemli konu üzerinde durmuş Tess Gerritsen. Bu özellikle dikkatimi çekti. Ayrıca az sonra yazacaklarım kitabın sonuyla ve çözümüyle ilgili, şimdiden bilgisini vereyim.

İlk önemli konu ve aslında Gerritsen'ın tüm kitaplarında işlediği toplumda kadın. Bu sefer toplumda anne adayı olmak ve annelik üzerine de eğilmiş. Ayrıca Rizzoli'nin ailesi hakkında da çok ilginç bilgiler alıyoruz. Bi' anne olmak bu kadar kısa ve öz anlatılamazdı heralde.

Gelelim diğer konuya ve fabrikaların sebep olduğu çevre faciaları! İşte çoğunu görmediğimiz, bir şekilde hasır altı edilen kazalar ve/veya bilinçli "kazalar"ın sebep oldukları facialar. Her zaman olagelmiştir. Bu olaylar dünyanın ortak sorunu. Ancak yine de göz yummaktan çekinmiyorlar.

En yakını ve en büyüklerinden birisi, Fukushima, unutuldu, unutturuldu. Acaba son radyasyon ölçümlerinden kimlerin haberi var acaba? Yakına gelelim; Dilovası gaz ölçüm sonuçlarından...

Dünya hepimizin. Dünya'nın bir ucunda olan da bizi etkiler. Göz görmeyebilir, ten hissetmeyebilir. Ancak bu etkilenmediğimiz anlamına gelmez. Bu olaylar karşısında ne kadar sessiz kalırsak o kadar çok kanserimiz olur.

Ülkemizin tamamını etkileyen çok taze bir akciğer kanseri başlangıcını da gözden kaçırdık sanırım. 2B Yasası olarak biliniyor kendisi. Meclisten geçti...

Bugünün bir özelliği de Dünya Günü. Ülkemizdeki etkinlikleri için de müteşekkiriz. Nasılsa öleceğiz ve bizden sonrakiler Dünya ile ne yaparsa yapsın bizi ilgilendirmez...

İşte böyle bir günde bitti Günahkar...

Günahkar'da iki rahibenin öldürülmesi, elleri ve kolları kesilmiş yüz derisi alınmış, Fare Kadın lakabını taktıkları bir kadın ve öldürülmüş bir adamın zaman çizgileri Maura'nın masasında kesişiyor. Bunların üstüne Maura'nın eski eşinin -Victor- de olaylarla ilgisinin olması konuyu daha da karıştırıyor.

Tess Gerritsen, karmaşa gibi görünen bir çok incelemeyi bir araya getiriyor ve okumaya doyum olmayacak bir eser daha sunuyor ve evet, Rizzoli hamile olduğunu öğreniyor.


Kitap:
Martı Yayınları
KitapYurdu.Com









28 Aralık 2011 Çarşamba

Sherlock Holmes Dans Eden Adamlar

0 yorum
Sherlock Holmes için ne söylenebilir ki?! Sir Arthur Conan Doyle Watson üzerinden anlattığı bu kişinin olayları çözmesine, teatral havasına hayran kalmamak elde değil! Bu dönemlerde ikinci sinema uyarlaması da vizyondayken insanların bir kere daha farkettiği gibi, sinema uyarlamaları eğlenceli, görselliği bolca artı katıyor ancak kitabının yerini tutamıyor.

Sherlock Holmes bu kitapta dört dört ayrı olayla ilgileniyor ve onları kendi yöntemleriyle çözüyor. Havaların da şu sıralar soğumasıyla keyifle okunabilecek, elden bırakılamayacak bir eser!

"Reigate Bulmacası
Nordwoodlu İnşaatçı
Dans Eden Adamlar
Bisikletteki Adam"
Reigate Bulmacası'nda dedekifimiz kendini toparlamak amacıyla şehirdışında bir arkadaşı ziyarete gider. Orada karşılaştığı ilginç bir hırsızlık ve ardında da gelen cinayetle Sherlock Holmes ve dostu Dr. Watson kendilerini olayların içinde bulurlar.

Sherlock Holmes, Baker Sokağı'ndaki evinde beklenmedik bir misafiri ağırlamak zorunda kalır. Ziyaretçi bir avukattır ve cinayet zanlısıdır. Polisler peşindedir ve Sherlock Holmes'ten, kendisinin masum olduğunu ispatlamasını ister.

Eşini çok seven bir kocanın Sherlock Holmes'ten yardım istemesiyle olaylar başlar. Çift bir sabah uyandıklarında duvarlarında çizilmiş şekiller görürler ve kadının davranışları değişir, korkar. Durum Sherlock Holmes'e ulaşır ve şekillerin anlamını çözmesini ister.

Bisikletteki Adam, bir kadın üzerine kurulan komployu içermektedir. Kadın yeni işe başladığı eve gelen bir misafir tarafından taciz edilir ve sonrasında takip edildiğini farkeder. Sherlock Holmes'ten yardım ister.

Sir Arthur Conan Doyle'un inanılmaz anlatımıyla ve cümlelerindeki kıvraklığıyla mükemmel bir eser, Martı Yayınları'nda 2010 baskısı.Kitapta bu yayınevinden beklemediğim baskı hatalarıyla karşılaştım. Buna rağmen Sherlock Holmes olanları unutturuyor ve kendine hayran bırakıyor.

Okuduğum kitabın kapak resmini buraya ekledim ancak bağlantılarını bulamadım ancak aşağıda 2008 baskısı linkleri var:

KitapYurdu.Com

25 Aralık 2011 Pazar

Aklından Bir Sayı Tut

0 yorum
John Verdon eseri. Tess Gerritsen;
"Çok, çok uzun zamandır okuduğum en iyi romanlardan biri. Aklınızı başınızdan alacak... John Verdon öyle ışıl ışıl ve incelikli yazıyor ki kıskanmadan edemedim."
demiş kitap için. Bu beni okumaya biraz daha teşvik etmişti. Ancak okudukça polisiye/gerilim sever okuyuculardan kaçmayacak bariz bir nokta gördüm. Elbette ki bu olayın çözümü olduğu için bunun ne olduğunu açıklamayacağım. John Verdon'ın bunu bilerek mi yaptığını yoksa farkında olmadan mı yaptığını anlamadım. O noktaya kadar kurgusu o kadar güzelken o olayla karşılaştığımda, bilerek yaptığı bir şaşırtmaca olduğunu düşünmüştüm.



Zamanınızı çarçur etmeyen, istenileni de yeteri kadar veremeyen bir eser. Eğlendiriyor, keyifli, boğmadan akan bir kitap. Olay örgüsü içine çekti. Kitabın arka kapağından aktarıyorum:
"Mark Mellery, posta kutusuna bırakılmış imzasız bir mektup alır. Mektupta şöye yazmaktadır: 'Aklından bir sayı tut - 1 ile 1000 arasında herhangi bir sayı.' Mellery öylesine 658 sayısını tutar. Not şöyle devam etmektedir: 'Sırlarını nasıl bildiğimi göreceksin. Küçük zarfı aç.

Aldıklarını geri vereceksin
Vermiş olduklarını aldığın zaman.
Biliyorum ne düşündüğünü,
Ne zaman uyuduğıunu,
Nereye gittiğini,
Nereye gideceğini.
Seninle bir randevumuz var,
Bay 658"
Kitabın hikayesini kısaca şöyle. Mark Mellery mektubu aldıktan sonra eski arkadaşı emekli Dedektif Gurney'den yardım ister. Dedektif Gurney kendini olayların içine çekilmiş bulur. Bu olay aynı zamanda Dedekti Gurney için bir iç yolculuk olur.

Koridor Yayıncılık'ta Cemile Özyakan çevirisiyle basılmış.

Kitap:

Koridor Yayıncılık
KitapYurdu.Com
>

7 Ekim 2011 Cuma

Cerrah

2 yorum
Tess Gerritsen kitabı. Popüler kültürde çoğu yazar adayı bir kitapla parlama yapar ancak devamını getiremez. Tess Gerritsen böyle olmadığını bize defalarca ispatladı.

Cerrah, benim gözümde Tess Gerritsen'ın "ustalık" eserlerinden birisidir.Psikolojik tahlillerden tutun da Rizzoli karakterine kadar her şey yerli yerinde! Tess Gerritsen tecavüz konusına, polisiye gerilim türünde eğilmesi, tecavüze uğrayan kadınların yaşadıklarını apaçık tahlil etmesi ve tacavüzcünün ve katilin bakışaçısını yakalayabilmesi başlı başına bir olaydır.
"Öldüğünü anlayabilecek kadar uzun yaşamıştı."(sayfa 21)
 "Böyle sessiz kalmayı seçen kim bilir kaç kadın vardır, diye düşündü Moore."(sayfa 72) 

Bendeki eser Doğan Kitap'tan Ali Cevat Akkoyunlu çevirisinin ikinci baskısı.2005 yılı basım tarihli.A. Cevat Akkoyunlu'nun çevirisi her zamanki gibi güzel olmuş. Öyle ki kimi yerlerde Tess Gerritsen'ın vermeye çalıştığı ayrıntılardan hiçbiri atlanmamış.
Cerrah'ın ağzından:
"Temel tabiatımı kabul ediyor, benimsiyorum. Tanrı'nın yarattığı gibiyim; Tanrı'nın hepimizi yarattığı gibi." (sayfa 296)


Kitap:

Doğan Kitap
KitapYurdu.Com



23 Ağustos 2011 Salı

Çırak

0 yorum
Tess Gerritsen eseri. Cinayetler, yakalanmış Cerrah'ın cinayetlerine benzemektedir. Bir taklitçi mi yoksa Cerrah'ın bir destekçisi mi var? Bu soru üzerinden Tess Gerritsen bir harika eser daha sunmuş ve -kitabın adından da belli-  Cerrah'ın bir Çırak'ı var. Cerrah geri dönüyor ve yalnız değil!

Tess Gerritsen kurgusu yine harika.Olayın çözümündeki heyecansa bu sefer çok daha başka!

Tess Gerritsen ayrıntıların peşini bırakmayan, betimlemeleriyle olayları net bir şekilde bize aktaran üslubuyla kitaba bağlıyor. Rahatsız edicilik her zamanki gibi mevcut.

Eserin bir artısı daha var.Bir katille karşılaşmış olan bir kişinin daha sonra yaşadıklarına da değiniyor.Rizzoli'nin yaşadığı korkuyu bize çok güzel bir şekilde aktarıyor.

Martı Kitabevi, Cumhur Mısırlıoğlu'nun güzel çevirisiyle kitabı basmış.

Rizzoli bu kitapta kendine bir eş buluyor Gabriel Dean ile bu kitapta tanışıyor.

Tam anlamıyla "soluksuz" bir macera, bir köşe kapmaca...

Tess Gerritsen eserlerinin televizyon dizisi uyarlaması:
Dizinin resmi internet sayfası: http://www.tnt.tv/series/rizzoliandisles/
IMDb sayfası: http://www.imdb.com/title/tt1551632/
CNBC-e sayfası: http://www.cnbce.com/diziler/Hakkinda.aspx?TvSerieId=94


Kitap:
KitapYurdu.Com




 
Copyright © Kitaplık
S.Y.